İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 2018 yılında henüz Seferihisar Belediye Başkanlığı görevindeyken bir röportajında gündeme getirmişti konuyu. Soyer 2 Ocak 2018’de Ege’de Son Söz Gazetesi’nde yayınlanan o röportajında dikkat çeken şu açıklamayı yapmıştı:
‘Bence Genel Başkan bu seçimde ilk defa farklı bir şey yapacak. Odun koysan seçilir yere, odun koymayacak. Çünkü odun koysan seçilecek yere odun koyduğun için sen bu memlekete yönelik bir algı yaratamadın. Karşıyaka, Beşiktaş, Konak, Şişli buralarda zaten seçiliyorsun. Öyle adamlar koymalısın ki orada yaratacağı algı dalga dalga etrafına yayılmalı’
CHP İzmir’de 20 yıl boyunca üst üste her yerel seçimi büyük bir farkla kazanınca ister istemez bu “odunu koysak seçilir” anlayışı oluştu.
***
Ama bu durum her zaman böyle değildi.
Bu kentte 20 yılın üzerinde siyaseti takip edenler ya da bu kadar süredir gazetecilik yapanlar çok iyi bilir.
CHP’nin son 5 yerel seçimdir yüzde 70 ve üzeri oy aldığı Karşıyaka’da 1994’te sağ eğilimli bir parti olan DYP’den Kemal Baysak Başkan seçilmişti.
Çok uzun süredir CHP’nin oyların üçte ikisini aldığı Narlıdere’de 1999’da Abdul Batur yine DYP’den seçimi kazanmaya başarmıştı.
Süha Baykal Konak’ta yine sağ ve muhafazakar eğilimli bir parti olan ANAP’ın belediye başkanıydı.
Çiğli’de Dr. Galip Öztürk 1989’da ANAP çatısı altında belediye başkanlığı koltuğuna oturdu.
Cengiz Bulut da 1984’te Bornova’da ANAP ile belediye başkanlığı seçimlerini kazandı.
Muhafazakar eğilimleri ile öne çıkan Burhan Özfatura 1984’te ANAP’tan, 1994’te de DYP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı aldı.
Çok örnek var. Hepsini yazmaya gerek yok.
İzmir’de hem de yakın sayılabilecek bir zaman önce sağ partiler hem de muhafazakar adaylarla bile iktidara ulaşabildi.
***
Her şey 2002’de AKP’nin genel iktidarı alması ile değişti. Türkiye’nin diğer kentlerinin aksine İzmir’deki sağ eğilimler CHP çatısı altına girdi.
Şimdi 20 yıl sonra CHP’nin başını çektiği ittifak hiç olmadığı kadar genel iktidara yakın görüyor kendini.
Ekonomik krizin de etkisiyle Türkiye’de genel iktidarda uzun yıllar sonra bir değişimin olacağı öngörüsü her zamankinden çok daha fazla dile getiriliyor.
Öyle olursa, Türkiye’de 2023’teki genel seçimlerde iktidar değişirse bunun İzmir’deki yerel seçimlerin kimyasını değiştireceği ortada.
Üstelik artık İYİ Parti gibi merkez sağda her geçen gün daha da güçlenen, İzmir’deki oylarının da yüzde 20’leri zorladığı söylenen güçlü bir siyasi oluşum da var.
İki yıl sonra yeni bir yerel seçim olacak Sadece 24 ay sonra yeni belediye başkanları belirlenecek.
İşte o seçimlerde artık “odun” söylemleri kimsenin aklına bile gelmeyecek. Çünkü seçimi kazanmak için çok daha fazlasına ihtiyaç olacak.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili seçimleri sürecinde yaşananları görünce çok farklı bir havanın hakim olduğu anlaşılıyor.
Galiba birileri İzmir’de sonsuza kadar iktidarda kalacağını zannediyor.
