Ülkelerin simge kişilikleri vardır, şehirlerin de… O ismi andığınızda, ilk akla gelen, yaşadığı kent için yaptıkları, özverisi ve bıraktığı izdir.
Bu bir sevgi ve saygı halkası yaratır. Halkayı oluşturan toplum, onu bağrına basar, bir daha da bırakmaz.
Bu sevginin yaşı yoktur; küçük ya da büyük herkes ona saygı duyar, ondan zarar gelmeyeceğini bilir.
Bu kişi işadamı da olur, öğretmen de, esnaf da, işçi de… Bu sevginin etiketi olmaz, çünkü yürekle yıkanmıştır, rütbe aramaz.
Kimlik yeterlidir.
Bu isimlerden biri, Karşıyaka’nın simgesi olan Mustafa… Mustafa Baykara... Karşıyakalı’nın tanıdığı özellikleriyle “Bir Baba Hindi” ya da “Etendim” Mustafa…
****
Çocukluğum Karşıyaka’nın en kalabalık mahallelerinden Donanmacı‘da geçti. İlçenin en eski mahallesi… Orada doğdum, büyüdüm. Şimdiki gibi şekilsiz apartmanlar değil, güzel, bahçeli evler vardı o mahallede… İki katlı, geniş tavanlı, rahat, kullanışlar yapılar…
Sokakları da genişti, o kadar ki, en ateşli futbol maçları o sokaklarda oynanırdı.
10 yaşlarındayım sanırım, o gün yine mahalle arkadaşlarıyla çift kale top oynuyoruz. Kavga, gürültü, kan ter içinde…
Sokağın bir ucunda hafif göbekli bir gencin oturduğunu gördüm bir an… Bizleri her top alışımızda alkışlıyor, gol attığımızda ise avazı çıktığını gibi bağırıyordu, “Karşıyaka sizlerle gurur duyuyor”…
Maçtan sonra sardık etrafını… Üstü başı beyaza bulanmıştı, bir önlük vardı önünde… Güleç yüzüyle, sevgi dolu bakışıyla hepimizin başını okşadı, “Aferin size” dedi… İsimlerimizi sordu ve kendi adını söyledi: “Bana Mustafa derler”...
***
O günden sonra Mustafa bizim için bir ağabey, bir kardeş gibi oldu. İri gövdesi ve o sıcacık gülüşüyle hep aramızdaydı.
Çarşıda, maçta, sokakta, okuldan çıkışta…
Bu sevgi halkası, kısa sürede büyüdü… Onunla çok maça gittik örneğin; Karşıyaka stadında çok maç izledik.. Gode Cengiz’i, Rasin’i… Bana çocukluğumda Gode Cengiz efsanesini anlatan hep Mustafa olmuştur. Benden yaşça büyüktü ama yüreği benimleydi. Sadece bana değil her çocuğa yaklaşımı sevgi ve saygı doluydu. Kimbilir içinde ne fırtınalar esiyor, ne sıkıntılar yaşıyordu ama biz bilmezdik, belli etmezdi. O hep gülerdi, Karşıyaka’nın güleç yüzüydü.
O yılları aklımdan hiç çıkarmadım. Beynim henüz unutturmadı bana, ihanet etmedi benliğime… O yüzden Mustafa’nın benim için hep umut olduğunu, insanlık olduğunu, inanç olduğunu hiç unutmadım.
O benim için hep “Karşıyaka sevgisine” örnekti.
***
Karşıyaka insanının, diğer kentlere benzemeyen bir özelliği vardır. Bağrına bastığı insanı unutmaz, unutturmaz. Bir insanı sevdi mi, ölünceye kadar yanında olur. Vefalıdır. Bugün dünyanın neresinde olursa olsun, her Karşıyakalı, doğup büyüdüğü toprakları özler, takımını destekler.
Ve de Mustafa’sına selam yollamayı unutmaz.
Çünkü Mustafa o güleç yüzünü, sevgi dolu yüreğini, Kaf Kaf tutkusunu, daha küçük yaşta toplumla paylaşmaya başlamış ve asla bu sevgiye ihanet etmemiştir.
Alaybey‘de doğup büyüyen, uzun yıllar bir ekmek fırınında çalışan ve erken yaşta anne ve babasını kaybeden Mustafa için Karşıyaka, ailesidir.
Karşıyakalı için de Mustafa, evladı, kardeşi, ağabeyidir. Kız, erkek her genç için Mustafa, Karşıyakalı’nın idolüdür.
Herkes bilir ki, ondan asla zarar gelmez.
***
Bir insanın toplumun yüreğinde yer etmesi için hayır yapması ya da uluslararası başarı kazanması gerekmez. İnsan olması, yaşadığı kenti kalbinde taşıması yeterlidir.
Statta Karşıyaka’nın futbol maçlarını izlerseniz, “Bir baba hindi” çektiren, iri kıyım sevimli bir adam görürsünüz, o Karşıyakalı Mustafa’dır.
Size efendim demeye dili dönmez, “Etendim” derdi. Öylesine sevimli…
****
Yaklaşık bir ay önce Karşıyaka İskele’den vapura biniyorum, hemen çarşı girişinde küçük bir taraftar kitlesi ilişti gözüme… Yanlarına gelince aralarında Mustafa’yı gördüm, nasıl tezahürat yapmaları gerektiğini anlatıyordu. Sonra Kaf Kaf çektiler hep birlikte… Bir an göz göze geldik, gülümsedik birbirimize…
Sonra Karşıyaka Belediyesi’nin ona ölümsüzlük armağan ettiği heykeline sarıldı, büyük bir iş başarmış gibi, gözlerinin için gülüyordu..
Çünkü Karşıyaka sevgisini genç yüreklere benimsetiyordu…
Çünkü bu tutku hayatının gayesiydi…
Beni hatırladı mı bilmem ama ona bakınca 55 yıl önceki anılarına dönüverdim… Mahalle arasında top oynarken, onun ”Karşıyaka sizinle gurur duyuyor” övgülerine…
***
Bu sabah aldım acı haberi, yüreğime sanki bir taş oturdu… Sevgili Mustafa, hastalığına daha fazla direnememiş, gönlündeki milyonlarca sevgiye, sevgiliye veda etmiş, son nefesinde bile “Kaf Kaf”ı dilinden düşürmeden…
Sevgili Mustafa Baykara, hiç kartvizit bastırmadan, para pul, mevki sahibi olmadan, kazandığı şöhreti paraya, mala devşirmeden, hayatı boyunca tek sevdalısı Karşıyaka için yaşayan bir insandı…
Bu yüzden her Karşıyakalı’nın onunla bir anısı, bir öyküsü vardır.
Çünkü O, Karşıyaka’yı ve Karşıyakalıyı çok sevdi ve bunu hiç çıkarına kullanmadan o saf yüreğinde taşıdı.
Bu nedenle Karşıyaka Spor Kulübü de, yüzyıllarca hatırlansın diye onun adını tesislerinden birine verecektir, eminim.
***
O’nu ve sevdalı yüreğini çok özleyeceğiz.
“Bir baba Hindi” tezahüratlarını, o tatlı diliyle ‘etendim” deyişlerini, insana huzur veren gülüşlerini hep anılarımızda yaşatacağız.
Elveda saf kalpli güzel insan…
Elveda çocukluğumuzun utangaç tatlı amigosu…
Mekanın cennet olsun, huzur içinde uyu…
Seni hiç unutmayacağız.
Karşıyakalı vefalıdır, unutmaz.
————–
Hürol DAĞDELEN
hurol90@gmail.com