Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün Türkiye’de en önem verdiği konularından başında geliyor Çeşme Projesi.
Projenin esasını, Çeşme Yarımadası’nın yüzde 55’inin imarı değiştirecek imar plan değişikliği oluşturuyor.
İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi 16 bin 624 hektar. Çeşme Yarımadası’nın tüm alanı ise topu topu 30 bin hektar.
***
Bu planların yapılacağı bölgenin durumu şöyle:
Projenin 5250 hektarı orman alanları üzerinde. Üstelik bu orman alanları; içinde nadir ve endemik türler barındıran, kendine has yaban hayatı ve habitatlar oluşmuş uluslararası öneme haiz doğal ve bakir, korunması gereken alanlar.
2 bin hektarı deniz yüzeyinde.
600 hektarı mera alanı.
783 bin metrekaresi tarım alanı ve zeytinlik.
3400 dekarı dikili tarım arazisi, yaklaşık 4400 dekarı mutlak tarım arazisi, 7900 dekarı da marjinal tarım arazisi.
2157 hektarı nitelikli doğa koruma alanı, 1432 hektarı sürdürülebilir koruma alanı. Üstelik bu alanlar bir yıl önce birinci derece sit iken, yapılan değişiklikle dereceleri düşürüldü.
Planlara dahil edilen kıyı uzunluğu da tam 47 kilometre.
Kamu kullanımına açık ve devlete ait olan kıyıların ve hatta tapuda kaydı olmayan deniz alanlarının turizm amaçlı bölge ilan edilmesi ve hatta özel kullanıma tahsis edilmesi söz konusu.
Anayasaya aykırı olan bu durum kamusal alanların İzmir halkı tarafından kullanılamaması sonucunu da doğuracak.
Projenin içeriği ve hitap edeceği ‘üst düzey gelir grubuna’ yönelik bilgilendirmeler değerlendirildiğinde; İzmir halkının buradan yararlanamayacağı ne yazık ki açık bir gerçek.
Yarımadanın önemli bir bölümünü yapılaşmaya açacak böyle bir proje, İzmir’i kısa sürede çok büyük bir nüfus yoğunluğu ile karşı karşıya bırakacak.
Yarımada tamamen yapılaşma baskısı altında kalacak, yaşanan olağanüstü nüfus artışı kent kimliği ve kent kültürünü etkileyecek.
***
Aslında İzmir’in hatta belki de Türkiye’nin en büyük imar plan değişikliğinin toplantısı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla İzmir Ticaret Odası (İZTO) binasında düzenlendi.
Çeşme Projesi süreci hakkında detaylı bir sunum gerçekleştirildi.
Elbette yukarıda yazdıklarımız gündeme gelmedi.
Zaten toplantıda Şehir Plancılar Odası’ndan kimse yoktu.
Orman Mühendisleri Odasından ya da Mimarlar Odası’ndan da kimse yer almadı.
Birinci Derece Deprem Kuşağı’ndaki bir bölgedeki imar planları için jeoloji ya da jeofizik mühendisleri odalarına zaten hiç gerek duyulmadı.
Kaygıları dile getirebilecek tek isim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’di.
Soyer, “Nitelikli koruma alanlarının sürdürülebilir doğal alanlara dönüştürülmesi ile ilgili çekincelerimiz mevcut. Süreci takip etmeye devam ediyoruz. Kaygı taşımaya devam ettiğimiz ulaşım, nüfus yoğunluğu, su meseleleri var” dedi.
Toplantı, İzmir’in 16 bin 624 hektarlık doğa harikası bir bölgesinin imar planlarının Ticaret Odası’nda görüşülmesiyle tarihe geçti.