İzmir Körfezi fokurduyor
Dün, ülkemizde yaşanan en acı günlerden biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 19’un yıldönümüydü.
Marmara Depremi ile ilgili çok çarpıcı canların neden yitirildiğini ortaya koyan bir tespit var.
Bu deprem yüzünden hayatını aslında sadece 1 kişi kaybetti. O da fay kırığına düşen bir bekçi.
Deprem sırasında ve sonrasında yitirilen 17 bin canın katili ise mühendislik kurullarına göre yapılmayan binalar.
Sadece üzerine bir eşya düşmesi nedeniyle 1000 kişinin hayatını kaybetmiş olması ise kahredici ihmallerin açık göstergesi.
***
Birinci Derece Deprem Kuşağı’nda yer alan İzmir için bu konular hayati öneme sahip.
Peki konunun bilimsel meslek odası bize hangi gerçekleri iletiyor. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinan Öziçer şu bilgileri verdi:
“Birçok kişi İstanbul depreminden bahsediyor ancak İzmir’de meydana gelebilecek yaklaşık 6.5 büyüklüğünde bir deprem daha ciddi sıkıntılara neden olacaktır. Belki İzmir’in tektonik yapısından kaynaklı bir İstanbul depremi kadar 7 büyüklüğünden büyük bir deprem beklenilmiyor ancak risklerimiz fazla.
Çünkü İzmir’in nüfus yoğunluğunun en çok olduğu yapılaşmanın altındaki zemin çok zayıf alüvyon tabakasından ibaret, bu zemine yapılmış yapılarımızın yaşı miadını doldurmuş durumda. Mühendislik hizmeti almamış on binlerce bina var.
Tüm bunları bir araya getirdiğimizde İstanbul’da beklenen 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem beklenmemekle birlikte 6.2 – 6.6 arası bir deprem meydana gelse dahi can ve mal kayıpları ciddi oranda olabilir.
Geçen yılı gördük. Kuzeyden güneye kadar tüm sahil şeridimiz ciddi depremler yaşadı. Hepimiz korktuk. Bu bize çok güzel bir uyarıda bulunuyor. O da İzmir Körfezi’nin fokurdadığıdır. ‘gel beni incele, gel beni araştır yoksa sizin başınıza bela olacağım’ diyor. Bizler ne yapıyoruz. Bir şey olmaz mantığı ile hayatımıza devam ediyoruz.
İlk yapılacak çalışmalardan biri İzmir Körfezi’nin fay durumunu incelemek olmalıdır.”
***
Yaşadığımız kentin jeofizik yapısı böyle. Peki binalarımız nasıl bir bakalım.
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin tespitlerine göre; 6306 Sayılı Riskli Yapıların Tespiti Esasları hakkındaki kanun kapsamında 180.000’in üzerinde yapıya riskli yapı analizi yapıldı.
Bunların yüzde 95’inden fazlasının‘Riskli Bina’ olduğu tespit edildi.
Bu binaların büyük çoğunluğu yığma yapı statüsünde ve olası bir depremde göçme riski taşıyor.
Betonarme olan yapılar ise çok düşük beton dayanımlarına sahip(C5, C7, C10 gibi) demir donatıları da deprem performansı açısından yetersiz özelliklerde.
Resmi rakamlara göre İzmir’deki 2.5 milyon yapının yüzde 65’i yani 1.5 milyonu riskli durumda.
***
Derin acıların yaşandığı 17 Ağustos’un 19’uncu yıldönümünde ne yazık ki vaziyet böyle.