Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem sonrasında İzmir’de başlatılan “İzmir Yardıma Koşuyor” kampanyası kapsamında; İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası, Şubat ayı Ortak Olağan meclis toplantısı, Jeolog Deniz Jeolojisi Uzmanı ve Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür’ün katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıya katılan Prof. Dr. Naci Görür; “Artık millet olarak sorunlara demokratik şekilde el koyma zamanı geldi” dedi.
CEMRE YUVARLAK/EGELİ GAZETE Kahramanmaraş Pazarcık üslü 7.7 ve 7.6 şiddetinde meydana gelen büyük deprem felaketinde güncel resmi bilgilere göre, 42 bin 310 kişi hayatını kaybetti. Depremin meydana geldiği günden bu yana İzmir’den ayni ve nakdi yardım gönderilmeye devam etti. İzmir’de başlatılan “İzmir yardıma koşuyor” projesi kapsamında yapılan toplantı İzmir Ticaret Odasında, Naci Görür’ün katılımıyla gerçekleşti. Deprem sürecini değerlendirin Görür İzmir için önemli açıklamalarda bulundu.
Bu strateji yara sarma edebiyatı…Bu çağ dışı bir strateji
Göçük altında kalan 60-70 bin insan olduğunu söyleyen Görür,“Ülkemizde depremi konuşmamak sanki tabu; ‘Konuşmamayayım, korkuyorum’, ‘Duymayalım, huzurumuz kaçmasın.’ Maalesef bu strateji bu ülkenin yöneticilerinde de uzun zamandır var. Deprem olduktan sona çizmelerimizi çeker sahaya ineriz, ‘Türkiye hükümeti büyüktür, kimseyi aç susuz bırakmaz, her şeyi yaparız, geçici ve sürekli konutlar yaparız, yara sararız.’ Bu strateji yara sarma edebiyatı… Bu çağ dışı bir strateji… İnsanına önem vermeyen anlayışın getirdiği bir strateji… ‘Deprem bizim elimizde değil, oluyor ne yapalım, olduktan sonra gücümüzü gösteririz.’ Bilgi toplumlarında, bilimin ışığı altında yürüyen toplumlarda, bilim gücüyle yönetilen toplumlarda böyle bir strateji yok. Çağdaş toplumlar, deprem gelmeden, insanlar ölmeden, afet her tarafı kasıp kavurmadan önce gerekeni yapıyorlar. Yurt dışında birçok yerde bu tür depremlerde 5-6 kişi ölüyor, o da tesadüfen… Biz ise, utanıyorum söylemeye… Şu an 42 bin insan görünüyor ama çok daha fazla olacak, inşallah yanılırım” dedi.
Artık millet olarak sorunlara demokratik şekilde el koyma zamanı geldi
Görür konuşmasına şöyle devam etti: “Ne götürdüğümüzü değil niye bu depremin zararlarını azaltamadık onu konuşmamız lazım. TÜSİAD’a ‘neyi bekliyorsunuz, niye konuşamıyorsunuz, deprem ekonomiden daha mı az önemli’ dedim. İstanbul hala depreme hazır değil. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bu hükümet stratejik durumu değiştirmeye karar verdi ve 2010’a doğru “deprem olmadan önce zararı azaltmamız lazım’ deyince çok umutlanmıştım. Ama biz depremi hiç tartışmadık ve deprem öncesi hiçbir şey yapmadık. Artık millet olarak sorunlara demokratik şekilde el koyma zamanı geldi.”
Kentsel dönüşüme girmek için hükümeti zorlayın
İzmirlilerin evlerini muayene ettirmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Görür şöyle konuştu,
“İzmir’de yapılacak iş belli. Mikro bölgeleme çalışmasından sonra evlerinizi muayene ettirin.1999 sonrasındaki yeni yönetmeliklere göre, kaçak olmadan, doğru mühendislik hizmeti almış, zemin etütleri yapılmışsa, o binalar çökmez, sizi öldürmez, depremde içinden sağ çıkmasına müsaade eder. İzmir’deki belediyeyi zorlayın, üniversiteleri halk olarak zorlayın, evlerini muayene ettirin. Parası olmayana da devlet el atsın veya belediye bedava yapsın. Muayene ettirirseniz evinizin depremdeki davranışlarını görebilirsiniz, Güçlendirmeyle zafiyet gideriliyorsa güçlendirme yaptırın, eğer olmuyorsa deprem odaklı kentsel dönüşüme girmek için hükümeti zorlayın, talep edin”
İzmir’de canlı fay var
İzmir ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, “İzmir’den kuşkumuz var. Bunu dediğimizde, ‘Hemen yarın deprem olacak eve girmeyin’ demiyoruz. İzmir’den endişemiz var. Neden? Canlı faylar var. Canlı fay demek; günün birinde tekerrür periyodu doğduğunda harekete geçip deprem üretebilir. Bu faylar özellikle çevrede olan faylarla tetiklenebilir, stresleri artmış olabilir. Daha önce Sisam’da olan depremde, bu fayların önemli bir kısmı yüklendi. Kendileri zaten bir stres, zaman geçtikçe yüklüyorlar. Bir de çevredeki depremlerden stres geldiği zaman yüklüyorlar. Artık fay-deprem tartışmasını bırakalım, İzmir gerçek anlamıyla deprem kenti. Çok az kentte bu kadar az aktif fay sistemi var, bunlar bugün olmazsa yarın, elbet deprem yaratacak. O zaman üzüleceğiz. Sisam depreminde 70-80 kilometre mesafede 117 kişi öldü, burayı deprem dirençli yapmak lazım” şeklinde konuştu.