Mahkeme kararları bile
çevreyi koruyamıyor
Bergama Ovacık’ta Altın Madeni İşletmelerine karşı hukuki ve toplumsal mücadele 20 yılı aşkın bir zamandır sürüyor.
“ÇED Olumlu” belgelerine açılan davalar, kazanılan süreçler, yeniden sunulan ÇED raporları ve davalar ile ülkemizin en önemli çevre hareketi Bergama’da yaşanıyor.
Geçen yıl; Ovacık Altın Madeni işletmesi ile Kozak-Gelintepe’de planlanan altın madeni ocağı için 2009 yılında verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu belgelerine karşı açılan davalarda bir kez daha iptal kararı alındı.
Ancak bu mahkeme kararı adeta yok sayılarak, madene bir kez daha ÇED olumlu raporu verildi.
***
3 Ağustos 2017 tarihli ÇED Olumlu Kararı’nın iptaline ilişkin yeniden dava açıldı ve bilirkişi incelemesi yapılan davada da geçen haftalarda yeniden yürütmeyi durdurma kararı geldi.
Davanın karar gerekçesi ders gibi:
“Öte yandan; hukuka aykırı olduğu saptanan dava konusu işlemin uygulanmaya devam edilmesi Hukuk Devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacak ve davacılar yönünden telafisi güç zararlara neden olacaktır.
Zira işlemin yürütmesinin durdurulmaması halinde, hukuka aykırı bulunan işlemin etki alanına bağlı olarak ilgili açısından meydana gelmesi muhakkak zararların işlemin uygulanmaya devam edilmesi ile artacağı da tabiidir.
Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanun’un 27’inci maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca bu karara karşı itiraz yolunun kapalı olması nedeniyle kesin olmak üzere 03/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
***
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay şu bilgileri verdi: “Bu kapsamda alınan karar 25 yıldır süren mücadele sürecinde çok önemli bir kazanım.
Gelinen süreçte yeni bir ÇED Raporu sunulduğu ve ne tesadüftür ki 10 Ağustos tarihinde Ankara’da İDK toplantısının yapılacağı duyuruldu.
Mahkeme kararları ve bilirkişi raporları ile ÇED raporunun eksiklikleri defalarca kanıtlandı. Davalar ile ÇED Olumlu Belgelerinin iptali kararı alındı. Buna rağmen
ÇED raporundaki eksiklikler tamamlanmış gibi yeniden ve yeniden süreçlerin başlatılması hukukun, bilimsel raporların yok sayıldığı, ÇED sürecinin anlamsız bir prosedüre döndüğünü bir kez daha gösterdi.
Bölgemizde çevresel riskleri son derece önemli olan bütün prosedürlerde yaşadığımız bu süreç bilimsel, hukuki mücadelenin yanında toplumsal mücadelenin daha da artması gerektiğinin bir göstergesidir.
Bergama’dan yükselen sesin Ankara’da gerçekleşecek İKD Toplantısı’na katılacak kurum yetkilileri tarafından doğru değerlendirilmesi; hukuk, bilim, kamu ve toplum yararı kapsamında gerekli sürecin yürütülmesi önemlidir.”
***
Bergama’da gerçekten de uzun yıllardır köylülerin önemli bir rol oynadığı dünyaya örnek bir çevre mücadelesi veriliyor.
Ama açıkça görülüyor ve anlaşılıyor ki artık mahkeme kararları bile çevreyi korumaya yetmiyor.