Bugün devlet yönetiminde, basın sektöründe, iş dünyasında, eğitim camiasında ve hayatın daha pek çok alanında etkili olan insanlarda, 60’lı yılların izi vardır. O yıllarda daha çocuk olan bu kesim, iki ihtilal arasında kalmış, o dönem sağ-sol kavgalarıyla büyümüş, binlerce gencin ölümüyle canı yanmıştı..
Kısaca, bugünkü kuşağın “Ne bu yav her gün kavga, her gün dram” şikayetlerine rahmet okutacak kadar, büyük olayları yaşamıştır.
Yokluk, yoksulluk da beri yandan…
Her gün ekmek kuyruğunda beklemek nedir bilmez çocuklarımız…
Soğukta, yalvar yakar sıvı yağ, sabun, margarin kuyruğunda beklemeleri de…
Ama riya yoktu, ekonomik uçurum bu kadar derin değildi, para yoksa yoktu, kredi kartlarına ölesiye borçlanmak bilinmezdi o yıllarda…
Gösteriş budalalığı nüfusun derinliklerine bu kadar yayılmamıştı, borçlanma da…
Şimdi herkes borçlandırıldı… Ne uğruna, “ekonomik refah geldi” yalanlarıyla…
Neyse konu derin… Yazı konusu değil… Yazımızın onur konuğu Zeki Müren…
***
O gergin çocukluk yıllarında, içimizi ısıtan bir kişi vardı, Zeki Müren…
Sesi kadar gönlü de büyüleyici bir insan olan Zeki Müren, radyo başında geçen sobalı odalarda, bir umut ışıtırdı yüreklerde…
Söylediği şarkıları, örnek Türkçesiyle imrendirecek kadar güzel sohbetleri, yarattığı değişimler, sanata verdiği önem, insan sevgisi ve “moral” ataklarıyla uzaklaştırırdı bizi her türlü sıkıntılardan…
***
Zeki Müren, hayatım boyunca hiç unutamayacağım; sanatçı kişiliğini, şarkılarını, güzel sanatlara hayranlığını, insan sevgisini, mesleğine tutkusunu hep anacağım bir sanatçı benim için…
Bir sevda türküsünü anlattığı, ayrılığın o bitmek bilmez acısını yaşattığı şarkısı “Şimdi Uzaklardasın”, Türk Sanat Müziği’nde başucu şarkımdır benim…
En umarsız, kaygısız olduğum anda dinlersem, kendime getirir bu şarkı beni…
Bencil değil, toplumcu olurum artık…
Acılara ortak olurum, onunla birlikte mırıldanır ayrılık acısına ortak olur, paylaşırım.
Yorumladığı her şarkıyla değer katan bir ses, bir sanatçı, bir coşkulu yürekti Zeki Müren.
**
Ve İzmir… Bu kent Zeki Müren’in ana damarıydı. Sevgiyi de, şöhreti de en uç noktasına kadar yaşadı İzmir’de…
Son nefesini de İzmir’de verdi üstad…
Öncelikle İzmir Enternasyonal Fuarı can damarıydı Zeki Müren’in …
Fuar Manolya’da sahneye çıkardı ve her yıl olay yaratırdı sahnesiyle…
Sadece o billur gibi sesi değil, sanatçı kişiliğiyle damga vururdu fuar gecelerine…
Çok kez izlerim Zeki Müren’i, ailemle…
Apartman topuklu ayakkabılarıyla sahneye çıkıp olay yarattığı gece ben de oradaydım örneğin…
İzmirliler, onun söylediği şarkılarla mest olmuş, sahne gösterisiyle ayakta alkışlamıştı.
O yıllarda sanatçıyı bu kadar didikleyen, şerefiyle oynayan, gururunu inciten bir düzen yoktu, sanatçı özgürlüğünü doya doya yaşıyor, topluma yeni yaşam kulvarları açıyordu…
Bu açıdan bakınca…
Zeki Müren, Türkiye’nin gelmiş gelmiş en büyük ismi, en “gerçekçi” sanatçısıdır…
Yıllarca alın teri döktüğü sahneden kazandığı parayı da, topluma geri iade edecek kadar, mirasını gençlerin eğitimine bırakacak kadar da örnek bir vatansever…
Söylediği şarkıları dinlerken, o capcanlı yanı başımda sanki…
Sözün özü, kimler geldi, kimler geçti…Hiçbiri onun kadar ‘sanatçı’ olamadı.
Bu yüzden yeri doldurulamaz.
HÜROL DAĞDELEN
hurol90@gmail.com