İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Sözcü Gazetesi’nden Deniz Zeyrek’e verdiği röportajda 3 yıl sonra Kordon’dan denize gireceğini açıkladı.
İzmir’de 50 yıldır hayali kurulur Kordon’dan, Karşıyaka’dan ya da Güzelyalı’dan denize girmenin.
Bunun için Türkiye’nin ve hatta dünyanın en büyük çevre projelerinden biri olan Büyük Kanal için 1 milyar doların üzerinde para harcandı.
Tamamen İzmirlilerin ödediği su paralarla İZSU tarafından 2002 yılı Kasım ayında hayata geçirildi.
Evsel ve sanayi atıkları 18 yıldır Körfez’e akmıyor. Biyolojik arıtma tesislerinde yüzde 99 oranında arıtılıyor.
Son 20 yılda ayrıca çoğu arıtma yapımı için olmak üzere çevre yatırımlarına İzmir Büyükşehir Belediyesi 5 milyar liraya yakın para harcadı.
İzmir, bu arıtmalarla bu konuda açık ara ile Türkiye’nin çok ilerisine geçti. Türkiye’de biyolojik yöntemle arıtılan suların yüzde 25’inin arıtılması İzmir’deki tesislerde gerçekleştiriliyor.
***
Ama bütün bu muazzam çabalar da Kordon’dan denize girilmesi hayalinin gerçekleşmesine ne yazık ki yetmedi.
Körfez’e artık evsel ve sanayi atıkları akmıyor ama yüzülebilir hale gelmesi için birkaç düzenleme daha gerekiyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘Büyük Körfez Projesi’ adıyla o düzenlemeler için de proje hazırladı.
Körfez’in kuzey aksında 8 metre derinliğe ulaşacak kadar yaklaşık 13 kilometre uzunluğunda 250 metre eninde (Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Deresi açıklarından Tuzla kıyı hattına kadar olan bölümde) olacak bir sirkülasyon kanalı açılacak.
Orta Körfez’den gelen su böylelikle Güney Körfez’e girecek ve Kuzey’den döngü ile çıkarak Körfez’e temiz su girdisini artıracak hem de sağlanacak sirkülasyon, Körfez’deki ekolojik kalitenin korunmasını ve iyileştirilmesini sağlayacak.
Körfez’in güney aksı boyunca açılacak olan navigasyon kanalı ile temiz su girişi artacak. Kuzey aksında oluşturulacak sirkülasyon kanalı da bu bölgedeki akıntı hızlarını arttıracak. Su kalitesi ve biyolojik çeşitlilik iyileştirilecek. İzmir Limanı’nın kapasitesi artacak, yeni nesil gemilere hizmet vermeye başlayarak ana liman olma statüsüne kavuşacak.
Tarama ve kanal çalışmalarıyla dış Körfez’den iç Körfez’e su sirkülasyonu sağlanacak. Rehabilitasyon çalışmalarında Körfez’den çıkarılan kum, bilimsel araştırmalar sonucunda ekonomiye kazandırılacak.
***
Ama söz konusu proje yıllarca ÇED(Çevresel Etki Değerlendirme) raporu alamadığı için bir türlü başlayamadı.
Projeye en sonunda ÇED onayı verildi ama İzmir bu süreçte 5 yıl kaybetti.
Nükleer tesis sökümünde bile ÇED aranmazken, Körfez temizliği çok uzun süre bu gerekçeyle gecikti.
Yıllar sonra verilen ÇED izni sonrası tam proje başlayacakken bu kez de İzmir Körfez Geçiş Projesi gündeme geldi.
Aynı müşavirlik firması hem körfez ÇED raporunu hem de tüp geçit ÇED raporunu hazırladı.
Orada görüldü ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi 1,5 milyar TL para harcayarak 13,5 km uzunluğunda, 22 metre genişlikte ve 8 metre derinlikte sirkülasyon kanalı açtığında, Körfez suyu sirkülasyonu yüzde 40 artacak.
Ama ÇED raporuna göre projelendirildiği şekilde tüp geçit yapılırsa, yüzde 40’lık iyileşme yüzde 10’a düşecek.
Tüp geçidin Körfez’de yüzmeyi sağlayacak temizlik projesini engellememesi için 17 milyon metreküplük tarama yapılması gerekiyor.
***
İşin özü iç Körfez’de yani kent merkezinde denize girilmesi için daha yapılacak çok önemli işler var.
Büyükşehir Belediyesinin yanı sıra bakanlıkların da tam desteği ve çabası şart.
Çeşme’de turizmin gelişmesi gerekçesiyle büyük bölümü sit ve orman alanı olan ilçenin yüzde 55’ini imara açacak proje için Kültür ve Turizm Bakanlığınca düğmeye basıldı. Sonradan iptal edilse de acele kamulaştırma kararları bile alındı.
Bizzat Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılacağı 15 günde bir gerçekleşecek toplantılar yapılması da kararlaştırıldı.
Bakalım turizm için Çeşme’yi imar açmakta gösterilen acelecilik İzmir’de kent merkezinde yüzülebilmesi için de gösterilecek mi?
Mesele turizm ise Kordon’dan denize girilmesinin Çeşme’deki projeden kat kat fazla önemli olduğu çok açık.