İzmir’de 37 yılda 12 ayrı bölgede 150 bin kişinin yaşadığı 30 bin konutu tamamlayan Ege-Koop Başkanı Hüseyin Aslan, İzmir’de Son Dakika’ya önemli açıklamalarda bulundu. Bugün İzmir’de kiralık konut bile bulunamadığını hatırlatan Aslan, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile belediyeler arsa üretse, vatandaşa 2 artı 1 konut en fazla 300 bin TL, 3 artı 1 konut ise 450 bin TL’ye mal olur” dedi.
RÖPORTAJ: HÜROL DAĞDELEN
FOTOĞRAFLAR: ŞÜKRÜ AKIN
Hüseyin Aslan, İzmir’in en renkli simalarından biri… Yıllarca gazetelerde görev yaptı, gazetecilerin sendikalı olması için büyük mücadeleler verdi. Sonra uzun yıllardır başkanlığını yaptığı Ege Koop’la İzmir’de 37 yılda yeni kentler kurdu. İzmir’in 12 ayrı bölgesinde 150 bin kişinin yaşadığı 30 bin konut üretti. Yaptığı konutlar, İzmir’in yeni mahalleleri oldu. Kimseler yokken İzmir’e depreme karşı dayanıklı ve sağlıklı konutlar kazandırmada örnek oldu. Hep İzmir’in etkili isimleri arasında yer aldı. Hüseyin Aslan’la İzmir’in en önemli sorunları arasında yer alan kentsel dönüşüm, uydu kentler ve yapı stoğu üzerine konuştuk, kendisinden konut sorununu ortadan kaldıracak ipuçlarını öğrendik…
-Özellikle önceki yıl yaşanan depremden sonra İzmir için kent yenilemenin önemi daha iyi anlaşıldı. İzmir’de kent yenileme çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
-İzmir’in yapı stoğu incelendiğinde şu andaki mevcut konutların TÜİK’in resmi rakamlarına göre yüzde 55-60’nın depreme dayanıksız olduğu görülüyor. Yine TÜİK’in rakamlarına göre İzmir’de 313 bin konut depreme dayanıksız. Ayrıca İzmir’de 20-25 yılın üzerinde olan bina yaş ortalaması da yüzde 65-70 civarında. Bütün bunları değerlendirdiğimizde çıkan tablo kentsel dönüşümün İzmir’in en acil ve önemli sorunlarından biridir. Bir başka önemli konu da İzmir’in deprem kuşağında olmasıdır. İzmir’de bilim insanlarımızın defalarca söylediği gibi 17 hareketli fay var. İzmir’de önceliğimiz sağlıklı yapılaşma olmalıdır. İzmir’de önceliğimiz planlı kentleşme olmalıdır. Son 10 yıldır tartıştığımız ama bir arpa yolu bile yol alamadığımız kentsel dönüşüm olmalıdır.
‘BÜYÜYEN NÜFUSA GÖRE PLANLAMA YAPILMADI’
-Kentsel dönüşümün acilliği ve önceliği konusunda herkes mutabık. Peki neden yeterince olmuyor?
-Bu konu bugünün meselesi değil. 1960’lı yıllardan itibaren büyük kentlere büyük göçler oldu. Ne yazık ki bir plansızlık oldu büyük kentlerde. Büyüyen nüfusa ve göçe göre bir planlama yapılmadı. Bugün de yapılmıyor.
Ege-Koop İzmir’de 37 yıldır yeni kentler kurdu. İzmir’in 12 ayrı bölgesinde 150 bin kişinin yaşadığı 30 bin konut yaptı Ege-Koop. Bizim şehir merkezinde hiçbir projemiz yok. Biz bu projeleri hayata geçirdikten sonra şehir dışındaki o bölgeler gelişti. Ege-Koop’a 200 ayrı meslek grubu dahil oldu. Biz İzmir’e 15 yeni mahalle kazandırdık. Bayraklı’da Körfez Evleri Projesi’ni yaptık. Şu anda orası Körfez Evleri Mahallesi oldu. Seyrek’de Villa Kent Projemiz var. Orasının adı Villa Kent Mahallesi oldu. Bu mahallelerde hiçbir şey yoktu. Altyapı ve yolunu bile biz yaptık. Bugüne kadar hiçbir sorumluluğumuz ve hatta yetkimiz olmadığı halde 150 kilometre yol yaptık. 180 kilometre kanal döşedik. Bizim görevimiz mi bu? Bize yaptırdılar. Kendi yarattığımız kaynakla yaptık.
