İZDEDA Kurucu Başkanı Haydar Özkan 30 Ekim İzmir depreminin yıl dönümünde muhabirimiz Oktay Güçtekin’in sorularını yanıtladı.
İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan ve 117 kişinin hayatını kaybettiği 6,9 şiddetindeki deprem sonrası depremzedeler, hak ve taleplerinin çözümlerini bulmak ve Türkiye’deki diğer afetzedelere örnek olmak amacıyla İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği’ni kurmuştu.
79 bin 272 bağımsız birim için deprem sonrasında az, orta ve ağır olmak üzere çeşitli hasar kayıtları oluşurken, eşini, çocuğunu, komşusunu, akrabasını kaybeden depremzedeler, yıkım sonrası emsal artışı, kredi ve zaten kendine ait olan evlerini yeniden satın alma sorunları ile karşı karşıya kalmıştı.
Felaketin üzerinden geçen koca bir 3 yıllık süreci İzmir Depremzedeleri Derneği Kurucu Başkanı Haydar Özkan, muhabirimiz Oktay Güçtekin’e anlattı.
*Depremin üzerinden üç yıl geçti. Depremzedeler için bu süreç nasıl geçti?
Üç yıl… Fiziki olarak geçti ama düşününce insanın aklına şu geliyor… İnsanların kemiği bile kalmamıştır. 117 can kaybı unutuldu. Ölen öldüğü ile kaldı. Geriye kalan insanlarla da ilgili 6 Şubat 2023’e kadar ‘ilgileniyormuş’ gibi yaptılar. Bütün siyasi liderlerle görüştük ancak hiçbir şey alamadık. 6 Şubat’a kadar tam da almış gibiydik aslında. 0,69’luk kredi, Halk Konut Projesi devreye girmeye başlamıştı, Emlak Konut devreye girmişti, müteahhitlerle anlaşmalar oldu. Tam biz işler rayına giriyor derken emsal davası ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Onlarla mücadele ettik. Siyaset değişti, seçim araya girdi. 6 Şubat depremi sonrası Çevre Şehircilik sitesinde kredinin kararı yayımlanmıştı, Halk Konut sürecini hızlandırdık, her şey yoluna girecek derken insanların evsizlikleri yeniden gündeme geldi. İzmir genelinde evini yaptırıp kafasını içeri sokan 10 apartman yoktur. Devletin yaptığı 3 bin 500 konut yapıldı, bin 200 tanesi ağır hasarlılara verildi, bin 500 proje alanındaki konutlar hariç hiçbir şey yapılmadı. Orta ve az hasarlı depremzedelerimiz hiçbir şeyden yararlanamadı. Kredilerle ilgili son başbakanımız ile görüşmüştük. Bize talep sayısını getirin demişlerdi. Bizde imzaları toplamıştık 3 bin civarında. Bin 100 civarında orta hasarlı depremzedemize rezerv alandaki konutların satış önceliği ile ilgili Binali Yıldırım’ın sözü vardı. Sayın Hamza Dağ ve Mahmut Atilla Kaya’da bu görüşmede yanımızdaydı ancak bu konuda bir ilerleme yaşamadık.
*Unutulduğunuzu düşünüyor musunuz?
Depremzede ilk günden bugüne kadar hala ev kirası, çocukların okulları, kendi ilçelerini terk edip il değiştirmeler yaşadı. Kirayı karşılayamadığı için 2 aile oturan depremzedelerimiz var. Elde edilmeyenleri sayarsak bitmez. Bizi üzen bir şey var. Rezerv alanda geriye kalan konutlar depremzedeye satış önceliği verilecekti. Ancak bir anda bizim bilgimiz olmadan KYK’ya 250 konut satılmış. Oraya 4 bin civarı öğrenci yetiştirildi. Oraya yerleştirilen öğrencilerin yemekhanesi yok, güvenliği sorun, ulaşımı sorun… Onlar geldiği için depremzedeler de ulaşımdan mağdur. Depremzede bana satılmadı diye içlerinde bir soğukluk oluştu devletine karşı. Şehir efsanesi gibi dolaşan laflar var, başkalarına satışların yapılacağı yönünde. Biz bunların doğru olmadığını biliyoruz ve açıklamalar yapıyoruz ancak devlet ve AK Parti kanadından kimse bunları çıkıp yalanlamıyor. Evet KYK da oradan yararlansın ancak bize verilmiş bir söz var. Konutlar tamamlansın, depremzedelere satış önceliği verilsin, sonra kime ne yapılıyorsa yapılsın. Biz de destek oluruz. Biz eşitlik istiyoruz. Biraz da ilgi istiyoruz. İzmir’in 10’de 1’i depremzede. 80 bin bağımsız birim mağdur oldu. İzmirli, İzmirli depremzedeyi unuttu. Siyasiler, Türkiye bizi unuttu. Depremzedelerde öyle bir umutsuzluk oluştu ki söylenene inanmıyor artık. Cumhurbaşkanımız bir kararname çıkardı 6 Şubat depremi için. Orta ve üst seviyedeki hasarlılar için 750 bin hibe ve 750 bin de kredi desteği sağlanacak. Tabii ki sağlansın ama bize niye sağlanmıyor? Bizden 10 ay önce deprem geçirmiş Elazığ afet bölgesi ilan ediliyor. Hem 25 bin konut yapılmıştı hem afet bölgesi ilan edildiği için konut yapılmayanlara destek sağlanacak. Ancak İzmir’e bir gıdım destek yok. İzmir depremzedesi niye üvey evlat olarak görülüyor?
*Milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, devlet kademeleri sizinle iletişime geçiyor mu?
Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. 3 yıl geçti… Dile kolay derler ya, bu dile bile kolay değil. Devlette birçok kişiyle görüştük, sözler aldık ancak arkamıza dönüp baktığımızda bir arpa boyu yol alamadık. Herkese kırgınız ve üzgünüz. Devlette esaslılık vardır ancak bakan değişti görüşemiyoruz, AK Parti İl Başkanı değişti görüşemiyoruz, CHP İl Başkanı değişti il başkanı ile görüşemiyoruz. Yarın öbür gün seçimlerde belediye başkanları değişirse onlarla da görüşemeyeceğiz herhalde. Milletvekillerimize davette bulunduk, derdimizi konuşalım diye… Tek partiden birkaç vekil geldi sadece. Kimse bizi sahiplenmedi. Milletvekilliği seçimleri yapıldı, bir tane vekil gelip ne derdiniz var diye sormadı. Hiçbirinin bizden haberi bile yok. Kimse korkmasın, hiçbir milletvekilinden maaşını istemiyoruz. Gelip sadece bizi dinlesinler. Belediye seçimlerinde kim nasıl gelecek merak ediyoruz. Bizde depremzedeler olarak anket yaptıracağız. Bakalım ilçe belediye başkanlarımız ne yapmış ilçeleri için… Bakalım depremzede sorunlarını biliyorlar mı, kim-ne yapmış biliyorlar mı? Kalıbımı basarım hiçbiri hiçbir şey bilmiyorlar.
*Depremin acısı dindi mi?
Depremzedenin acısı katlandı, katlanarak da artmaya devam ediyor. Dinmiş gibi olan sadece depremzede şehitlerinin aileleri. Onlar kendi kabuklarına çekildi, sadece acıları ile yaşıyorlar.
*Ruhsat gecikmelerinin olduğunu belirtmiştiniz, bu devam ediyor mu? Depremzedelerin iş durumu nasıl?
İzmir Büyükşehir Belediyesi depremde hayatını kaybeden ailelerden 1 kişiye iş hakkı tanıdı, ağır hasarlı binaların kapıcılarına bir hak tanıdı, başka da bir şey yok. Aç kalan depremzede gelip bize dert yanıyor. Belediye başkanına dert yanın diyoruz ancak onlara gidemeyince bize geliyor. Konuşmaya gelince herkes konuşuyor. Kapım herkese açık diyor belediye başkanı. Doğru kapı açık. Ancak kata çıkamıyoruz. Vatandaş aşağıda kalıyor. Böyle kelime oyunlarına gerek yok. Vatandaşın arasına girilmeli. Burası depremzede derneği. İlçemiz için söylemek gerekirse Bayraklı Belediye Başkanı ayda bir gelmesi lazım dimi derneğe? Biz burada ilçe belediyelerine, bakanlığa tampon oluyoruz. Bunu kabul etmeleri lazım. Belediye başkanları ne zaman bizi gördü? Bayraklı’nın yarısı gitti. 8-9 ay ruhsatlar veriliyor dediğimde bana kızıp küstüler. Bunu ben uydurmuyorum. Bizim bir sosyal medya sayfamız var, tüm kurumlar kendi adamlarını bir soksunlar oraya baksınlar. Ne yazılıyor ilçelerle ilgili. Bazı müteahhitler üçkağıtçılık yapıyor. Bu doğru… Ancak belediyeler için de suçsuz diyemiyoruz. Personel eksiklikleri var. Emsaller verilmiş, ruhsatlar geliyor, personeli çoğaltmanız lazım.
* Depremzedeler size en çok hangi taleple geliyor? Mağduriyetler dindi mi?
