Uğursuz bir hava çökmüş üstüne memleketimin;
Uğursuz ve karanlık.
Çocuklar gülmemiş artık, sessiz sessiz ağlamış analar.
(Attilâ İlhân)
‘’İdlib’te durum lehimize döndü’’
açıklamasının ardından kara gece yaşandı.
Peşpeşe şehit tabutları geldi, ambulanslar
yaralı taşıdı hastanelere.
Nedense Hatay Valisi sık sık ekrana çıktı,
şehit ve yaralı sayısını aktardı.
Gelişmeleri Vali Bey’den ve Ruslar’dan aldık.
Kerpiçten tek katlı şehit
ailelelerinin oturduğu
evlere adeta yıldırım düştü.
Yüreğimize oturdu büyük acı,
ülkece yasa boğulduk, kahrolduk.
**
Kim ne derse desin;
Rusya ile ABD satrançta(!)
‘’Biz saldırmadık ama Türk Askeri’nin de
sözkonusu bölgede olmaması’’ gerektiğini
bildiren Rusya -aslında- şov peşinde.
Esad Rejimi, Rusya’dan izinsiz
habersiz kıpırdayabilir mi?
Putin, anında Suriye’nin Lazkiye Limanı’na
donanmasını neye gönderdi ki?
Gövde gösterisi için tabii!
ABD Türkiye’nin
yeniden kendine yaslanmasından hoşnut havalarda.
Tabii ki saldırıyı sadece ‘’kınamakla yetinen’’ NATO da!
Soçi Mutabakatı’nın altında imzası olan
İran da keyiflidir!
**
İktidar Sözcüsü mülteciler için kapıları
açtığımızı yani; en büyük kozumuzu(Ne acıdır)
duyurdu.
Mültecilerin botlarla Ege’ye açılmasının canlı yayın
görüntüleri, bir insanlık dramıydı,
savaşın yüzüydü.
Göçmen ve sığınmacı akınının,
İdlib’te durumun kötüleşmesi
halinde süreceği duyuruldu.
Sansür yine ortadaydı. Sosyal medyaya
erişim engellendi, internet çöktü!
Bazı paylaşımlara anında soruşturmalar geldi.
Savunma Bakanı Akar, BBC’ye ‘’Rusya’yı
karşımıza almayız’’ demecini verdi.
CHP, ‘’Başkomutanlık meclisin
uhdesindedir’’ açıklamasıyla
meclisi bugün olağanüstü kapalı toplantıya çağırdı.
İYİ Parti Sözcüsü Ağıralioğlu; ‘’Askerimizin bölgede
sıkıştığını bir gün önce Bakan Akar’a ilettik.’’dedi.
Derin Strateji Uzmanı, eski Hariciye Nazırı ve Başbakan
Ahmet Davutoğlu, ‘’Şam’da Emevi Camii’nde
Cuma namazı kılacağız’’ açıklamasını unutup,
İdlip için hazırladıkları eylem planının partilere
sunacaklarını bildirdi(!)
‘’Ver Mehteri’’ci hamaset tüccarları,
iktidar sempatizanı tv kanallarında coştular.
Habere, ‘’Evet belki şehit veriyoruz ama bunun
karşılığında oldukça ciddi kayıp verdiriyoruz’’
başlama vicdansızlığına bile tanık olduk.
91 yaşındaki Bedevi kral için bayraklar yarıya inerken, şehitlerimiz
için Ulusal Yas ilân edilmedi.
Yüreği buruk halkımızı teskin
etme görevi de İdlib’de ‘’cihat’’ ilân eden
Diyanet’in oldu(!)
**
Yanlış, hırs dolu, inatçı ve maceracı…
Mezhepçi…
Neo Osmanlıcı hayalli Ortadoğu
politikaları bizi bataklığa sürükledi.
ABD-Rusya da masa altı pazarlığını yürüttü hep.
Emekli Amiral Türker Ertürk herşeyi özetlemiş aslında;
‘’Halka doğruları söylemek gerek.
Gerçeklerin üzerini örtmek için internetin fişini çekmek yerine,
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, askerimizi,
Mehmetçiğimizi Ortadoğu bataklığından çekmek lazım!’’
**
Ankaralı Yüzbaşı Süleyman,
Konyalı Teğmen
Bayram, Mersinli Astsubay Mehmet,
Uzman Çavuşlar Mersinli İbrahim, Uşaklı Ali,
Bursalı Tolga Can,
Bitlisli Güven, Uzman Onbaşılar
Osmaniyeli Batuhan, Antalyalı Turgut,
Maraşlı Ahmet, Tekirdağlı Recep, Kayserili Ali,
Osmaniyeli H.İbrahim, Tekirdağlı Nihat,
İstanbullu Ahmet, Batmanlı Er Cuma ve
kimlikleri henüz belirlenemeyen 17 silah arkadaşı!
Bir gecede toprakla buluştu al kanlarıyla!
Bu kahramanların ocaklarına da ateş düştü!
**
Ne doğru söylemişti o şehit annesi?;
‘’Şehidin helvası sizin ocakta kavrulmadığı sürece,
size hep tatlı gelecek!..’’
**
Başın sağolsun “Yalnız ve Güzel Ülkem” TÜRKİYEM!..