Yumurta biyolojik değeri yüksek proteine, dengeli yağ asidi kompozisyonuna, zengin vitamin mineral ve fosfolipid içeriğine sahip olması nedeniyle başta çocuklar olmak üzere, gençler, gebe ve emzikli kadınlar ile herkese tavsiye ediliyor.
Bu üstün besleyici değerine rağmen medyadaki yumurtanın yüksek düzeyde kolesterol içerdiği ve kalp-damar hastalıklarına neden olduğu şeklindeki açıklamalar tüketimini oldukça sınırlamıştı. Ancak sonradan böyle olmadığı dürüst bilim insanları tarafından açıklanarak yumurta hak ettiği değeri buldu.
Yumurta tebliğine göre yumurtalar A ve B sınıfı olmak üzere ikiye ayrılıyorlar. İnsan tüketiminde kullanılan A sınıfı yumurtaların üretildikleri yerlerde ve tüketiciye ulaştırılana kadarki tüm aşamalarda temiz, kuru yerlerde ve yabancı kokulardan ari biçimde depolanmaları, darbelerden, doğrudan güneş ışığından ve büyük sıcaklık dalgalanmalarından korunmaları gerekiyor.
Saklama koşulları önemli
Yumurtlama tarihinden sonraki on sekizinci güne kadar yumurtanın soğutulması zorunlu değil. Ancak on sekizinci günden itibaren sekiz ve beş dereceler arasında muhafaza edilmeliler.
Muhafaza koşulları yumurta kalitesini oldukça fazla etkiliyor. İyi koşullarda depolanmadıkları takdirde dış yüzeyleri küfleniyor. Burada daha çok gece-gündüz sıcaklık farkı, yumurtanın hava almaması, uygun olmayan saklama koşulları, mevsim geçişleri önemli rol oynuyor. Bunlar muhtemelen birçok satıcı tarafından bilinmiyor.
Bunun yanı sıra kabuğun çatlamasından dolayı da iç küflenmeler meydana geliyor. Böyle satılan yumurtalarda satıcıların vurdumduymazlığı bulunuyor.
Köy yumurtası
Çok revaçta olan ve tüketiciler tarafından yanıla yakıla aranan köy yumurtası meselesine bir bakalım. Bazı hilebaz firmalar örneğin 10 000 yumurta ürettiler, bunun 9 000’inin üzerine tebliğde yapmaları gereken etiket bilgilerini basıyorlar. Büyüklüklerine göre elbiselerde olduğu gibi M, L ve XL ifadelerini de koyuyorlar.
Geride kalan 1000 yumurtayı kriterlere uymuyor diye ayırıyorlar. Bunları etiketlemeden “köy yumurtası” adıyla satılmak üzere üstelik daha pahalıya piyasaya veriyorlar. Tüketiciler de köy yumurtasının etiketi olmaz diye bunlara daha fazla para ödeyerek genellikle pazarlardan satın alıyorlar.
Bazen de bunu perakendeciler yapıyorlar. Yumurtaları ambalajından çıkarıp, içerisinde saman olan sepetlere koyuyorlar ve köy yumurtası adı altında daha çok pazarlarda satıyorlar.
Halbuki tebliğde yumurtaların, hijyenik olmayan malzemeler (yaprak, saman vb.) içerisinde satışa sunulması yasaklanmış. O zaman ya yasağı bilen yok ya da takan.
Tüketicilere bir uyarı. Bugün köylerde insan kalmadı ki, yumurta üretilsin. Kalanlar da maliyetli olduğu için üretmiyor, pazardan satın alıyorlar zaten.
Ambalaj hileleri
Biliyorsunuz yumurtalar otuzlu karton viyoller, on beşli ve onlu kapaklı karton viyoller ile altılı, sekizli, onlu, on beşli ve otuzlu plastik kapaklı şeffaf viyollere konularak satılıyor. Otuzlukların üzeri plastik şeffaf bir kılıf ile sarılıyor ve etiket bilgileri orada bulunuyor. On beşlikli kartonlarda etiket bilgileri kartonun kapağında bulunurken, plastiklerde ve onluk kartonlarda ise viyollerin üzerine etiket bilgilerinin olduğu karton bir kılıf geçiriliyor.
İşte sorun da burada başlıyor. Normal yumurtalarda yokken, sorun organik ve gezen tavuk yumurtalarında. Şimdi sıkı durun…Bazı hilebazlar organik yumurta yazı ve logosunun, gezen tavuk yazısının bulunduğu kartonlardan ve plastik şeffaf kılıflardan bol miktarda bastırıyorlar. Bunları normal yumurta viyollerinin üzerine geçirip sanki gezen tavukmuş, organikmiş gibi pazarlıyorlar.
Bunu yaparak utanmadan hem tüketici sağlığı ile oynuyor hem de haksız kazanç sağlıyorlar.
Yazıklar olsun…
Prof. Dr. Harun Raşit Uysal
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi
harunrasituysal@gmail.com