Dünya büyük bir girdabın içinden geçiyor ve bunu yaşamak bizim jenerasyona düştü.
Apokaliptik bir filmin içinde gibiyiz adeta.
IQ seviyesi ayakkabı numarasını geçmeyen bir takım tipler “bana bir şey olmaz “ diyerek ortalıkta dolaşsa da toplumun büyük kısmı adeta bir savaş verircesine evlerine kapanmış durumda.
Sadece bizde değil, Dünyanın her yerinde durum aynı.
Salgın bu… Sınır tanımıyor.
Aslında Dünyanın tanımadığı bir şey değil bu salgınlar. Vebalar, koleralar…
Tarih boyunca yaşanmış ve kayıtlara geçmiş bir sürü örneği var.
Öyle ki bu salgınlardan bazıları toplumların hayata bakışlarına ve yaşam şekillerine etki edecek kadar derin izler bırakmış. Avrupa’da Rönesans’ın başlangıcının bir kara veba salgını neticesinde gerçekleştiği bilinen tarihsel bir olaydır.
Önemli birkaç tanesini sayalım.
– M.Ö 165-180 yılları arasında yaşanan Antoninus Vebası kayıtlardaki en büyük salgınlardan biridir. Roma nüfusunun yüzde 30’unun bu salgında öldüğü söylenir.
-541 yılında yaşanan Jüstinyen Vebasının Avrupa’dan Filistin’e kadar tüm bölgeyi etkisi altına aldığı ve bu salgında İstanbul nüfusunun yüzde 40 azaldığı tarihsel kayıtlarda yer alan bilgiler arasındadır.
– 1346-1353 yılları arasında yaşanan Kara Veba toplumda tanrının ve kilisenin sorgulanmasına dinde reformun ve hayatın pek çok alanında rönesansın başlamasına sebep olacak kadar Avrupa’da büyük etki bırakan bir salgındır. En az 75 milyon insanın öldüğü söylenir.
– Birinci dünya savaşının hemen ardından ortaya çıkan H1N1 influenza salgını İspanyol Gribi olarak bilinir. 500 milyon insanın etkilendiği ve kimilerine göre 50 milyondan fazla insanın öldüğü bir felaket olarak istatistiklere geçti.
Bu saydıklarımız sadece bir kaçı…
15. yüzyıl Amerika su çiçeği, 16. yüzyıl Meksika Cocoliztli, 1852- 1860 Asya kolera, 1855-1859 Asya veba, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Tifüs salgınları gibi daha pek çok salgın var yaşanan.
İzmir’imiz de dış dünyaya açık bir liman kenti olması nedeniyle hep salgın hastalıklarla iç içe yaşamış. Hatta Bornova ve Buca’nın gelişmesinde neredeyse her yaz kent merkezinde yaşanan kolera salgınlarından kaçan Levantenlerin etkisi bilinen bir gerçektir.
Bu konuda kent tarihimiz ile ilgili araştırmalar yapan değerli arkadaşım Abdülkadir Hazman’ın www.kentyasam.com da yayınlanan “İzmir’de Sağlık Denince” başlıklı üç makaleden oluşan serisini, okumanızı tavsiye ederim.