Ben iddia ediyorum, İzmir’de Ege-Koop’un yaptığı projelerde hiçbir deprem korkusu yok. Bırakın 1999 sonrasını, bizim 1989’de bitirdiğimiz Egekent-1’de bir sorun yok. Demek ki planlı yapılaşma böyle oluyormuş.
BİNLERCE HEKTAR İLAN EDİLMİŞ ALAN VAR, YAPILMIYOR
-Planlama derken beleidiyeler mi yetkili yoksa bakanlıklar mı?
Şimdi planlama konusunda iki ayrı kanun var. Bu da ciddi bir sorun. Bunlardan biri Büyükşehir belediyelerinin yetkili olduğu, diğeri bakanlıkların yetkili olduğu kanun. Burada kentsel dönüşüm yetkisi aslında büyükşehir belediyelerine verilmeli. Hatta ilçe belediyelerinin de yetkisi olmalı. İki başlılıktan kurtulmak gerekiyor.
Büyükşehir Kanunu’na göre Bakanlığın onayladığı hatta Aziz Kocaoğlu’nun her yerde söylediği 305 bin hektar alan var kentsel dönüşüm için. İlan edilmiş ve hiçbir sorun yok. Öte yandan Bakanlığın kendisinin ilan ettiği 918 bin hektarlık alan var kentsel dönüşüm için. Yani yer var ama yapılmıyor.
AÇIKGÖZ MÜTEAHHİT VATANDAŞIN EVİNİ ELİNDEN ALIYOR
-İzmir’de konut fiyatları, kiralar el yakıyor. Siz binlerce konutu tamamladınız. 100 metrekarelik bir konutun maliyeti ne kadar?
Arsa üretmezseniz kat karşılığı oranlar da yüzde 50’ler seviyesinde olursa bu yüksek fiyatlar olur. Vatandaş aslında bir ev aldığında iki ev parası ödüyor. Arsa payının konut maliyetindeki payı yüzde 25’i geçmemeli. Şu anda bu oran yüzde 50’nin üzerinde. Bazı yerlerde yüzde 60’ı buluyor.
Arsa üretilirse 2 artı 1 konutun maliyeti en fazla 300 bin TL olur. 3 artı 1 olursa en fazla 450 bin TL olur. Benim “arsa” diye çırpınmamın nedeni bu. Şimdi biz bir bölümü uydu kentlerde 400 bin TL’ye ev yapsak vatandaş gelmez mi? O zaman kent merkezinde de fiyatlar düşer. Merkezin yoğunluğu da azalır. Avrupa’de şehir merkezinde yaşayan yok.
Ortalama bir inşaatın metrekare maliyeti 3500 ya da 4 bin TL… 100 metrekarelik bir daireyi 400 bin TL’ye üretmek mümkün. Burada merkezi ve yerel idarelerin desteğini sağlamak lazım. Ama bunu konutu olmayan vatandaş için düşünmek gerek. Maliyetlerin bir bölümü böylece karşılanabilir. Şu anda kentsel dönüşümde insanlar ortada kaldı. Vatandaş müteahhitlerin eline kaldı. Kentsel dönüşüm ve sosyal konutlarda devlet, “Ben genel bütçeden vatandaş için pay ayırdım” demeli. Anayasa’da devletin sağlıklı konutlar sunması maddesi var. Kentsel dönüşümlerde maliyetlerin yüzde 40-50’sini devlet olarak vermezseniz orada kentsel dönüşüm olmaz. Vatandaş mağdur olur. Şu anda bir çok açıkgöz müteahhit vatandaşın evini elinden alıyor. Adamın müteahhide verecek parası yok. Ama yıllardır orada yaşamış. Çocukluğu, hayatı orada geçmiş, ne yazık ki evini temelden satmak zorunda kalıyor.
