CHP İzmir İl Örgütü’nde 8 Kasım 2019’da başlayan süreç 8 Şubat Cumartesi günü yapılacak İl Kongresi ile tamamlanacak.
Üyeler, mahalle delegelerini, onlar da ilçe yönetimleri ve il yönetimini seçecek delegeleri belirledi. 8 Şubat’ta da İl Başkanı ile İl Yönetimi ve Kurultay delegeleri seçilecek.
Bu süreç derin ekip mücadeleleri ile geçti.
Daha 6 ay önceye kadar birlikte olan ya da en azından ittifak halinde olanlar ayrıştı. Yeni ortaklıklar kuruldu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer uzak durmaya çalışsa da onun adına hareket edenler bu mücadelenin ana aktörleri arasındaydı.
Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu ile Rıfat Nalbantoğlu pek çok yerde sürece Başkan Soyer adına müdahil oldu.
Bornova’da onların desteklediği Selma Nalbantoğlu’nun kaybetmesi bu sürecin en büyük sürprizlerinden biriydi.
Bu önemli ilçede kaybetmelerinin önümüzdeki dönemde İzmir siyasetinde ciddi sonuçlarının olacağı kesin.
Gürol Türkmentepe’nin yarıştan üçüncü çıkması onu destekleyen CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat ve ekibini de sürecin kaybedenleri grubuna soktu.
***
Bu sürecin en belirleyici isminin CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan olduğunu zaten İzmir siyasetini azıcık takip edip de bilmeyen yok.
Özkan ve ekibi başta Konak, Buca, Bornova ve Çiğli gibi büyük ilçeler olmak üzere pek çok yerde başarı elde etti.
Bu başarı cumartesi günkü kurultaya da yansırsa- ki yansımaması büyük bir sürpriz olur- Tuncay Özkan’ın Kurultay sürecinde İzmir’in delege gücünün önemli bir bölümünü kontrol edeceği sır değil.
Elbette sürecin kazananların başında Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’u da saymak gerek. Batur’un bundan sonra İzmir siyasetinin belirleyici unsurlarından olacağı daha da belirginleşti.
***
Peki CHP İzmir’de 5 aydır devam eden ve 8 Şubat Cumartesi günü sonuçlanacak süreç nasıl hatırlanacak?
Siyasette de hayatın pek çok alanında olduğu gibi kazananlar, kaybedenler değişir. İsimler, gelir ya da gider. Yıldızı parlayanlar, sönenler olur.
Peki ya fikirler, anlayışlar?
5 aydır devam eden CHP delege seçimleri ve ilçe kongreleri sürecinde “Hangi fikirler öne çıktı, kazandı?” sorusuna verilecek cevap çok daha önemli.
CHP’de her mahallede, her ilçede rekabet vardı. Ama kişiler ve gruplar arasında.
Bu kadar mahalle ve ilçedeki seçimden sonra “Şu fikri savunanlar ya da şu anlayışta olanlar kazandı” denmiyor, denemiyor. Kazanan, kaybeden sınıflaması sadece ve sadece isimler bazında yapılabiliyor.
***
İzmir yıllardır CHP’nin oran olarak en çok oy aldığı büyükşehir. Bu kadar önemli bir şehirden birkaç ay sonra Ankara’da yapılacak Kurultay’a hangi fikirler gidecek?
“Toprak işleyenin, su kullananın” gibi çok parlak fikirler ya da “ortanın solu” gibi tarihsel yeni anlayışların çıkmasını zaten bekleyen yok.
Ama en azından “Partinin çevre ile ilgili konuları daha yoğun savunmasını isteyenler kazandı” diyebilir miyiz?
Milletvekilliği, belediye başkanlığı ve meclis üyelerinin belirlenmesinde önseçim isteyenlerin, büyük bir zafer elde ettiğini öne sürebilir miyiz?
Ya da partinin EYT’liler için, üreticiler için, emekliler için söylemin yanında daha eylemsel bir anlayışla hareket edilmesini savunanların galip geldiğini yazabilir miyiz?
Pek çok alanda ağır sorunların yaşandığı bir ortamda ülkenin ana akım sosyal demokrat partisinde bile fikirlerden çok kişiler konuşuluyorsa,
Güzel günler çok da yakın değil demektir.