Araştırmacılar bu verilerin, bugün de hayati öneme sahip olabileceğini söylüyor
Bilim insanları Dünya’da gün uzunluğunun geçmişte milyonlarca yıl boyunca sabit kaldığını tespit etti.
Bulgulara göre yaklaşık 600 milyon ve 2 milyar yıl öncesini kapsayan dönemde gezegende bir 19,5 saat sürdü.
Ay’ın Dünya’dan giderek artan bir hızla uzaklaştığı ve bu nedenle gezegende günlerin de giderek uzadığı biliniyor.
Ay yaklaşık 4,5 milyar yıl önce ilk oluştuğunda, Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönme hızıyla tanımlanan gün uzunluğu çok daha kısaydı.
Tahminler bu dönüşün sadece birkaç saat olduğunu gösteriyor.
Dönüşün zamanla yavaşlamasının nedeni de Ay’ın yılda yaklaşık 3,78 santimetre hareket ederek, kademeli olarak uzaklaşması.
Ay’ın kütle çekim etkisi, Dünya okyanuslarındaki gelgitlerden sorumlu. Dünya’nın kendi etrafında dönerken gezegenin her yanında suyun çekilmesi dönüşü yavaşlatan bir etki yaratıyor.
Bilim insanları bu etkiyi yavaşlamak için kollarını öne doğru uzatarak dönen bir artistik patenciye benzetiyor.
Bu etki nedeniyle her yüzyılda Dünya’nın dönüş süresinde yaklaşık 1,7 milisaniye ekleniyor.
Yeni araştırma ise bu değişimin uzun süre boyunca durakladığı döneme ışık tutuyor.
Hakemli bilimsel dergi Science Advances’ta yayımlanan bulgulara göre, Güneş’in gezegen atmosferine uyguladığı etki, o dönemde Ay’ın etkisine galip geldiği için günlerin uzaması durakladı.
Zira Dünya’nın etrafını saran tek sıvı okyanus değil. Gaz da bir sıvı ve Dünya’da çok fazla gaz var.
Bilim insanlarına göre Güneş ışığı da bu gaz üzerinde benzer bir çekme-itme etkisi yaratıyor. Ancak bu etki Ay’ın aksine Dünya’nın dönüşünü yavaşlatmıyor, hızlandırıyor.
Kanada’daki Toronto Üniversitesi’nden astrofizikçiler Hanbo Wu ve Norman Murray liderliğindeki ekip, Güneş’in karşı etkisi olmasaydı bugün Dünya’nın kendi etrafındaki dönüşünün 60 saatten uzun süreceğini ifade etti.
Ay’ın etkisi, Dünya tarihinin büyük bölümünde Güneş’inkinden çok daha güçlü olduğu için dönüşteki yavaşlama daha hakim bir eğilim.
Günlerin sabit kaldığı o uzun dönemde ise atmosferin daha sıcak ve dolayısıyla daha geniş olduğu tespit edildi. Araştırma ekibine göre bu durum, Ay’ın uzatma etkisine karşı ciddi bir direnç görevi gördü.
Araştırmacılar bu verilerin, bugün de hayati öneme sahip olabileceğini söylüyor.
Örneğin iklim değişikliğinin etkisine yönelik modeller geliştirirken bu verilerin de dikkate alınması gerektiği belirtiliyor.
Zira salınan sera gazları nedeniyle atmosfer giderek ısınıyor.
Dolayısıyla atmosferdeki bu ısınmanın Dünya’nın dönüşünü etkileyip etkilemeyeceğinin ayrıntılı araştırılması gerekiyor.