BAKANLIK VE BELEDİYELER ARSA ÜRETMEZSE KONUT SORUNU ÇÖZÜLMEZ
-Son yıllarda eskisi gibi yoğun şekilde projeleri hayata geçirebiliyor musunuz?
-Ciddi anlamda yeni projeler için talep ve istek var. Ama belediyeler son 20 yıldır, kentin büyümesine paralel “uydu kent” modeli arsa üretmiyor. Şu anda arsa yok İzmir’de. “Uydu Kent” yapmazsanız kentteki konut sorununu çözemezsiniz. Biz uydu kentler yaptık. İzmir’de konut talebi var ama arsa yok. İzmir’in nüfusunun yüzde 40’ı kirada oturuyor. Sorun arsa. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı ile belediyeler Hazine arsalarını acilen uydu kentlerin yapılabileceği yeni planlama yapmalılar. Binlerce konutun yapılabileceği, sosyal tesisleriyle, eğitim ve yeşil alanlarıyla, ibadethaneleriyle bütün ihtiyaçları karşılayacak bir yeni yaşam alanları yapmazsak bu kentin konut sorunu çözemeyiz. Arsa sorunu çözülürse biz konut yapmaya hazırız.
Tarım ve orman alanı olmayan o kadar çok yer var ki Bakanlık ve belediyelerin bünyesinde. Bunların yaşam alanlarına dönüştürülmesi için Bakanlık ve belediyelerin öncülük yapması gerekir. Sosyal devlet ve sosyal belediyeciliği savunuyorsak merkezi ve yerel yönetimin acilen işbirliği yapıp İzmir’in en az 5 bölgesinde uydu kentler için alt yapı çalışması yürütmelidir.
Menemen aksında, Bornova-Kemalpaşa aksında, Bornova-Manisa aksında, Torbalı-Selçuk aksında ve Güzelbahçe-Seferihisar aksında bu uydu kentler kurulabilir.
İZMİR’DE HER YIL 100 BİN YENİ KONUT YAPILMALI
-İzmir’de belediyeler 2000 yılına kadar ciddi toplu konut projelerine imza attı. Belediyeler bizzat işin içindeydi. Sonrasında bu projeler neden yapılmadı?
-Artık bu projelerin yapılmamasının birinci nedeni arsa sorunu. Ayrıca o dönemlerde Turgut Özal’ın kurduğu Toplu Konut İdaresi hiç evi olmayan dar gelirli vatandaşlarımızın konutlarının yüzde 60’ını kredi olarak karşılıyordu. O dönem ciddi bir devlet desteği vardı. Şu anda Toplu Konut İdaresi; köprü yapıyor, hastane, karakol, stat yapıyor. Bunları yapmak Toplu Konut İdaresinin görevi mi? Ama vatandaşa yeterince toplu konut kredisi verilmiyor. Arsa ve kredi konusunu gündemde tutmalıyız. Bunları açık açık konuşup düzelmezsek çözemeyiz.
İzmir’in 2050 yılında yani 30 yıl sonra nüfusunun 8 milyon olacağı resmi rakamlarla açıklanıyor. Yani 30 yıl sonra 4 milyon kişi daha olacak İzmir’de. Bu durumda kentte her yıl 100 bin yeni konut yapılması gerekiyor. Şu anda yapılan konutlara genellikle iki yada daha fazla konutu olanlar sahip oluyor. Ancak bizim asıl amacımız hiç konutu olmayan vatandaşlarımızı ev sahibi yapmak olmalı.
