AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ dün proje tanıtım toplantısını gerçekleştirdi.
Toplantıya katılıp madde madde söylediklerini not edenler arasındaydım.
Öncelikle bir hakkı teslim edelim. Dağ ve ekibi bu iş için çok iyi hazırlanmış. Kentin sorunlarıyla ilgili detaylı çözüm önerileri var.
Bu önerileri Egeli Gazete’de de diğer yayın organlarında da ayrıntılarıyla okuyabilirsiniz
Buraya kadar çok güzel.
Ancak Hamza Dağ “Ulaşım” başlığı altında Körfez Geçiş Projesi’nin mutlaka yapılacağını açıkladı.
Dağ, projenin gidiş geliş 3 şeritli yol, 6,9 kilometresi deniz geçişi olmak üzere 4 bin 175 metre körfez deniz köprüsü ve yapay ada içereceğini söyledi.
Ama bu projeyle ilgili dikkate alınması gereken çok vahim konular var.
***
Körfez Tüp Geçiş Projesi 10 yıl önce bu kentte uzun süre gündem oldu.
Projenin ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) Raporu’na göre; Çiğli ile İnciraltı arasında denizin içinden 12.6 kilometrelik bir yol yapılacak.
Ama Birinci Derece Deprem Kuşağı’nda olan İzmir’de pek çok diri fay var. Üstelik Başta MTA olmak üzere birçok araştırmacı tarafından yapılan çalışmalar sonucunda İzmir Körfezi’nin içinde, Gülbahçe Körfezi’nde ve Foça açıklarında yapılan jeofizik çalışmalarla, deniz tabanında izleri gözlenen ve gömülü birçok faydan oluşan 4 diri fay zonu belirlendi.
***
Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Sinancan Öziçer konuyla ilgili çok ciddi şu bilgileri verdi:
“İzmir Körfez Geçişi ÇED Raporu incelendiğinde kıyıya dik (tüp geçiş güzergahına paralel) 15 adet ve bu hatları dik kesen kıyıya paralel 8 adet olmak üzere toplam 23 adet hat üzerinde deniz sismiği çalışması yapıldığı görülüyor. Bu çalışma projenin dinamik zemin parametrelerinin elde edilmesi için önemlidir.
Ancak yapılan araştırmalarda İzmir Körfezi’nin birçok yerinde gaz çıkışları olduğu görüldü. Ayrıca tespit edilen 4 fayın uzantılarının İzmir Fayı’na uzantısının olma riski var. Yani bütün bunlar deniz tabanı fay araştırmasına yönelik derin sismik yansıma yöntemlerinin yapılmasını gerektiriyor.
Uzun Ada’nın hemen doğusunda bulunan ve İzmir Fayı ile Uzun Ada Fayı’nın arasında kalan bir alanın halen çalışılmadığı ve mutlaka incelenmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Bu tip çalışmaların ÇED raporunda görülmemesi önemli bir eksikliktir.
Körfez Geçişi Projesi için hazırlanan 5 farklı alternatif güzergahının maliyetlerine bakıldığında 2.400.000.000 – 3.600.000.000 TL arasında değişen maliyetler söz konusu. Fay hatlarının araştırma maliyeti ise profil sayısı ve araştırma derinliğine göre 500.000-1.000.000 TL arasında değişiyor.
Böyle büyük bir projenin maliyetine bakıldığında fay araştırmasının bedeli neredeyse binde birinden bile azken yapılamamış olması ileride meydana gelebilecek riskleri artıran bir etkendir.
Bir deprem anında bırakın yıkılmayı ufak çatlakların zararı bile fay araştırmasından kat kat fazladır.
İzmir’in gelişmesini hepimiz isteriz ve bu amaçla yapılan projeleri her zaman destekleriz. Ancak zemin ve deprem riski özellikleri açısından Jeofizik Mühendisliği eksikliklerini gördüğümüzde bunları söylememiz de vicdani ve mesleki sorumluluğumuzun bir parçasıdır.”
***
Sadece Jefofizik Mühendisleri Odası değil, İzmir’deki tüm bilimsel meslek odaları bu projenin kentin yararına olmadığı yönünde açıklamalar yaptı.
Projenin ÇED onayına karşı TMMOB, EGEÇEP, Doğa Derneği ve 85 vatandaş yürütmenin durdurulması ve projenin iptali için dava açtı. Açılan davalar sonucunda İzmir 3. İdare Mahkemesi iptal kararı verdi.
Bu kentte 32 yıldır yerel yönetim ve siyaset gazeteciliği yapan bir İzmirli olarak açıkça söylüyorum.
Kentin depreme dayanıklı hale getirilmesi başta olmak üzere onlara hayati proje için büyük kaynağa ihtiyacı varken Körfez Geçiş Projesi’ni dillendirmek gerçekten İzmirlilerin yararına değildir.
***
İşin uzmanları ciddi şekilde uyarıyor. Körfez’in içinde neredeyse sayısız birçoğu da diri olan fay hattı var.
Projenin faydalarından önce “güvenli mi, değil mi?” sorusunun cevabı çok daha hayati ve öncelikli.
Ayrıca böylesine önemli bir projede bunca zamandır yeterli jeofizik ve jeolojik etütlerin yapılmamış olması vahim ve çok büyük eksik.
Bu raporların sonuçları görülmeden karar vermek, İzmirlilerin hayatını tehlikeye atmak olur.