Minareler süngü, kubbeler miğfer
Camiler kışlamız, Mü’minler asker
Bu ilahi ordu dinimi bekler
Allahu ekber, Allahu ekber
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 24 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken Ziya Gökalp’in bu şiirini okuduğu için hapis cezası aldı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının yanı sıra tüm siyasi hakları elinden alındı.
Hatta o dönemde bazı gazeteler “Artık muhtar bile olamaz” diye manşet attı.
Ama öyle olmadı. Erdoğan, bu olaydan sadece 4 yıl sonra Başbakan, 17 yıl sonra da Cumhurbaşkanı oldu. 20 yıldır da Türkiye’yi yönetiyor.
***
Ne yazık ki 23 yıl sonra tarih tekerrür etti. Bu kez yine bir İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı mahkumiyet cezası aldı. Ekrem İmamoğlu YSK hakimlerine hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 7 ay hapis cezasına mahkum edildi. İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay onaylarsa cezası kesinleşecek.
İmamoğlu da tıpkı Erdoğan’ın 24 yıl önce yaşadığı gibi siyasi yasaklı olacak.
Öyle bir garip durum var ki ortada evlere şenlik. İmamoğlu’nun adı Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı aday adayları arasında geçiyor.
Hatta bu mahkeme kararıyla şansının daha da arttığını söyleyenler bile var. Şayet öyle olursa. Yani İmamoğlu önce Millet İttifakı’nın adayı daha sonra da Cumhurbaşkanı seçilirse ortalık karışacak.
Çünkü İstinaf ve Yargıtay aşamasının en az 2 yıl süreceği öngörülüyor. İki yıl sonra İmamoğlu ile ilgili karar kesinleşirse ve o sırada kendisi Cumhurbaşkanı olursa ne olacak? Türkiye Cumhurbaşkanı’na hapis cezası vermiş bir ülke olarak tarihe geçecek.
***
Olayın başlıkta da belirttiğim en can yakıcı noktalarından biri de şu.
Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesine göre İmamoğlu’nun aldığı ceza “babalık” haklarını bile elinden alıyor. Diyor ki 53’üncü madde, “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak “Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” hakkından yoksun bırakılır.
***
Büyük bir çoğunluk mahkeme kararını ve yargıyı eleştiriyor. Oysa asıl eleştirilmesi gerektiren fikir suçun hapis cezası öngören yasalardır.
Fikir açıklamanın hapis gerektiren suç sayılması nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan hem bir süre özgürlüğünü hem de siyasi haklarını kaybetmişti.
Şimdi aynı durum Ekrem İmamoğlu’nun başına gelmek üzere.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı çeyrek yüzyıl önce aynı durumu yaşadığı halde geçen zamanda hiçbir şey değişmemiş.
Özgürlüğünü fikir suçu nedeniyle kaybeden binlerce mağdurdan söz eden bile olmuyor.
Bakalım Türkiye’de fikri söylemeyi suç olmadan çıkarana kadar kaç kişi daha bedel ödemeye devam edecek.