İzmir’de özellikle son 6 ayda kiralık ev olmadığını herkes biliyor. Kiralık ev fiyatlarının yükseldiği ortada. Konut fiyatlarının da en çok İzmir’de arttığı açıklandı. İzmir’de şu anda 30 yıllık evlerin kirası 2 bin TL’den başlıyor. Biz öncelikle sosyal devlet ve sosyal belediyeciliği iyi tartışmalıyız. İzmir deprem kuşağında ve bu kentte kentsel dönüşüm en öncelikli proje olmalı. İnsan hayatından daha önemli ne olabilir?
-İzmir’de kent yenilemeden çok bina yenilemeleri oluyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Bina yenileme de doğru dürüst olmuyor ne yazık ki. Otopark başta olmak üzere bütün sorunlar aynen devam ediyor. Oysa biz kentin önce planlamasını yapmalıyız. Örneğin 20 yıl sonra nasıl bir Alsancak hayal ettiğimizi planlamalıyız. Binalar, yollar, alt yapı buna göre hazırlanmalı. Otopark buna göre olmalı. Ama gelişigüzel yapılan ve 6 ayda bir değişen imar planlarıyla bunları çözemezsiniz. İmar planı değişmemesi gereken bir konudur. İzmir’in bütün bu kentsel dönüşüm sorunlarına, depremle ilgili sorunlarını en az 3-4 gün süren toplantı ve sempozyumlarla bilim insanlarının katıldığı, üniversitelerin dahil olduğu bir ortamda ele almalıyız. İzmir’in en az 30 yıl sonrası için nasıl bir planlama ve nasıl bir kent olması gerektiği ortaya koyulmalı. Ama kentin bütün bileşenleri bu toplantılarda olmalı. Şimdi belediye bir yeri planlıyor. Odalar itiraz ediyor. İletişim olmadığı için, karşılıklı tartışamadığımız için bu oluyor. Bunları yapamazsak kente kötülük yaparız.
Keşke planlara itiraz noktasına gelmeden tartışmalar yapılsa. Bilimsel meslek odaları sonuçta kendini sorumlu hissediyor. Şehir Plancıları Odası itiraz ettiğinde mahkemeler kabul ediyor. Onu bilir kişiye gönderiyor. Ondan sonra kararını veriyor. Demek ki o planlarda mahkemenin de ortaya koyduğu sorunlar oluyor. Demek ki bizim ortak aklı kullanamama gibi bir sorunuz var. Ortak aklı kullanamazsak bu kente yazık olur. Gültepeli vatandaş yıllardan beri o hayal içinde yaşıyor. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur büyük bir heyecanla geldiği günden beri bu konuda emek veriyor. Ne oldu şimdi?
Bayraklı’da İzmir Büyükşehir Belediyesi emsal artışı verdi. Şimdi konu mahkemelik oldu. Allah aşkına böyle mahalleye göre imar artışı olmaz. Bütüne bakmak gerek. Bütüne bakmadığımız sürece sorunu çözemeyiz.
ORTAK GÜCÜ BİRARAYA GETİREMEZSENİZ KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ YAPMAZSINIZ
İzmir’in en güzel yeri Yeşildere. Orayı planlayıp ıslah edelim, İzmir’in bir anda imajı değişir. Aslında bunu yapmak zor değil. Büyük bir arama konferansı ile herkesin görüşünü alarak bu iş başarılabilir. Atatürk’ün 1924’te yaptığı İzmir İktisat Kongresi gibi olmalı. Köylü, kentli, herkes gelecek. Kentsel dönüşümü nerede yaparsanız yapın ortak gücü bir araya getiremezsiniz başarılı olamazsınız. Biz Ege-Koop olarak bunu yaptık. 200 kooperatif her yıl genel kurul yaptı. Bu kooperatiflerin ortakları gelip her yıl hesap sordu bize. Kararları ortak aldık. Öyle olunca herkes uydu. Kentsel dönüşüm yapılacak bölgelerde vatandaş örgütlenebilirse, belediyeler de ortak olmak şartıyla o kooperatiflerde karar ortak alınırsa bu iş yapılır. Ama bu birliktelik planlama aşamasından itibaren olmalı. “Planı ben yaptım, sen uygula” anlayışı olursa olmaz. Vatandaş orada mağdur olur.
