Güçlü bir bağışıklık sitemine her zamankinden daha fazla gereksinim duyulan bu günlerde (korona günleri) üstelik Ramazan nedeniyle insanların 15 saat süreyle bir şey yemeden-içmeden aç kaldıklarını düşündüğümüzde, bunu güçlendirecek yiyecek ve içecekler tüketilmesi gerekiyor. Bu yazıda süt ürünlerinden bahsedeceğim.
Ayran ve kefir…
Oruç tutanların ter yoluyla kaybettikleri su ve tuzu akşam oruçlarını açarken mutlaka sıvı tüketerek geri kazanmaları gerekiyor. Bu sıvının tuz açısından zengin olması büyük önem taşıyor. Bu tanıma uyan en önemli içecek de “ayran” Çünkü ayran dışındaki hiçbir sıvıya tuz konulup içilmiyor. Ayrandaki su ve tuz iyi bir karışım. O nedenle düşük tansiyonluların iftarda tuzlu ayran içmeleri tavsiye ediliyor. Yüksek tansiyonu olanlar ise ayranı tuzsuz tüketmeliler.
Tuzsuz olarak tüketilen kefir de iyi bir içecek. Bu durum hipertansiyon hastaları için bulunmaz bir nimet. Üstelik ayrandan daha çok yararlı bakteri içeriyor. Şekersiz ve az yağlılar tercih edildiğinde, şeker hastaları ve diyet yapanlar için son derece uygunlar.
Ekşi oldukları için hem mide ve bağırsaktaki zararlı bakterilerin üremesini engelliyorlar hem de temizlenmelerine yardımcı oluyorlar. Böylece özellikle sıcaklarda daha sık görülen ishal, mide ve bağırsak iltihabı gibi rahatsızlıkların tedavisine yardımcı oluyorlar.
Son zamanlarda bir de probiyotik ayran ile kefirler üretildi ve market raflarında bunlar rahatça bulunabiliyor. Özellikle bunların tüketilmesi iyi bir bağırsak sağlığı için son derece önemli.
Yoğurt ve probiyotik yoğurt…
Probiyotik yoğurt ve normal yoğurtlar bağırsak sağlığı için son derece önemli gıdalar. Özellikle probiyotik olanlar bağırsaklardaki zararlı mikropları ortadan kaldırarak, yaşlanmayı geciktiriyor ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyorlar.
Oruç tutmak suretiyle aç kalmak ve bu nedenle bağışıklık sisteminin güçsüzleşmesini önlemek için yoğurt ve probiyotik yoğurtlar son derece yararlı ürünler.
Yoğurt ve özellikle de probiyotik yoğurtlardaki yararlı bakteriler ayni kefir ve ayranda da olduğu gibi kolesterolü azaltmaya yardımcı oluyorlar.
Sütteki proteinler tereyağı dışındaki bütün süt ürünlerinde mevcut. Kalsiyum, fosfor ve potasyumca zengin oldukları için kemik ve dişlerin sağlığının korunmasına katkıları bulunuyor. Yağlı olanları koronavirüse karşı bağışıklık sistemini güçlendiren, direnç sağlayan A,D, E, K vitaminleri açısından oldukça zenginler. Yine içeriklerinde az da olsa C vitamini ile ısıya dayanıklı bazı B vitaminleri de bulunuyor.
Tereyağı-vitaminler…
Vücudun birçok fonksiyonun yerine getirebilmesi ve bağışıklık sisteminin sağlıklı kalması için vitaminler son derece önemli. Koronavirüse karşı bağışıklık sisteminin güçlü olması gerektiği söylendiğine göre vitaminlerin bulunduğu gıdaları tüketmek gerekiyor. Konumuz süt ve ürünleri olduğuna göre burada özellikle A ve E vitaminlerinden bahsetmek istiyorum
Enfeksiyonlara karşı vücut direncini artıran A vitaminin bulunduğu besinler arasında tereyağı başta olmak üzere yağlı süt ürünleri geliyor.
Sağlıklı oruç için diğer önemli bir vitamin de E vitamini. Buğday, soya fasulyesi, ceviz, marul, arı sütü, yulaf, sıvı yağlar gibi bitkisel ürünlerle birlikte yağlı süt ürünleri, özellikle de tereyağında bolca bulunuyor. E vitamini özellikle yaşlılarda bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bu durum koronavirüsün daha çok etkilediği yaşlılar ve oruç tutanlar için daha çok önemli hele geliyor.
Bu arada tereyağı başta olmak üzere yağlı süt ürünleri bünyelerinde önemli oranda Omega3 gibi doymamış yağ asitlerini de barındırıyorlar. Bunların yokluğu bağışıklık sistemimi zayıflatıyor.
Nerelerden alınmalılar?
Gıdaları alacağımız yerler de şu sıralar önem taşıyor. Çok sevdiğim pazar yerleri ve buralarda açıkta satılan gıdalar sağlık için risk unsuru olabilirler. Örneğin pazarlarda açıkta satılan süt ürünleri ile brusella, tüberküloz etmenlerini taşıma riski olan taze peynirler hiç tercih edilmemeliler.
Ayrıca dükkan önlerinde, sokaklarda, köşe başlarında, cami önlerinde ucuz, markasız, nerede, ne zaman, hangi koşullarda, nasıl üretildiği belli olmayan süt ürünleri ile hileli olanlarından uzak durmak gerekiyor. Taklit veya tağşiş edilerek hileli hale getirilmiş süt ürünleri içerdikleri kimyasallar ile bağışıklık sistemine zarar veriyorlar. Bu nedenle üzerlerinde etiket bilgileri olan markaların kapalı ambalajlar içerisindeki ürünleri tercih edilmeli. Mutlaka etiket bilgilerine bakılmalı. Etiket bilgileri olmayan ya da eksik olan, aşırı ekşimiş, kapağı şişmiş, son kullanma tarihi geçmiş olanlar tüketilmemeli.
Sağlıkla orucunuzu tutun…
Prof. Dr. Harun Raşit Uysal
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi