Haziran’ın ikinci haftası tüm dünyada Çevre Farkındalık Haftası olarak değerlendiriliyor.
İzmir, bu açıdan değerlendirildiğinde ortaya vahim bir tablo çıkıyor.
***
Çevre Mühendisleri Odası Türkiye’deki hava kalitesini ortaya koyan yıllık raporunu geçen Mart ayı içinde açıkladı. Rapora göre Türkiye’de 60 milyon kişi kirli hava soluyor.
Güvenli hava kirliliği verisi alınan toplam 45 farklı ildeki istasyonlarda yapılan ölçümler, bu bölgelerde yaşayanların ulusal sınır değerlerin üzerinde toz seviyesine maruz kaldığını ortaya koydu.
Saatlik ve günlük ölçüm yapan ve güvenli veri alınan istasyon verilerine göre Türkiye’de havası en kirli 20 yer arasında İzmir’den de bazı bölgeler bulunuyor.
Rapora göre kirlilik parametrelerinin tamamında sınır değerleri aşan iller arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Mersin, Kocaeli, Edirne ve Erzurum var.
***
Gaziemir Akçay Caddesi’nde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun(TAEK) raporlarına da geçen radyasyonlu atık skandalı var.
Burada tehlikeli atıkların 100 tonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Toprak altında gömülü miktarı kimse biliyor.
Bu sorun 12 yıldır çözülmedi.
***
Mevcut kirlilik unsurları yetmezmiş gibi Aliağa’da bir de termik santral çalışmaları başlatıldı.
Termik Santrale karşı açılan davalar devam ederken inşaat çalışmaları tamamlandı.
Santral, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden alması gereken Gayrı Sıhhi Müessese izni süreçleri bile tamamlanmadan üretime başladı ve ruhsatsız çalışmaya devam etti.
Mahkeme hukuki süreç sonunda verilen ÇED iznini de iptal etti.
Ama, yeni bir ÇED süreci başlatıldı.
Bir önceki ÇED kararı ile ilgili iptal kararı tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde uygulanarak yani geçen yıl 23 Mart’ta termik santralin kapanması gerekiyordu.
Ama bu tarihten bir gün önce 22 Mart’ta yeni bir ÇED olumlu raporu verilerek termik santrali kapanmasına bir gün kala kurtarıldı.
***
Menemen’in Ulucak Bölgesi’nde yılda 57 bin 600 bin ton tehlikeli atık işlenecek tesise ÇED(Çevresel Etki Değerlendirme) gerekli değildir raporu verildi.
Bornova Işıkkent’teki Dökümcüler Küçük Sanayi Sitesi’nde “Tehlikeli ve tehlikesiz atıkların” işlenmesi için bir firmaya ÇED(Çevresel Etki Değerlendirme) sürecinin başlatılması için onay verildi.
Bütün bu işlerin yapılacağı alan, Işıkkent Mahallesi’ne sadece 2000 metre uzaklıktaydı.
Foça’da katı atık yakılarak elektrik elde edilecek bir tesise gerekli izinler verildi. Hem de ÇED(Çevre Etki Değerlendirme) sürecine bile gerek duymadan.
Söz konusu tesiste her gün 90 ton atık yakılacak. Atıkların birlikte yakılmasından kaynaklanan ve tehlikeli maddeler içeren 9 ton tehlikeli dip külü oluşacak.
Menderes’e bağlı Kısıkköy Bölgesi’nde bir firmanın tehlikeli atık işlemesi için gerekli süreç başlatıldı.
Yılda tam 10 bin ton tehlikeli atığın işleneceği bu tesis için “ÇED gerekli değildir” kararı verildi.
***
Orman Genel Müdürlüğü’nün açıklamasına göre; İzmir’de maden arama, işletme amaçlı madencilik faaliyetlerine yönelik olarak Orman Kanunu’nun 16’ncı maddesi hükmü gereğince 1.839 hektar alanda verilmiş devam eden izin bulunuyor.
Yani İzmir’de (1 milyon 839 bin metrekare orman alanı) taş ocağı ve maden arama izinleri ile geçmiş yıllarda yok edildi.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi özel orman alanlarında 4 metrekare daha yapılaşma izni verildi. Orman alanlarında yüzde 6’lık yapılaşma izni zaten vardı.
Bu ilave 4 metrekare izinle yapılaşma izni biraz daha arttırıldı.
Ne yazık ki bu kadar da değil. Orman Kanunu’nun 16, 17/3 ve 18. maddelerine ilişkin uygulama yönetmeliklerinde değişiklik yapıldı.
Yönetmeliğin, kamu yararı ve zaruri hallerde orman alanlarında verilecek izinleri düzenleyen 4. maddesinde değişiklik yapıldı. Değişiklikle ormanlara toprak döküm tesisleri işletmesi kurulmasına izin verildi.
Yeni yönetmelikle artık orman alanlarında yer altına depolar kurulabilecek.
İsteyen istediği ormanda yer altına akaryakıt deposu bile yapabilecek.
Yeni izinlerle İzmir’de binlerce hektar ormanı alanı daha tehlikeye girdi.
****
Ormanlık alanlara yapılan müdahale konusunda durum gerçekten çok vahim.
Konuyla ilgili olarak Orman Mühendisleri Odası İzmir Şubesi geçen yıl bir rapor hazırladı. Raporda son derece ilginç tespitler var.
Söz konusu rapora göre; son 10 yılda İzmir ve Menderes Orman işletmeleri toplam 121 bin hektar alanı orman dışı kullanıma açtı.
Yok edilen orman alanı, UEFA standartlarında 15 bin stadyum büyüklüğüne ulaşıyor.
Orman alanlarında nelere izin verildiğini incelediğinizde de karşınıza korkunç bir tablo çıkıyor.
Orman alanlarında yapımına izin tesisler de şöyle: 57 milyon metrekare maden arama sahası, 48 milyon metrekare rüzgar enerji santrali(RES),
143 bin metrekare kum kireç çakıl ocağı, 15 bin metrekare havai fişek tesisi, 600 bin metrekare kömür ocağı, 950 bin metrekare taş ocağı.
Dahası da var. İzmir 1 ve 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kurulları İzmir genelinde pek çok değişik yerde sit derecelerini değiştirme kararı aldı. Bu kararla da binlerce hektar orman alanında yapılaşmanın önü açıldı.
***
İzmir’in çevre dengesini bozan izinlere her geçen gün yenisi ekleniyor.