Ankara’da Sayın Murat Karayalçın bunu Dikmen Vadisi’nde uyguladı. O çok önemli bir modeldir. Dikmen Vadisi’ndeki gecekondu sahiplerini topladı. Onlardan 3 temsilci seçtirdi. Belediyeden de temsilciler oldu. Kendisi de başkan oldu. Böylece paylaşımla çözdüler. Yeşildere’yi yapabilsek İzmir kentsel dönüşümün ne olduğunu hemen anlar. Gültepe de öyle. Gümüşpala da öyle.
Ege-Koop Başkanı Aslan: Bakanlık ve belediyeler arsa üretse vatandaşa 300 bin liraya konut üretilir
İzmir’de 37 yılda 12 ayrı bölgesinde 150 bin kişinin yaşadığı 30 bin konutu tamamlayan Ege-Koop Başkanı Hüseyin Aslan Egeli Gazteye’ye önemli açıklamalarda bulundu. Bugün İzmir’de kiralık konut bile bulunamadığını hatırlatan Aslan, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile belediyeler arsa üretse vatandaşa 2 artı 1 konutu en fazla 300 bin TL, 3 artı 1 konutu ise 450 bin TL’ye konut üretilebilir” dedi.
RÖPORTAJ: HÜROL DAĞDELEN
FOTOĞRAFLAR: ŞÜKRÜ AKIN
-Özellikle önceki yıl yaşanan depremden sonra İzmir için kent yenilemenin önemi daha iyi anlaşıldı. İzmir’de kent yenileme çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
-İzmir’in yapı stoğu incelendiğinde şu andaki mevcut konutların TÜİK’in resmi rakamlarına göre yüzde 55-60’nın depreme dayanıksız olduğu görülüyor. Yine TÜİK’in rakamlarına göre İzmir’de 313 bin konut depreme dayanıksız. Ayrıca İzmir’de 20-25 yılın üzerinde olan bina yaş ortalaması da yüzde 65-70 civarında. Bütün bunları değerlendirdiğimizde çıkan tablo kentsel dönüşümün İzmir’in en acil ve önemli sorunlarından biridir. Bir başka önemli konu da İzmir’in deprem kuşağında olmasıdır. İzmir’de bilim insanlarımızın defalarca söylediği gibi 17 hareketli fay var. İzmir’de önceliğimiz sağlıklı yapılaşma olmalıdır. İzmir’de önceliğimiz planlı kentleşme olmalıdır. Son 10 yıldır tartıştığımız ama bir arpa yolu bile yol alamadığımız kentsel dönüşüm olmalıdır.
-Kentsel dönüşümün acilliği ve önceliği konusunda herkes mutabık. Peki neden yeterince olmuyor?
-Bu konu bugünün meselesi değil. 1960’lı yıllardan itibaren büyük kentlere büyük göçler oldu. Ne yazık ki bir plansızlık oldu büyük kentlerde. Büyüyen nüfusa ve göçe göre bir planlama yapılmadı. Bugün de yapılmıyor.
Ege-Koop İzmir’de 37 yıldır yeni kentler kurdu. İzmir’in 12 ayrı bölgesinde 150 bin kişinin yaşadığı 30 bin konut yaptı Ege-Koop. Bizim şehir merkezinde hiçbir projemiz yok. Biz bu projeleri hayata geçirdikten sonra şehir dışındaki o bölgeler gelişti. Ege-Koop’a ayrı 200 meslek grubu dahil oldu. Biz İzmir’e 15 yeni mahalle kazandırdık. Bayraklı’da Körfez Evleri Projesi yaptık. Şu anda orası Körfez Evleri Mahallesi oldu. Seyrek’de Villa Kent Projemiz var. Orasının adı Villa Kent Mahallesi oldu. Bu mahallelerde hiçbir şey yoktu. Altyapı ve yolunu bile biz yaptık. Bugüne kadar hiçbir sorumluluğumuz ve hatta yetkimiz olmadığı halde 150 kilometre yol yaptık. 180 kilometre kanal döşedik. Bizim görevimiz mi bu? Bize yaptırdılar. Kendi yarattığımız kaynakla yaptık.