CHP İzmir’de “odunu koysak seçilir” anlayışı ve 2024 yerel seçimleri
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 2018 yılında henüz Seferihisar Belediye Başkanlığı görevindeyken bir röportajında gündeme getirmişti konuyu. Soyer 2 Ocak 2018’de Ege’de Son Söz Gazetesi’nde yayınlanan o röportajında dikkat çeken şu açıklamayı yapmıştı:
‘Bence Genel Başkan bu seçimde ilk defa farklı bir şey yapacak. Odun koysan seçilir yere, odun koymayacak. Çünkü odun koysan seçilecek yere odun koyduğun için sen bu memlekete yönelik bir algı yaratamadın. Karşıyaka, Beşiktaş, Konak, Şişli buralarda zaten seçiliyorsun. Öyle adamlar koymalısın ki orada yaratacağı algı dalga dalga etrafına yayılmalı’
CHP İzmir’de 20 yıl boyunca üst üste her yerel seçimi büyük bir farkla kazanınca ister istemez bu “odunu koysak seçilir” anlayışı oluştu.
***
Ama bu durum her zaman böyle değildi.
Bu kentte 20 yılın üzerinde siyaseti takip edenler ya da bu kadar süredir gazetecilik yapanlar çok iyi bilir.
CHP’nin son 5 yerel seçimdir yüzde 70 ve üzeri oy aldığı Karşıyaka’da 1994’te sağ eğilimli bir parti olan DYP’den Kemal Baysak Başkan seçilmişti.
Çok uzun süredir CHP’nin oyların üçte ikisini aldığı Narlıdere’de 1999’da Abdul Batur yine DYP’den seçimi kazanmaya başarmıştı.
Süha Baykal Konak’ta yine sağ ve muhafazakar eğilimli bir parti olan ANAP’ın belediye başkanıydı.
Çiğli’de Dr. Galip Öztürk 1989’da ANAP çatısı altında belediye başkanlığı koltuğuna oturdu.
Cengiz Bulut da 1984’te Bornova’da ANAP ile belediye başkanlığı seçimlerini kazandı.
Muhafazakar eğilimleri ile öne çıkan Burhan Özfatura 1984’te ANAP’tan, 1994’te de DYP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı aldı.
Çok örnek var. Hepsini yazmaya gerek yok.
İzmir’de hem de yakın sayılabilecek bir zaman önce sağ partiler hem de muhafazakar adaylarla bile iktidara ulaşabildi.
***
Her şey 2002’de AKP’nin genel iktidarı alması ile değişti. Türkiye’nin diğer kentlerinin aksine İzmir’deki sağ eğilimler CHP çatısı altına girdi.
Şimdi 20 yıl sonra CHP’nin başını çektiği ittifak hiç olmadığı kadar genel iktidara yakın görüyor kendini.
Ekonomik krizin de etkisiyle Türkiye’de genel iktidarda uzun yıllar sonra bir değişimin olacağı öngörüsü her zamankinden çok daha fazla dile getiriliyor.
Öyle olursa, Türkiye’de 2023’teki genel seçimlerde iktidar değişirse bunun İzmir’deki yerel seçimlerin kimyasını değiştireceği ortada.
Üstelik artık İYİ Parti gibi merkez sağda her geçen gün daha da güçlenen, İzmir’deki oylarının da yüzde 20’leri zorladığı söylenen güçlü bir siyasi oluşum da var.
İki yıl sonra yeni bir yerel seçim olacak Sadece 24 ay sonra yeni belediye başkanları belirlenecek.
İşte o seçimlerde artık “odun” söylemleri kimsenin aklına bile gelmeyecek. Çünkü seçimi kazanmak için çok daha fazlasına ihtiyaç olacak.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili seçimleri sürecinde yaşananları görünce çok farklı bir havanın hakim olduğu anlaşılıyor.
Galiba birileri İzmir’de sonsuza kadar iktidarda kalacağını zannediyor.