10 Kasım, Atamızın ölüm yıldönümü…
Çocukluk yıllarından beri belleğimde yer etmiştir, Atatürk’ün hayatını kaybettiği günün ertesi, halkla buluşması…
O son yolculuğu…
Neredeyse her ölüm yıldönümünde yayınlanan o siyah beyaz filmde, yaşlı bir kadının Ata’nın cenazesinin ardından hüngür hüngür ağladığı o sahneyi…
Onun gibi milyonları…
Hiç unutmadım. Unutamam…
Bu yüzden üzerinden 85 yıl geçse de, milyonların o gözyaşları hiç dinmez.
***
Bu eşsiz vatanı, bağımsızlığımı borçlu olduğum bu özel insanı görme, yaşama şansım olmadı.
Sadece anılar…
Öğretileri, mücadele azmi, yurtseverliği, vatan sevgisi ben yaş aldıkça yüreğimde her geçen gün daha da büyüdü…
Hayatını defalarca okudum, Nutuk’u kaç kez… Her defasında yenilendim, güçlendim, gururlandım.
Görmediğim fotoğrafı yok, el yazısı, kitapları, savaş anları… Liderliği, gözü pekliği, kararlı tavrı, dünyaya bakışı, başöğretmenliği…
Oysa ki varmış… Hem de çok daha geniş kapsamda…
***
İzmir‘de, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Folkart tarafından hazırlanan “Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk” sergisi, bir film şeridi gibi geçiyor izleyenlere…
Bir kahramanın hayatı, belgeler ve fotoğraflarla bu kadar mı güzel anlatılır…
Folkart Gallery’nin büyük başarısı bence bu sergi…
Nâzım Hikmet’in Kuvâyi Milliye Destanı’ndaki unutulmayan bir dizeden ilham alınan ve hazırlığı yedi yıl süren sergide bugüne kadar görmediğiniz, duymadığınız pek çok olayı, fotoğrafı bulmanız mümkün…
Etkileyici ve sarsıcı…
Serginin Proje Direktörü Fahri Özdemir, müthiş bir iş yapmış…
7 yıl boyunca Atatürk’ün yaşadığı her anı, her olayı sergiye yansıtabilmek için gece gündüz çalışmış…
Türkiye’nin Atatürk koleksiyonerleri, ellerindeki tüm değerli belgeleri, fotoğrafları sergiyle paylaşmış..
Sergide, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’de ilk kez kamuoyu ile paylaşılan 150 adet yayımlanmamış fotoğrafıyla birlikte, Atatürk’ün kullandığı, bilinmeyen birçok obje de bulunuyor.
Bu objeler arasında bastonu, kravatı var.
Atatürk’ün bazı kişilere imzaladığı fotoğraflarla birlikte yerli ve yabancı fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar da bulunuyor.
Atatürk’ün özel yazışmalarının orjinalleri, el yazması mektupları, madalyalar, en kritik anlardaki telgrafları, kendi el yazmaları, annesi Zübeyde Hanım’ın mektubu, Atatürk ile ilgili dönem afişleri, belgeler ve birçok dönemsel gazete ve dergi örnekleri, yüz yıl önce kullanılan Cumhuriyet ve Atatürk için üretilmiş çok özel objeler serginin ilgi çekici bölümlerini oluşturuyor.
Hatta Büyük Atatürk’ün ileri görüşlülüğü ve vatan sevgisini ortaya koyan çarpıcı bir belge de var aralarında…
Çanakkale Savaşı’ndan galip çıktıktan sonra Atatürk, İzmir ve çevresinin nasıl koruma altına alınacağını ortaya koyan bir harita da hazırlamış…
Bunu da “Şimdi bunlar mağlubiyeti hazmedemeyip İzmir’e saldırırlar” diyerek yapmış…
Bu harita da sergide yer alıyor.
Bu Büyük Deha’nın vatanı ve insanlarını kurtarmak için verdiği ölümsüz mücadeleye tanık olunca, gözyaşlarını tutamıyor insan, müthiş duygulanıyor.
Bu arada Folkart Gallery, serginin tümünü içine alan örnek bir kitap çalışması da yapmış, büyüleyici… Elinden bırakamıyor insan…
Sözün özü, Atatürk’ü anlatan serginin hakkını verebilmek için maddi ve manevi her türlü çalışma yapılmış…
Türkiye’de ilk kez İzmir’de açılan sergi, yakında İstanbul’da ve Ankara’da da gerçekleşecek.
Serginin kapıları Mart ayına kadar açık…
***
Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mesut Sancak’ı yürekten kutluyorum…
Bakın Sancak, sergi için ne diyor:
“Sergimizi insanlarımızın gezmesini çok istiyorum. Herkes Atatürk’ü tanısın, yaptıklarını görsün, bilsin. Cumhuriyet’in ne zor şartlarda kurulduğunu insanlar anlasın ve bütün Türkiye’nin bu serüveni görmesini arzuluyorum. Sergimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlik yıllarından başlıyor. Büyük Taarruz’a doğru gidiyor ve ilerliyor. Ve en sonunda Atatürk’ümüzün yaşlı ve ebediyete intikal ettiği zamanki yatağında yüzünden alınan maskı da var. Özellikle en son parça beni çok fazla etkiliyor.”
Bir teşekkür de sergi için olağanüstü çaba gösteren Folkart Genel Müdürü Metin Sancak’a…
Folkart Gallery’nin Sanat Direktörü Fahri Özdemir’e…
Folkart Kurumsal İletişim Direktörü, gazeteci sevgili Ünal Ersözlü’ye…
Ve de İzmir’e sanat, kültür, spor ve fuarcılık alanında desteklerini “karşılık beklemeden” yerine getiren Folkart yönetimine…
Bu destek, İzmir’in geleceği açısından öylesine değerli ki…
***
Sevgili İzmirliler, sevgili Egeliler… Çocuklarınızı alın, bu sergiye götürün… Özellikle 10 Kasım’da.
Sevgili öğretmenlerim… Bu çağrım özellikle size… Öğrencilerinizi, bu sergiden mahrum etmeyin…
Çocuklarımızın bu vatan kahramanının hayat hikayesinden alacağı çok şey var.
Her biri, insani değer olan vatanseverlik, bağımsızlık, özgürlük aşkı ve liderlik gibi…
Adım gibi eminim ki, sergiden çıkışlarında size şunu söyleyeceklerdir:
“Ben de Atatürk gibi vatanım için çok çalışacağım.”
Hürol Dağdelen
hurol90@gmail.com