Baştan söyleyeyim dünya artık ABD ve Avrupalıların tepeden bakmalarından bıktı usandı. Sanki dünyayı kendileri yaratmışlar gibi üsttenci söylemleri ülkelerin yöneticilerine de halklarına da artık gına getirdi.
Örneğin neonazi yanlısı Ukrayna yönetimi ne zaman savaşı bitirmeye Rusya ile masaya oturmaya kalksa “size füze-tank-top gönderelim” diye Zelenski ve ekibini kandırıyorlar. Rusya’nın zayıflatılması uğruna her bir Ukraynalı acıyı tadacak gibi görünüyor.
Emperyalistlerin acımasız politikaları…
ABD, Güney Amerika ülkelerinde, Suriye, Irak, Libya, Pakistan’da yönetimleri değiştiriyor ya da değiştirmeye çalışıyor. Üstelik milyonlarca insanın canına mal olmasına ve bir o kadar da insanın yaralanmasına, evsiz kalmasına neden olacak şekilde.
AB ve İngiltere Müslüman coğrafyası başta olmak üzere dünyanın geri kalanını ülkelerinde turist olarak bile görmek istemiyor. Politikacıları, medya mensupları diğer devlet yönetimlerinden hesap sormaya kalkıyorlar. Örneğin Hindistan’ın Rusya’dan S 400 savunma sistemi almasını hiç sindiremiyorlar.
Velhasıl ABD ve AB bu yolla hegemonyasını sürdürmeye çalışırkan…
Rusya derken…
…Bir de baktık ki sahneye yeni bir oyuncu girmiş. Bundan bir buçuk yıl önce bu hamleleri Rusya yapıyordu. Rusya, Suriye, Libya, Karabağ sahasında oyun kurucu olurken, Arap ülkeleri, Güney Amerika hükümetleri, Hindistan, İran, Türk Cumhuriyetleri ve Çin ile barışçıl ilişkiler kuruyordu, kuruyor da. Tek kuramadığı saha Ukrayna savaşı nedeniyle ABD ve müttefikleri olan Avrupa ülkeleri. Her şeye rağmen Avrupa ülkeleri arasında yer alan Belarus, Macaristan, Sırbistan liderlikleri ile iyi iletişimlerinin olduğunu yadsımamak gerekiyor.
Ambargolar yeterince etkili olmadı…
Ancak Ukrayna savaşı kim ne derse desin Rusya’yı bir miktar zayıflattı. ABD ve müttefiklerinin uyguladıkları ambargolar nedeniyle ekonomisi bir miktar zarar gördü. Bu aşamada Çin, Hindistan, İran, Türkiye gibi ülkeler yaptırımları delerek ya da uygulamayarak Rusya ekonomisini ayakta tuttular. AB ülkelerinin almadıkları petrol ve doğalgaz boruları Çin ve Hindistan’a yöneldi. Bu alışverişten hem Rusya hem de Çin ve Hindistan kazançlı çıktılar.
Avrupa’da kriz…
Petrol ve özellikle doğalgaz ambargosu uygulayan AB ülkeleri ise bu ürünleri daha yüksek fiyata ABD’den satın alarak ülkelerinde ekonomik krizlere neden oldular. Bugün Hollanda’da hayvan çiftliği sahipleri, Fransa’da ve İsrail’de yüz binlerce insan sokaklarda hükümetlerini protesto ediyorlar.
Velhasıl ambargolar ve Zelenski’ye körü körüne verilen destek döndü ve Avrupa’yı vurdu.
Ve Çin sahnede…
Tam bu aşamada yeni bir oyun kurucu sahne almaya başladı. Bu yeni oyun kurucunun başlangıçtaki ilgi alanı Afrika iken birden Orta Doğu, Arap ülkeleri ve Ukrayna oldu. Bu yeni oyun kurucu yani Çin, önce Arap ülkeleri ile iki büyük toplantı yaparak onlarla milyar dolarlık anlaşmalar imzaladı ve onlara “kuşak-yol”un nimetlerini kabul ettirdi.
Ardından Suudi Arabistan ile İran’ı anlaştırarak Yemen savaşının sonlanmasında önemli bir yol kat etti.
Rusya ile zaten stratejik ortak olan Çin, Rusya-Ukrayna savaşının sonlanması için bir barış planı da sundu. Birkaç gün önce de Honduras, Çin ile diplomatik ilişkiler kuracağını açıkladı. Bir yandan Türkiye, Suriye, İran ve Rusya’dan oluşan Astana formatına Suriye sorununa ilgisi nedeniyle eklemlenmek üzere iken diğer yandan Rusya ve İran ile ortak deniz tatbikatları yapıyor. Ayni zamanda Rusya ile birlikte kurduğu Şangay İşbirliği Örgütünü (ŞİÖ) gittikçe genişletiyor.
Çok kutuplu dünya yeniden…
Bu açıdan bakıldığında dünya yeniden çok kutuplu hale geldi. Çok kutuplu dünyaya baktığımızda, bir yanda ABD ve onun müttefiki olan AB ülkeleri, Kanada ile İngiltere varken, diğer tarafta Rusya-Çin bloğu bulunuyor. Rusya-Çin bloğuna da Orta Doğu ülkeleri, Japonya, Güney Kore dışındaki Asya ülkeleri, Afrika’nın neredeyse tamamı ve Güney Amerika ülkeleri destek veriyorlar.
Bunu futbol maçına endeksleyecek olursak Rusya-Çin; 3, ABD-AB-İngiltere-Kanada; 2 diyebiliriz.
Prof. Dr. Harun Raşit Uysal
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi
e-mail;harunrasituysal@gmail.com