İş talebiyle, erzak talebiyle, rezerv alan temizliği ile ilgili, müteahhitlerin işleri yarım bıraktığı il ile gelen var, evini yıktıramadığı için gelenler var. Hasar tespiti ile ilgili mahkemeye giden depremzedeler var. Tüm bunların karşılığı eşittir çaresizlik. Depremzedeler hala 30 Ekim 2020 ile boğuşuyor. Depremin ilk günündeki şok atıldı sonrasındaki gün ile bugün arasında hiçbir fark yok. 79 bin 272 adet bağımsız bölüm sorunlu diye geçmişti, bunların kanuni olarak 75 bin birimi hala 30 Ekim 2020’de yaşıyor. Deprem olduğunda telefonlarımız susmuyor. İnsanlar korkuyor, çaresizler. Bu insanlara umut verecek bizden başka bir makam yok. İnsanların 30 Ekim 2020’deki mağduriyetleri atarak yaşıyor. Biz eskiden 3 bin TL kira veriliyor mağdurlar dedik şimdi rezerv alanda 15 bin TL’ye konutlar kiraya veriliyor. Bize söylenen sözlere göre 2 senede evler yapılıp bitecekti. Ancak 3 sene geçti daha kazma vurulamayan yerler var. Orta ve az hasarlı insanlar kirada ama bunlar ne yapıyor diye soranlar yok. Bunun üzerine bu insanlar hala deprem vergisini ödüyor. Bir de bunlara ek olarak 6 Şubat depremi için 2 kat alınan MTV vergisini bizde veriyoruz. Biz depremzede değil miyiz? Bizden can kaybı olmadı mı? Neden İzmir depremzedenin hakkı görmezden geliniyor.
*Evlerini göremeden hayatını kaybeden depremzedelerin olduğunu duyuyoruz, sizin bildiğiniz kaç kişi var bu şekilde?
Keşke bir kayıt tutmuş olabilseydik ancak bizim yakın çevremizde bildiğimiz 15 vatandaşımız, 15 depremzede evlerini göremeden gidiyor. Depremzedelerimiz gözü açık vefat ediyor.
*Görmezden gelindiğinizi düşünüyor musunuz?
Herkesin oturup düşünmesi lazım. Depremzedenin tüm sorumluların yakasında ahı var! Bu ah elbette çıkar. Depremzedenin derdi depremzede derneğinde. Burada büyük bir hafıza ve trajedi var. Burayı görmezden gelemezler.
*Nasıl ayakta kalıyorsunuz? Depremzedeler psikolojik destek almaya devam ediyor mu?
Şu an depremzedelerin en çok gittiği yer psikolog. Depremzedelerin arasında araştırma yapalım yüzde 80’i, yüzde 90’ı antidepresan kullanıyordur. Benim mesela kullandığım doz arttırıldı, Bilal Başkanımız da kullanmaya başladı. Çünkü çözümsüzlük içindeyiz. Depremzede gelip bize dert yanıyor biz onlarla bir kez daha dertleniyoruz, bir kez daha yıkılıyoruz. Depremzedelerin yüzde 80’i antidepresan ile ayakta kalıyor.
* Ne kadar daha bu sürece dayanabilirsiniz?
Depremzede artık bu enkazın yüküne dayanamaz. Depremzedelerimiz evlerini satmaya başladı. Önümüzdeki 1-2 yıl içinde de yarısı satmak zorunda kalacak. 300 bin TL ile başladı konutların yapılması bugün emsalle birlikte 1 milyon 600 bin TL istiyor. Bunu kim, nasıl ödeyecek? Müteahhitler de şimdi diyor ki evini yapayım satalım, yarısını sana vereyim, yarısı benim olsun diye. Ev sahibi ise yaşlıysa ne yapacağım bu saatten sonra nasıl vereceğim diyerek köylerine geri dönüyor. Bayraklı asimile ediliyor. İlçedeki demografik yapı değişiyor. Buradaki insanlar köylerine gidiyor, paralı insanlar buralara gelmeye başlıyor.
*30 Ekim’den 30 Ekim’e hatırlanmak nasıl bir duygu?
Rezalet bir duygu. 30 Ekim yıldönümü diye telefonlar çalıyor sadece. Yerel basın sağolsun haber yapmaya çalışıyor gündemde kalmamız için. Onlar da olmasa halimiz gerçekten çok kötü.
*Bugünkü çözümsüzlüğü görseydiniz, yine de depremzede derneğini kurar mıydınız?
Yine olsak yine kurardık. Ancak süreci böyle yönetir miydik, yine sözlere inanır mıydık bilmiyorum… Daha sert olurduk diye düşünüyorum. Artık bıçak kemiğe dayanmadı, kemiği bile kesmeye başladı. 3 senede yapılanlar ortada. Biz depremzedeler olarak sanırım filmlerdeki görünmezlik pelerinini bulduk… Gerçekten çok büyük acı.
*Evlerin yapım sürecindeki maliyetlerde nasıl bir değişim mevcut?
Ruhsat gecikmeleri var diye söylediğimde bana tepki gösterip küsüyorlar. Ama ben en basitinden kendi örneğimi anlatmak istiyorum. Benim dairem Halk Konut 5 projesinde. Ruhsat geciktiği için 0,79’dan çekemem gereken kredi 2,79’a çıktı. Şimdi ben nasıl kızmayayım? Bu ne demek biliyor musunuz? 1 milyon TL kredi çekeceksem ve bunu 0,79’dan çekeceksem aylık ödemem 12 bin 929 TL’di. 2,79’a çıkınca 28 bin 966 TL’ye çıktı. Bu aylık 16 bin TL fark demek. Bunun günahı vebalı kimin üstüne?
(OKTAY GÜÇTEKİN/EGEDESONSÖZ)