CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘nu değiştiremezsiniz, o sakin bir güç…
Birilerinin sürekli gündemi getirdiği güç gösterisinden ısrarla kaçınıyor; masaya yumruğunu vurmuyor.
Anlatıyor, açıklıyor, sorgulatıyor. Tıpkı demokrasiyle yönetilen toplumlarda olduğu gibi…
Yine bazı aklı evvellerin sürekli gündemi değiştirme çabasına da çomak sokuyor; halkı gerçeklerle yüzleştiriyor, dikkatleri toplumun yaşadığı sorunlara çekiyor.
Tam da bir ana muhalefet partisi liderinin olması gereken tavrı bu…
Halkın uyanması için adalet yürüyüşünü başlattı, Ankara’dan İstanbul’a yürüdü. Başta iktidar partisi yöneticileri olmak üzere pek çok kişi onunla dalga geçti, “Başaramaz” dedi, “Sonuç alamaz” diye yargıladı.
Ama yılmadı, başardı … Halkın adalet arayışına rehberlik etti, sessizlerin sesi oldu.
Başkanlık sistemine karşı, farklı görüşlerdeki partileri bir araya getirdi, iktidara karşı güç oluşturdu.
Bazen bir tavır, sözlerden daha güçlüdür.
***
CHP lideri Kılıçdaroğlu nicedir eleştirilerini meclis kürsüsünden, grup toplantılarından dile getiriyor, kanıtlarıyla konuşuyor. Yapılan yanlışları sıralıyor. Nitekim çok tartışılan Man Adası iddiaları da yargı tarafından doğrulandı.
Tam iktidar partisi bunun şokunu atlatamadan, Kılıçdaroğlu bir başka toplumsal gerçeği sahneye koydu. Bir süredir üzerinde polemik yapılan, yine “cesaret edemez” dedikleri bir olayı gündeme taşıdı.
“Erdoğan elektrik zamlarını geri alana kadar elektrik borcumu ödemeyeceğim” iddiasından geri dönmedi ve elektriği kesildi, karanlıkta kaldı.
Oysa ki elektrik borcunu ödeyecek parası vardı, yapmadı, amacı önemli bir toplumsal soruna dikkat çekmekti.
Borcu yüzünden elektriği kesilen 4 milyon abonenin sesi oldu, onlarla aynı yoksunluğu paylaştı.
Bunu ekrandan da dile getirdi.
Bu, Türkiye’de bugüne kadar görülmemiş bir protesto…
Oysa ki sosyal devletin temel görevlerinden biri, vatandaşının temel ihtiyaçlarını karşılamaktır.
Zor günlerinde yanında olmaktır.
Gıda gibi, su gibi, sağlık gibi, elektrik gibi…
Bu ülkede milyonlarca kişi işsiz, on binlerce kişi aç, açıkta… Başına gelecek tehlikelere karşı korunmasız…
Devlet gücünü burada gösterecek.
Kılıçdaroğlu, yine dayılık yapmak, güç gösterisinde bulunmak yerine; yoksunluğu ifade etme ve gerçeği yaşatma yolunu ‘sessiz’ ama çarpıcı bir şekilde sergiledi.
Çağdaş bir ülkenin siyasetçisi gibi…
Bütün bu çabaların oylara yansıması kaçınılmaz. Çünkü bir süredir gündemi Kılıçdaroğlu belirliyor.
Dün akşam eşiyle birlikte canlı yayına çıkarak, hem ülkesindeki insanlara hem de dünyaya net mesajlar verdi…
Önce iktidara:
“Elektrik zamlarını geri alın, KDV’yi düşürün”
Sonra vatandaşlarına:
“Bu eylemim bir sivil itaatsizlik çağrısı değildir. Bir direniştir. Eylemim ülkenin karanlıkta kalan ailelerine, çocuklarına ses olmak içindir.”
Son olarak da dünyaya:
“Neoliberalizm (özel sektörün piyasaya hakim olması) artık son bulsun. İnsanlık öfkeyle besleniyor, durdurun.”
Bu Gandi’vari çıkışıyla Kemal Kılıçdaroğlu en güçlü rakibi Tayyip Erdoğan’ın önüne geçti, kendisine ve politikasına inananların sayısını artırdı.
Bu kez toplumsal dengenin şakası yok, zira ekonomik kriz doruğa çıkmış durumda.
Bu yüzden ‘şov yapıyor’ hamaseti, toplum nezninde sonuç vermez.
***
Son söz: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı da olursa hiç şaşırmam.
Çünkü bu gelişler onun işareti.
————
(Dip Not: Siyaset oyunlarını daha iyi anlamak için Netflix’te yayınlanan ve bir Güney Kore dizisi olan Chief Of Staff adlı diziyi izlemenizi öneririm.)
———-
Hürol Dağdelen
hurol90@gmail.com