HÜROL DAĞDELEN-Hoşgörü sahibi ve özgürlükçü bir büyük şehirde belediye başkanı olmak, onu siyasetin karanlık dehlizlerinden uzak tutar.
Çünkü yaşadığı kenti yönetmesi için seçtiği insanının doğruluktan şaşmamasını ister halk… Her türlü baskıya, her türlü ihanete karşı dik durmasını, asla vazgeçmemesini, adil davranmasını ister.
Ve inanmak ister…
Liderine inanmak, hem de koşulsuz…
***
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 2,5 yıldır bu kentin yönetiminde söz sahibi…
Hataları da var sevapları da…
Şunu kabul edelim; kimse hatasız olamaz, zira kimseyi memnun etmek mümkün değil…
Ancak İzmir’in geleceğine yatırım yaptığı ve bunu sessiz ve derinden yürüttüğü de bir gerçek…
Bu yüzden hem olumlu hem de olumsuz eleştiriler alıyor.
Bir kere hem pandemi döneminde hem de 117 insanımızı aramızdan alan o korkunç depremde halkının yanında oluşu ve çözüm üretmesi artı puan…
Dışa dönük hamleleri arasında yer alan ‘Sessiz Şehir Başkentliği”, İskoçya Parlamentosu’nda konuşma yapması ve diğer girişimleri İzmir’in dünyaca tanınmasında önemli adımlar…
Bu özel kent, bunu hak ediyor…
“Başka Tarım Mümkün” demesi, İzmir’in bu alanda liderliğini öne çıkarması, İzmir tarımsal kalkınmada örnek gösterilmesi etkili süreçler…
Güler yüzü, hoşgörülü tavrı, sakin siyasetçi kimliği, barışçı dünya görüşü Soyer’i farklı bir yere koyuyor zaten…
Ancak kentin başkaca önemli sorunları da var; sokakların temizliği, çöp depolama tesisi, artan işsizlik sorunları, torpil iddiaları ve yönetimde görev yapan kişilerin kent insanına yabancı olduğu söylentileri aldı başına gidiyor.
Bir de üstüne kendisi hakkında çıkarılan dedikodular, toplumda farklı algılara yol açmaya başladı.
Bu olumsuz gelişmeler Başkan Soyer’i de rahatsız etmiş anlaşılan… Önceki günkü meclis toplantısı, bir anlamda “iç döküş” gibiydi… Birçok dedikoduya yanıt verdi, göreve geldiği günden beri ayrılmadığı çizgisinden kesitler sundu.
Bence önemli bir çıkıştı konuşmasında yer alan bazı bölümler…
Bense şu sözlerini önemsiyorum başkanın, final satırlarını…
“Siyaset kişiler üzerinden yapılan bir şey değil, iyilik üzerinden yapılması gereken bir şey. Yani ilkeler üzerinden yapılması gereken bir şey. Hep samimiyet diye dillendirdiğimiz şey asla yalanı kaldırmaz. Ben iyilikten ayrılmayacağım. Ben bu memleketin güzel insanlarının daha iyi bir siyasete layık olduklarına inanıyorum. O yüzden bunu yapmaya devam edeceğim. Birileri varsın başka şeye devam etsin. Asla vazgeçmeyeceğim. Çelik gibi sabrım, iradem var. Bu memlekete daha iyi şeyler yapabilmek için hiçbir menfaat beklemeden canla, başla çalışmaya devam edeceğim.”
***
Evet iyilikten ayrılma sayın başkan…
Bu toplumun bu davranış modeline o kadar çok ihtiyacı var ki, bilemezsin.
Hem geçim sıkıntısı hem de algı operasyonlarıyla zor günler geçiriyoruz hepimiz…
Ağır bir yük var üzerimizde… Her geçen gün daha da ağırlaşıyor sorunlar…
Bu yüzden “iyiliği” kendisine rehber edinen bir yöneticiye ihtiyacı var, bilesin.
Güler yüzünü, samimiyetini hiç eksik etme…
Etme ki, bu insanlar siyasetin algıdan ve dedikodudan değil, doğruluktan yana bir değer olduğunu hissetsinler… Bu gülen yüzün kendisine ihanet etmeyeceğine, yalnız bırakmayacağına tanık olsunlar.
Doğrudan sapma ki, sana inansın..
Bir politikacının en önemli rehberi, “inanmış bir toplumdur.”
İzmirli sana inanırsa, hiç bırakmaz.
Dünya üzerine gelse de, üzerinde türlü algı oyunları denense de, bin bir türlü iftira atılsa da amacına ulaşamaz.
Halkın eli omuzundadır, sen dimdik ayakta…
Çünkü bir liderin aynası inanmış bir toplumdur.
“Ben iyilikten ayrılmayacağım” diyorsan, sakın ayrılma başkan, kim ne derse desin, birilerinin güdümüne girme…
Kararlı ol, insanların için savaş…
“Ben bu memleketin güzel insanlarının daha iyi bir siyasete layık olduklarına inanıyorum” sözlerinden asla taviz verme, asla vazgeçme…
Bu topluma verilmiş bir sözdür, asla sapma..
Üç aşağı beş yukarı benzer yaşlardayız. Bu kenti pek çok başkan yönetti, hepsini yaşadık, güzel insanlardı… Kente hizmette kusur etmediler.
Ancak bu sözlerinle sen farklılığını ortaya koydun, sorumluluğun daha da büyüdü..
Çünkü temiz bir toplumun şifresidir o sözler… İzmir’den dalga dalga yayılsın ki, Türkiye’nin geleceğine ayna tutsun.
————————
HÜROL DAĞDELEN
hurol90@gmail.com