Kahramanmaraş merkezli depremler sadece 11 kentimizi değil hepimizi yıktı.
Acılar her gün katlanarak arttı. Can kayıplarımız 43 bin 556 oldu.
Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum can kayıplarına neden olan bina yıkımlarının yüzde 98’inin 1998 öncesi yapılmış ve çoğunlukla da mühendislik hizmeti almamış binalar olduğunu açıkladı.
Deprem riski nedeniyle mühendislik görmüş bina zorunluluğu ciddi deprem riski altın olan ülkemiz için hayati öneme sahip.
Durum böyleyken, yapılarda mühendislik hizmetlerinin daha da titizlikle uygulanması gerekirken tam tersi bir durum olduğu ortaya çıktı.
Yapı ruhsatlarında; proje müellifleri ile şantiye şefi mühendis, mimar ve yapı denetçilerinin imzalarının yer aldığı bölümler kaldırıldı.
31 Mayıs 2018 tarihinden bu yana Mekânsal Adres Kayıt Sistemi’nde değişiklik yapılarak uygulamaya da geçildi.
***
Bu uygulamanın sonuçlarını 6 Şubat sonrası 11 kentimizde gördük.
Gelişmiş ülkelerde bina yapma işi, projelendirme sürecinden inşa sürecinin sonuna kadar kurumsal birimlerin denetiminde mühendis ve mimarlar tarafından gerçekleştiriliyor.
Ülkemizde ise, süreç daha da geriye götürülerek, mühendis ve mimarlar devre dışı bırakılıyor.
Mühendislik, mimarlık hizmetleri ve projeleri ruhsat almanın formalite eki olarak görülüyor.
Ruhsat düzenleme süreçleri, projeyi yapan mühendis ve mimarın bilgisi dışında tamamlanmak isteniyor.
Ayrıca, ruhsatların en temel eki olan proje tadilatı yapılması sürecinde teknik düzeyde karşılaşılacak sorunlar, ilgili idareyi de yeni bir hukuksal durumla karşı karşıya bırakacak.
***
Bu uygulamanın sahte mühendis olaylarını da arttıracağı ortada.
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin 2015 yılında yaptığı bir çalışmada
içlerinde inşaat mühendisi olup olmadığı belli olmayan imzaların da bulunduğu 424 yapı ruhsatının iptal edilmesi gerektiği tespit edildi.
Bu durumun mimarlık, makina ve elektrik mühendisliği hizmetleri için de geçerli olduğu varsayıldığında iptal edilmesi gereken ruhsat sayısının 1.000’in üzerinde olduğu görüldü.
Aynı çalışmada bilgi edinilemeyen 3 bin 342 yapı ruhsatının olması sorunun daha vahim olduğunu ortaya koydu.
Zira mühendis olup olmadığı dahi bilinmeyen binlerce kişinin proje üretmesi, şantiye şefliği ya da fenni mesullük üstlenmesi söz konusuydu.
İzmir İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’ne iletilen yapı ruhsatlarının yaklaşık yüzde 3-4’lük bir bölümünde gerekli belgelere sahip olmayan inşaat mühendislerinin proje müellifliği üstlendiği tespit edildi ve ruhsat iptali için ilgili belediyelere yazı yazıldı.
***
Türkiye’de zeminin deprem açısından durumu belli. Bir de bu duruma güvensiz yapılar eklenirse yapacak hiçbir şey kalmaz.
Birinci Derece Deprem Kuşağı’nda olan bir bölgede bilimsel kurallara mühendislik ilkelerine uyulmadan yapılan binaların nelere yol açtığını defalarca acı tecrübelerle yaşadık.
Yapı ruhsatlarında gerçek mühendislerin ıslak imzalarının bulunmasının hayati bir konu olduğu ortada.
Bunları yapmadıkça binalar yıkıldıktan sonra ağlamanın kimseye faydası yok.