Toprağı severmişim meğer/Toprağı sevdim diyebilir mi
onu bir kez olsun sürmeyen
(Nâzım Hikmet)
Ali Ekber Yıldırım meslektaşımızla aynı kuşağızdır.
Gazeteciliğin her aşamasında var olmuştur.
Muhabir ruhunu asla kaybetmemiş, gazetecilikten
başka işi olmamış namus erbabı gazetecidir.
Tarım alanında yazılarıyla, araştırmalarıyla yetkinleşmiştir.
TRT’de 22 yıl aralıksız yayınlanan ‘’Bu Toprağın Sesi’’
programına danışmanlık yapmıştır.
Sayısız da ödüle sahiptir.
(Saman ithalâtı yapılacağını ilk kez haberleştirendir.
Hükümeti eleştirmek için uydurduğunu iddia edenler
bile çıkmıştı!
Gerçek netti; Türkiye’nin tarihinde ilk kez
AKP hükümeti döneminde 2012’de saman ithâl edildi!
İlgili bakan bunu müjde gibi duyurmuştu!)
**
‘’Üretme Tüket’’,
Yıldırım’ın SİA Yayınları’dan çıkan son kitabı.
Bereket fışkıran topraklarımızın son durumunu aktarıyor.
Yazara göre;
“Üretimden uzaklaştırılan Türkiye,
tarımda hemen her ürünü ithâl eder duruma geldi.
Kendine yeterli olabilecekken tarımda
kendi kendini adeta imha ediyor.
Bu nedenle ithalât bağımlısı oldu.
Tarıma verilen desteklerin,
kredilerin de
önemli bölümü ithalâta, yani başka
ülkelerin çiftçilerini desteklemeye harcanıyor…
Türkiye’de yüksek girdi fiyatlarıyla
üretim yapan çiftçi, ürününü çoğu
zaman maliyetin altında satmak zorunda bırakılıyor.
Üreticide ucuz olan tarım ürünü,
tüketiciye pahalıya satılıyor.
Üretici ile tüketici karşı karşıya getiriliyor.
Birileri üreticinin ve tüketicinin üzerinden para kazanıyor.’’
Ali Ekber Yıldırım ekliyor;
‘’Tarımı ve kırsalı bekleyen en büyük tehlike,
üreticilerin bu vasıflarını yitirerek tüketici konumuna geçmeleri.
Bugün köylerde, kırsalda çiftçiler üretimden çekiliyor.
Şehirdekiler gibi tüketici konumuna geçiyor.
Türkiye ne yazık ki bu sürece girdi.”
**
Kitapta Yıldırım, gıda ve kırsala dair çok önemli
sorunlara değinmekte.
Tarımda, gıdada, kırsal yapıda yaşananlarla
ilgili bir kesit sunmaya çalışıyor.
Kırsaldaki çözülmeyi ve oluşan yeni yapıyı,
uygulanan politikaların yarattığı tahribatı,
ithalâtı, ürün bazında değerlendirmeleri, gıda,
GDO, organik tarım, hayvancılık, kooperatifçilik,
iklim değişikliğinin etkileri gibi çeşitli konulardaki
gelişmeleri yazıyor ve doğru tarım politikalarının
nasıl olması gerektiğine işaret ederken, ilgili herkesi uyarıyor.
**
Büyük Önder Atatürk, ülkeyi yeniden
inşa etmek için eğitimden sanata tarımdan
sanayiye her alanda önemli çalışmalar
başlatmıştı kuruluşun ilk yıllarında.
Hedef; gelişmiş, uygar, bağımsız bir Türkiye yaratmaktı!
Ekonomik bağımsızlık olmadan kazanılan zaferin,
kurtuluşun, Cumhuriyet’in bir anlam
ifade etmeyeceğini söylüyordu.
O dönemin ekonomisi, büyük oranda tarıma dayalıydı.
Düşünün; o Atatürk gelecek vizyonu ile
Ankara’da kurduğu çiftlikte çiftçilik yapıyordu.
Dönemin teknolojilerini ülkemize getiriyordu.
Dünyanın en büyük ‘’tarım müzesi’’ olacak
o çiftlik nasıl yağmalandı, hepimiz biliyoruz değil mi?
Kitaptan, Atatürk’ün vizyonunu ıskalayan
Türkiye’den bir örnek bu!
Tarımda ithalat politikasını eleştirenlere
karşı nasıl övünüyor şimdi
günümüzün Tarım ve Orman Bakanı;
‘’Paramız var ki ithal ediyoruz!’’
**
‘’Büyük Şair’’ ne yazmıştı 72 yıl önce ‘’Yaşamaya Dair’’de;
‘’Yetmişinde bile, meselâ zeytin dikeceksin!’’
Ne anlamlı dize değil mi “ölmez ağaç” için?
Biz ne yapıyoruz?;
‘’Yol, köprü, enerji, konut, turizm tesisleri ve
daha birçok yatırım için asırlık zeytin ağaçlarını kesiyoruz!’’
Üretmenin sevincini -yeniden- birlikte paylaşmak dileğiyle.
Emsalsiz bir kaynak kitap; ‘’Üretme Üret’’.
Mutlaka okuyun, okutun!..