Seferihisar ve Kuşaadası merkezli 4.8 şiddetindeki deprem İzmir’de de hissedildi ve korkuya neden oldu.
Denizli’de de 6 şiddetindeki depremde de bazı binaların yıkıldığı ya da hasar gördüğü bildirildi.
İzmir’de ve hatta Türkiye’nin büyük bölümünde deprem olması tıpkı yağmur ya da rüzgar gibi gayet normal bir doğa olayı.
O zaman, bu kadar doğal bir durumdan ne kadar bu kadar korkuyoruz?
Korkuyoruz! çünkü biz doğal olmayan işler yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz.
Kentteki yapılaşma deprem göz önüne alınarak olması gerekirken, İzmir’deki binaların yüzde 80’i dolgu zemin üzerinde yer alıyor.
Hatta, kentin en az yüzde 25’i tamamen suyun üstünde kurulu.
Biliyoruz ki, depremin etkisi alivyon denen gevşek zeminde inşa edilen yapılarda en az birkaç kat daha fazla hissediliyor.
17 Ağustos 1999’da ülkemizde çok büyük bir deprem felaketi yaşandı. Günlerce televizyonlarda yapılaşma konusunda yapılan yanlışların nasıl büyük felaket ve acılara neden olduğunu izledik, kahrolduk.
***
Çok korkuyoruz! Çünkü, mühendislik görmemiş, en fazla 2 kata göre temellendirilmiş ama en az 5 kat çıkılmış binalarda yaşıyoruz.
Üstelik bu binalar “imar barışı” adı altında artık yasal hale de geldi. Yaşadığımız binaların çok büyük bir bölümü güvenli değil ama resmi.
Çok korkuyoruz! çünkü Birinci Derece Deprem Kuşağı’ndaki bu kentte, “Yeni İzmir Projesi’ni” kentin zemini en zayıf yerleri olan Alsancak ile Alaybey arasına yapmaktan bir türlü vazgeçmedik.
İzmir’in yüzlerce yıllık geleceğine uzanacak gökdelenler kentin zemini en zayıf noktalarında yükseldi.
***
Korkuyoruz! Çünkü, deprem sonrası toplanma yerlerini farklı amaçlar için kullandık.
Bırakın gidecek yerimizi, toplanacak yeterli yerimiz bile yok.
Çoğumuzun bir deprem çantası bulunmuyor. Deprem anında ne yapacağımızı bilmiyoruz. Ayrıca, ne yazık ki ihtiyaç durumunda en yakınlarımıza bile ilk yardım yapma bilgisine sahip değiliz.
Küçük bir müdahalemizle kurtulacak olan bir yakınımız ya da arkadaşımız için saatlerce ve belki de günlerce sağlık yardımı beklemek zorunda olduğumuzu çok iyi biliyoruz.
Doğal olarak bu da bizi çok korkutuyor.
***
Deprem korkusundan kurtulmanın tek yolu artık korkmamızı gerektirecek işler yapmamak.
Zira Albert Einstein’ın dediği gibi aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek ahmaklıktan başka bir iş değil.