İzmir’in merkezindeki caddelerin bile dar olduğu yıllardı.
Araç sayısı giderek artıyor, özellikle de Alsancak Tren Garı önündeki giriş büyük sorun oluşturuyordu.
Garın karşısındaki Kilise’nin bahçe duvarları, yolu daha da daraltıyordu.
Dönemin İzmir Belediye Başkanı İhsan Alyanak kararını verdi.
Kilise’nin duvarları yıkılacaktı. Öyle de yaptı. Bir gece belediyenin dozerleri kilesinin duvarlarını yıkarak, yolu genişletti.
O günler için İzmir trafiği rahatladı. Ama, Türkiye ile İngiltere ve İtalya arasındaki ilişkiler bozuldu.
Papa ve İngiltere Kraliçesi dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e protesto mesajları çekti.
Hatta Türkiye’ye ültimatom vereceklerini bile açıkladılar. Demirel, Alyanak’ı arayıp acilen kiliseyi eski haline getirmesini istedi.
Devletin Başkanı ile İzmir’in Başkanı karşı karşıya gelmişti.
Alyanak direndi. Hatta İtalya’ya gidip Papa’yı bile ikna etti.
Açtığı o yol, 45 yıl boyunca İzmir trafiğini idare etti. Etmeye de devam ediyor.
***
Dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura göreve geldiği 1984’ten sonra önemli bir sosyal projeyi kurumsallaştırmak istedi.
Tanzim Satış mağazalarını TANSAŞ adıyla büyük bir şirkete çevirdi. Mağaza sayısını da 10 kat arttırdı. Artık İzmir’in her semtinde halk ucuz fasulye, pirinç, süt, yumurta ve temizlik malzemeleri olmak üzere onlarca hayati ürüne çok ucuz fiyatlara ulaşıyordu.
Oysa Türkiye’yi yöneten Başbakan Turgut Özal ülkeyi katı bir liberalimle yönetmek istiyordu. Devletin pek çok alandan çekilmesini istiyordu.
Özfatura’nın girişimi hiç hoşuna gitmemişti. Özal Özfatura’yı aradı ve hemen TANSAŞ’ı ve mağazalarını kapatmasını isteyerek, “Biz devletin olabildiğince çok alandan çekilmesini istiyoruz, sen İzmir’de bakkallık yapıyorsun” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile Devletin Başı ciddi şekilde karşı karışa gelmişti.
Özfatura’nın karşılığı sert oldu. “Bana talimat veremezsin. Yaptıramayacağın şeyi bana söyleme. Belediye başkanı şehrin halkına hesap verir” dedi.
Özal tüm Türkiye’de uyguladığı sistemin tam tersi olsa da İzmir’de Özfatura’nın yaptıklarını kabul etmek zorunda kaldı.
***
Bugünlerde bir kez daha Devlet Başkanı ile İzmir Büyükşehir Belediye Bakanı karşı karşıya.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 9 Eylül konuşmasına çok sert tepki gösterdi.
Erdoğan, “İzmir’de belediye başkanı çıkıyor Osmanlı’ya hakaret ediyor. Haddini bilmez, ahlaksız. İzmir’i pislikten kurtaramıyorsun. İzmir’i pis kokulardan kurtaramıyorsun. Acaba diktiğin ne var onu söyle? Sen Osmanlı’ya hakaret edebilecek hadde ne zaman ulaştın” dedi.
Daha sonra bir açıklama daha yapan Erdoğan, “Bu adamın istikameti filan yok. Bu, pusulayı şaşırmış ve terbiyeden uzak. Tarihini hakaretle ifade etmeye çalışan bir insan, bir defa bu milletin bir evladı olamaz. Bu millet, bu ecdatla anılıyor. Bu ecdatla şu anda biz iftihar ediyoruz. Bu ifadeleri kesinlikle nefret suçuna da girer. Tabii bunların üzerine gitmemiz lazım. Yani bu meydan o kadar boş değil. Bunu bilmeleri gerekecek. Ecdadımıza eğer layık olacaksak bunlara hukuk çerçevesinde gereğini yapmamız lazım” ifadelerini kullandı.
***
Bu kriz tartışmasız bugüne kadar yaşananların en büyüğü ve kullanılan kelimeler açısından da en ağırı.
Başkan Soyer’i bu ifadelere cevabı konusunda aradım. Bu konuda konuşmayacağını söyledi.
Ama çok daha ilginç bir durum var.
Aradan 5 gün geçmesine rağmen CHP Genel Merkezi’nden bu konuyla ilgili herhangi resmi bir açıklama gelmedi.
CHP TBMM Grup Başkan Vekili Özgür Özel, İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında dile getirdiği 7-8 konu arasında bu meseleye de değindi.
Bir de birkaç MYK Üyesi sosyal medyadan mesaj yayınladı o kadar.
***
Doğal olarak akıllara CHP Genel Merkezi’nin neden bu kadar sessiz kaldığı sorusu geliyor.
İzmir 20 yıldır kayıtsız şartsız hem yerel hem de genel seçimlerde en çok oyun CHP’ye çıktığı bir kent.
Acaba CHP Genel Merkezi de Soyer’in konuşmasının en azından zamansız olduğunu mu düşünüyor?
5 muhafazakar partiyle birlikte 6’lı masayla seçime gidecek olan CHP Genel Merkezi Soyer’in açıklamalarından rahatsız mı oldu?
Ya da acaba Tunç Soyer’in bu kadar ön plana çıkması CHP Genel Merkezi’nde birilerinin işine mi gelmiyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tunç Soyer’le ilgili iki kez konuşma yapıp çok sert ifadeler kullanmışken, hatta hukukçuları göreve çağırmışken CHP Genel Merkezi’nin resmi açıklama yapma konusunda bu kadar sesiz kalması hiç normal bir durum değil. Tabii işin içinde başka hesaplar yoksa.