Enis Berberoğlu, kendi ifadesiyle; “1974 model solcu ve CHP’lidir”.
Partide, “Genel Başkan Yardımcılığı” görevini de üstlenmiştir.
Cumhuriyet’te yayınlanan “MİT Tırları” haberi nedeniyle cezaevine girmiştir.
Önce “casusluk”, ardından “gizli belge”, en son da “FETÖ’’ye sokulmuştur davası ama tutmamıştır.
AYM’ye de başvurmuştur avukatları.
16 ay yatmıştır İstanbul’da, Maltepe Cezaevinde.
Daha sonra tahliye olmuştur.
Son olarak da kesinleşmiş 18 aylık hapis cezası nedeniyle meclis genel kurulunda vekilliği düşürülünce yeniden gözaltına alınıp cezaevine konmuş, ardından da “Koronavirüs önlemleri” kapsamında “ev iznine” gönderilmiştir.
Gözaltına alındığında da 65.yaş günüydü Berberoğlu’nun!..
**
Enis Berberoğlu önce gazetecidir!
Dünya, Hürriyet, Cumhuriyet, Radikal, Sözcü ve CNN-Türk’e her alan ve kademede emek veren meslektaşımızdır!
Bir zamanların “Amiral Gemisi -şimdi filika bile değil- Hürriyet’te Genel Yayın Yönetmenliği de yapmıştır.
Gazetecilik yaptığı dönemdeki tavrı “net” olmuştur.
Objektif, doğru, halkın gerçekleri öğrenme hakkına hizmet eden bir anlayış sergilemiştir mesleğin her kademesinde.
Tarafı; adalet, hukuk, vicdan olmuştur hep!
İyi tanırım;
eğilmez bükülmezdir, onurludur gazetecilik yaşamı, bir leke bulamazsınız!
Kumpas davaları boyunca mücadeleci tavrı da takdire değerdir…
**
Cezaevine ilk girdiğinde bir kitap yazmıştı, adı; “”Siz Yürürken Ben Yatarken Yazı-Yorum”du.
“Adalet Yürüyüşü” sırasında kaleme alınmıştı, yürüyüşe katılanların inadı ve umudu ona ilham kaynağıydı. Şu ve şu ifadelerle de tanıtıyordu kitabını Berberoğlu;
“Bu kitap ne bir cezaevi günlüğü, ne de içeriden dışarıya siyasi bir manifesto.
Küfür kitabı da değil. Hapse düştüğüm gün siz yürümeye başladınız, ben de yazmaya.
Sonra ben yatmaya ve yazmaya devam ettim. Sizler de Adalet aramaya.
Bir gün mutlaka buluşacağız özgürlükte…
Dün olmadı, bugün de, ama eminim ki, yarınlar bizim.”
O kitaptan anımsadığım Ahmed Arif’li unutulmaz şiirdi de;
“Siz dışarıda, ben içerde, nöbetteyiz!/
Demir kapı, kör pencere,/ Yastığım, ranzam, zincirim,/ Uğruna ölümlere gidip geldiğim…”
Kitap, sadece ve sadece yazarın -kendini- anlatmayı denediği yapıtıydı!..
**
Vatanperverdir Enis Berberoğlu.
Bir dostu ona “bunlar seni mahkum edecekler. Bir tedbir düşünüyor musun?” der.
Yanıtı çok anlamlıdır;
“Ölürüm de ülkemi terketmem!..”
Demokrasiye sevdalıdır Enis Berberoğlu!
Hakkındaki kararı öğrendiğindeki cümlesi de şudur;
“Demokrasi için bir bedel ödenecekse, bu bedeli önce CHP!liler öder.”
**
Bir düşüncemizi aktarmadan olmaz.
Keşke siyasete girmeseydi de hep “gazeteci kalsaydı” Enis Berberoğlu!..
**
Onu
-kendisine ait- şu dizelerle selâmlayalım;
“Beton çiçek açtı
Bir bahar sabahı plastik sandalyemden kalktım, avluma çıktım.
Baktım ki beton çiçek açmış.
Umutlandım ve inancım tazelendi.
Bu sefer de başaramayacaklar.
Zaten neyimiz kaldı ki kaybedecek?
Özgür ve plastik sandalyemizden başka!”
Sonra da ekleyelim;
“Başın Öne Eğilmesin Enis Berberoğlu!..”