TRT son dönemde skandallarla anılır oldu.
Çocuk kanalı siyasete malzeme yapıldı.
Bir akademisyene Ankara’daki ishal vakalarının sulardan kaynaklandığını
açıklaması için kendisine teklifte bulunuldu.
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel İzmir Bölge Müdürlüğü’nde 10 tabancanın
ruhsatlarıyla kayıp olduğunu ortaya çıkardı.
Sertel TBMM konuşmasında, üzerinden 8 ay geçmesine karşın bulunamayan
silahların FETÖ’cülere verilmiş olabileceğinin iddia edildiğini söyledi.
İşin ilginci, TRT yönetimi bu konuda açıklama yapmıyor!
**
Ve son örnek;
Tarihinde ilk kez TRT Ana Haber Bülteni’ni yayınlayamadı.
Sebep de sesin yayına verilememesiydi!
Oysa kamu yayıncısı kurumun olanakları her teknik sorunun kısa sürede
giderilmesi noktasında yeterliydi.
Binlerce çalışanı, çok sayıda kanalı, muhteşem stüdyoları,
muazzam bütçesine karşın milletin vergisiyle yayın yapan kurumun düştüğü hale bakın!
Yıllarını TRT’ye vermiş Usta Haberci Uğur Dündar twitter paylaşımında
herşeyi net özetledi;
‘’Amatör coşkuyla ağır kameraları taşırken bel fıtığı olduğumuz, lapa lapa kar
altında kablo çekerken donma tehlikesi atlattığımız, Türkiye’nin soluğunu tutarak
izlediği yayıncılık günlerinden trilyonların harcanmasınna karşın yayın
yapılamayan TRT’ye! Yazık, çok yazık!..’’
**
Erkan Oyal, siyah-beyazlı günlerden TRT’nin efsane spikerlerindendir.
İstanbul Türkçesi’ni milyonlara kusursuz ulaştırmış bir ustadır.
Jülide Gülizar, Zafer Cilasun, Aytaç Kardüz, Ülkü Kuranel, Ülkü İmset,
Çetin Çeki, Can Akbel, Tuna Huş, Adnan Advan, Mesut Mertcan, Şengül Kılıç gibi!..
12 Eylül 1980 öncesi Tüm Radyo Televizyon Çalışanları Derneği (TRT-DER) Genel Başkanlığı da yapan, kurumun faşistleştirilmesine karşı direnişte saf almış Oyal’a göre, 55 yıldır görülmemiş olaylar yaşanıyor TRT’de.
Nitelikli programlar üreten, deneyimli onlarca yayın personeli emekliliğe zorlanarak, kapı önüne konuldu.
Haberler yıllardır yandaş kadroların elinde.
FETÖ’cüler gitti, benzerleri geldi.
Mesleğin o seçkinci, zor sınavlara dayalı, uzun eğitim sürecine dayalı meşakkatli
günleri artık çok gerilerde kaldı.
Meslek disiplini ve saygınlığı önce azaldı, sonra tümüyle ortadan kalktı.
Haber bültenlerine; sunucular el kol sallamaktan, ayakta bir oraya
bir buraya gitmekten kaş göz oynatmaktan ağızlarına ve dillerine sahip çıkamıyor.
**
Erkan Oyal, çalıştığı dönemde Haberler bir yana, herhangi bir radyo/TVprogramının
bile saatinde başlamamasının soruşturma sebebi sayıldığını aktarıp bir yayın anısını paylaşıyor;
“1970’te Yedeksubayım. Jandarma Astsubay Okulu’nda nöbetçiyim.
Bir telefon geldi, arayan TRT’den Redaksiyon Müdürümüz Ahmet Oktay. Oldukça telaşlı. ‘Radyoda 22.45 bülteni’ diyor, ‘Az zaman kaldı, arkadaş geldi ama durumu iyi değil.
Kimseye ulaşamadım. Radyoya gidebilir misin?’
‘Nasıl olur abi, nöbetçiyim askerde nöbet namustur. Görev yeri terk edilmez’.
‘Bizim yaptığımız vatan görevi değil mi!Bir yolunu bul, git oku şu haberi, başımıza iş açılmasın’. karşılığını veriyor.
O gece Nöbetçi Amiri de Binbaşı Yücel Seçkiner.
Müstesna, pırlanta gibi bir insan.
(Çeşitli görevlerden sonra Spor Bakanlığı da yaptı)
Durumu anlatıyorum, ‘hemen git ve dön’ diyor.
Radyoevi’ne geliyorum, stüdyoya giriyorum.
Bülten kazasız belasız okunuyor.
Vedalaşıp çıkıyorum.
O stüdyonun 1960’lardan sonra kaç kez darbe bildirilerine
tanıklık ettiğini düşünüyorum merdivenden inerken.
Sağ salim dönüyorum kıtama.
Yücel Binbaşım kapıda.
‘Bülteni dinledim’ diyor ve ekliyor;
“Aferin! Hadi çay içelim.’
TRT’nin namusunu kurtarmak bir yana,
Türkiye Radyolarında üniformayla haber sunan
ilk subay unvanını da almış oluyorum böylece.’’
**
TRT’de artık haberin namusu kalmamış.
Özerklik, tarafsızlık ve objektiflik hak getire.
Yılların kurumu ekol olmaktan çoktan çıktı.
Reytinglerde adı yok, itibarsız!
Her yıl zarar ediyor.
Faturayı kim ödüyor? Kim olacak bizler!
Vah TRT vah!..