Ben iddia ediyorum, İzmir’de Ege-Koop’un yaptığı projelerde hiçbir deprem korkusu yok. Bırakın 1999 sonrasını, bizim 1989’de bitirdiğimiz Egekent-1’de bir sorun yok. Demek ki planlı yapılaşma böyle oluyormuş.
BİNLERCE HEKTAR İLAN EDİLMİŞ ALAN VAR, YAPILMIYOR
Şimdi planlama konusunda iki ayrı kanun var. Bu da ciddi bir sorun. Bunlardan biri Büyükşehri belediyelerinin yetkili olduğu, diğeri bakanlıkların yetkili olduğu kanun. Burada kentsel dönüşüm yetkisi aslında büyükşehir belediyelerine verilmeli. Hatta ilçe belediyelerinin de yetkisi olmalı. İki başlılıktan kurtulmak gerekiyor.
Büyükşehir Kanunu’na göre Bakanlığın onayladığı hatta Aziz Kocaoğlu’nun her yerde söylediği 305 bin hektar alan var kentsel dönüşüm için. İlan edilmiş ve hiçbir sorun yok. Öte yandan Bakanlığın kendisinin ilan ettiği 918 bin hektarlık alan var kentsel dönüşüm alanı var. Yer var. Ama yapılmıyor.
AÇIKGÖZ MÜTEAHHİT VATANDAŞIN EVİNİ ELİNDEN ALIYOR
-İzmir’de konut fiyatları, kiralar el yakıyor. Siz binlerce konutu tamamladınız. 100 metrekarelik bir konutun maliyeti ne kadar?
Arsa üretmezseniz. Kat karşılığı oranları da yüzde 50’ler seviyesinde olursa bu yüksek fiyatlar olur. Vatandaş aslında bir ev aldığında iki ev parası ödüyor. Arsa payının konut maliyetindeki payı yüzde 25’i geçmemeli. Şu anda yüzde 50’nin üzerinde. Bazı yerlerde yüzde 60’ı buluyor.
Arsa üretilirse 2 artı 1 konutun maliyeti en fazla 300 bin TL olur. 3 artı 1 olursa en fazla 450 bin TL olur. Benim “arsa” diye çırpınmamın nedeni bu. Şimdi biz bir bölüm uydu kentlerde 400 bin TL’ye ev yapsak vatandaş gelmez mi? O zaman kent merkezinde de fiyatlar düşer. Merkezin yoğunluğu da azalır. Avrupa’de şehir merkezinde yaşayan yok.
Ortalama bir inşaatın metrekare maliyeti 3500 ya da 4 bin TL. 100 metrekarelik bir daireyi 400 bin TL’ye üretmek mümkün. Burada merkezi ve yerel idarelerin desteğini sağlamak lazım. Ama bunu konutu olmayan vatandaş için düşünmek gerek. Maliyetlerin bir bölümü böylece karşılanabilir. Şu anda kentsel dönüşümde insanlar ortada kaldı. Vatandaş müteahhitlerin eline kaldı. Kentsel dönüşüm ve sosyal konutlarda devlet “Ben genel bütçeden vatandaş için pay ayırdım” demeli. Anayasa’da devletin sağlıklı konutlar sunması maddesi var. Kentsel dönüşümlerde maliyetlerin yüzde 40-50’sini devlet olarak vermezseniz orada kentsel dönüşüm olmaz. Vatandaş mağdur olur. Şu anda bir çok açıkgöz müteahhit vatandaşın evini elinden alıyor. Adamın müteahhide verecek parası yok. Ama yıllardır orada yaşamış. Çocukluğu, hayatı orada geçmiş, evini temelden satmak zorunda kalıyor.
BAKANLIK VE BELEDİYELER ARSA ÜRETMEZSE KONUT SORUNU ÇÖZÜLMEZ
-Son yıllarda eskisi gibi yoğun şekilde projeleri hayata geçirebiliyor musunuz?
-Ciddi anlamda yeni projeler için talep ve istek var. Ama belediyeler son 20 yıldır, kentin büyümesine paralel “uydu kent” modeli arsa üretmiyor. Şu anda arsa yok İzmir’de. “Uydu Kent” yapmazsanız kentteki konut sorununu çözemezsiniz. Biz uydu kentler yaptık. İzmir’de konut talebi var ama arsa yok. İzmir’in nüfusunun yüzde 40’ı kirada oturuyor. Sorun arsa. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı ile belediyeler Hazine arsalarını acilen uydu kentlerin yapılabileceği yeni planlama yapmalılar. Binlerce konutun yapılabileceği, sosyal tesisleriyle, eğitim ve yeşil alanlarıyla, ibadethaneleriyle bütün ihtiyaçları karşılayacak bir yeni yaşam alanları yapmazsak bu kentin konut sorunu çözemeyiz. Arsa sorunu çözülürse biz konut yapmaya hazırız.
Tarım ve orman alanı olmayan o kadar çok yer var ki Bakanlık ve belediyelerin bünyesinde. Bunların yaşam alanlarına dönüştürülmesi için Bakanlık ve belediyelerin öncülük yapması gerekir. Sosyal devlet ve sosyal belediyeciliği savunuyorsak merkezi ve yerel yönetimin acilen işbirliği yapıp İzmir’in en az 5 bölgesinde uydu kentler için alt yapı çalışması yürütmelidir.
Menemen aksında, Bornova-Kemalpaşa aksında, Bornova-Manisa aksında, Torbalı-Selçuk aksında ve Güzelbahçe-Seferihisar aksında bu uydu kentler kurulabilir.
İZMİR’DE HER YIL 100 BİN YENİ KONUT YAPILMALI
-İzmir’de belediyeler 2000 yılına kadar ciddi toplu konut projelerine imza attı. Belediyeler bizzat işin içindeydi. Sonrasında bu projeler neden yapılmadı?
-Artık bu projelerin yapılmamasının birinci nedeni arsa sorunu. Ayrıca O dönemlerde Turgut Özal’ın kurduğu Toplu Konut İdaresi hiç evi olmayan dar gelirli vatandaşlarımızın konutlarının yüzde 60’ını kredi olarak karşılıyordu. O dönem ciddi bir devlet desteği vardı. Şu anda Toplu Konut İdaresi; köprü yapıyor, hastane, karakol, stat yapıyor. Bunları yapmak Toplu Konut İdaresinin görevi mi? Ama vatandaşa yeterince toplu konut kredisi verilmiyor. Arsa ve kredi konusunu gündemde tutmalıyız. Bunları açık açık konuşup düzelmezsek çözemeyiz.
İzmir’in 2050 yılında yani 30 yıl sonra nüfusunun 8 milyon olacağı resmi rakamlarla açıklanıyor. Yani 30 yıl sonra 4 milyon kişi daha olacak İzmir’de. Bu durumda kentte her yıl 100 bin yeni konut yapılması gerekiyor. Şu anda yapılan konutlara genellikle iki yada daha fazla konutu olanlar sahip oluyor. Ancak bizim asıl amacımız hiç konutu olmayan vatandaşlarımızı ev sahibi yapmak olmalı.
İzmir’de özellikle son 6 ayda kiralık ev olmadığını herkes biliyor. Kiralık ev fiyatlarının yükseldiği ortada. Konut fiyatlarının da en çok İzmir’de arttığı açıklandı. İzmir’de şu anda 30 yıllık evlerin kirası 2 bin TL’den başlıyor. Biz öncelikle sosyal devlet ve sosyal belediyeciliği iyi tartışmalıyız. İzmir deprem kuşağında ve bu kentte kentsel dönüşüm en öncelikli proje olmalı. İnsan hayatından daha önemli ne olabilir?
-İzmir’de kent yenilemeden çok bina yenilemeleri oluyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bina yenileme de doğru dürüst olmuyor ne yazık ki. Otopark başta olmak üzere bütün sorunlar aynen devam ediyor. Oysa biz kentin önce planlamasını yapmalıyız. Örneğin 20 yıl sonra nasıl bir Alsancak hayal ettiğimizi planlamalıyız. Binalar, yollar, alt yapı buna göre hazırlanmalı. Otopark buna göre olmalı. Ama gelişigüzel yapılan ve 6 ayda bir değişen imar planlarıyla bunları çözemezsiniz. İmar planı değişmemesi gereken bir konudur. İzmir’in bütün bu kentsel dönüşüm sorunlarına, depremle ilgili sorunlarını en az 3-4 gün süren toplantı ve sempozyumlarla bilim insanlarını katıldığı, üniversitelerin dahil olduğu bir ortamda ele almalıyız. İzmir’in en az 30 yıl sonrası için nasıl bir planlama ve nasıl bir kent olması gerektiği ortaya koyulmalı. Ama kentin bütün bileşenleri bu toplantılarda olmalı. Şimdi belediye bir yeri planlıyor. Odalar itiraz ediyor. İletişim olmadığı için, karşılıklı tartışamadığımız için bu oluyor. Bunları yapamazsak kente kötülük yaparız.
Keşke planlara itiraz noktasına gelmeden tartışmalar yapılsa. Bilimsel meslek odaları sonuçta kendini sorumlu hissediyor. Şehir Plancıları Odası itiraz ettiğinde mahkemeler kabul ediyor. Onu bilir kişiye gönderiyor. Ondan sonra kararını veriyor. Demek ki o planlarda mahkemenin de ortaya koyduğu sorunlar oluyor. Demek ki bizim ortak aklı kullanamama gibi bir sorunuz var. Ortak aklı kullanamazsak bu kente yazık olur. Gültepeli vatandaş yıllardan beri o hayal içinde yaşıyor. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur büyük bir heyecanla geldiği günden beri bu konuda emek veriyor. Ne oldu şimdi?
Bayraklı’da İzmir Büyükşehir Belediyesi emsal artışı verdi. Şimdi konu mahkemelik oldu. Allah aşkına böyle mahalleye göre imar artışı olmaz. Bütüne bakmak gerek. Bütüne bakmadığımız sürece sorunu çözemeyiz.
ORTAK GÜCÜ BİRARAYA GETİREMEZSENİZ KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ YAPMAZSINIZ
İzmir’in en güzel yeri Yeşildere. Orayı planlayıp ıslah edelim, İzmir’in bir anda imajı değişir. Aslında bunu yapmak zor değil. Büyük bir arama konferansı ile herkesin görüşünü alarak bu iş başarılabilir. Atatürk’ün 1924’te yaptığı İzmir İktisat Kongresi gibi olmalı. Köylü, kentli, herkes gelecek. Kentsel dönüşümü nerede yaparsanız yapan ortak gücü bir araya getiremezsiniz yapamazsanız. Biz Ege-Koop olarak bunu yaptık. 200 kooperatif her yıl genel kurul yaptı. Bu kooperatiflerin ortakları gelip her yıl hesap sordu bize. Kararları ortak aldık. Öyle olunca herkes uydu. Kentsel dönüşüm yapılacak bölgelerde vatandaş örgütlenebilirse, belediyeler de ortak olmak şartıyla o kooperatiflerde karar ortak alınırsa bu iş yapılır. Ama bu birliktelik planlama aşamasından itibaren olmalı. “Planı ben yaptım, sen uygula” anlayışı olursa olmaz. Vatandaş orada mağdur olur.
Ankara’da Sayın Murat Karayalçın bunu Dikmen Vadisi’nde uyguladı. O çok önemli bir modeldir. Dikmen Vadisi’ndeki gecekondu sahiplerini topladı. Onlardan 3 temsilci seçtirdi. Belediyeden de temsilciler oldu. Kendisi de başkan oldu. Böylece paylaşımla çözdüler. Yeşildere’yi yapabilsek İzmir kentsel dönüşümün ne olduğunu hemen anlar. Gültepe de öyle. Gümüşpala da öyle.