Tam da Çanakkale’den Mersin’e kadar büyük bölümü Ege kentlerindeki zeytin alanlarının maden faaliyetlerine açıldığı gün, litresi 50 liraya ayçiçek yağı kuyrukları oluştu.
Dünyanın en kaliteli, en lezzetli ve en sağlıklı yiyeceklerinden biri olan zeytinyağının ana vatanında bunları yaşıyorsak tekrar tekrar neden bu noktaya gelindiğini anlatmakta yarar var.
Daha geçen hafta Resmi Gazete’de yayınlanan Yönetmelik değişikliği ile maden faaliyetlerinin zeytin alanlarında da yapılmasının önü açıldı.
Yayınlanan yönetmelikle nasıl olacaksa maden faaliyetleri yapılacak alandaki onlarca yıllık zeytin ağaçlarının nasıl olacaksa taşınacağı ifade edildi.
Bu kadar da değil. Yönetmelik değişikliği ile zeytin ağaçlarının taşınmasının mümkün olmadığı yerlerde bile maden faaliyeti yapılması için düzenleme yapıldı.
Bütün bu kararların kamu yararı nedeniyle alındığı açıklandı.
Oysa Türkiye’de zeytin alanları yeterince değerlendirilse belki de litresi 30 liraya yemeklik zeytin yağı bile almak mümkün olacak. Hem de kuyruğa falan da girmeden.
***
CHP İzmir Milletvekili, TBMM Plan, Bütçe ve Araştırma Komisyonları Üyesi Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır Egeli Gazete’ye verdiği röportajda gıda üretimiyle ilgili vahim durumu şu sözlerle açıkladı;
“Çiftçiler, üretimden vazgeçiyor. Alanlarını terk ediyor. 2002 yılından bu güne kadar yaklaşık 3,6 milyon hektar tarım alanı artık ekilmemeye başladı. Bu alanlar çorak arazi değil. Birinci sınıf tarım arazisi. Trakya Bölgesi’nin toplam yüz ölçümünün iki katı bir tarım arazisi son 20 yılda ekilmemeye başlamış. Türkiye’nin toplam tarımsal üretim alanı 25 milyon hektar. Bunu grafikle ortaya koyduk. Türkiye’de tarımsal üretimde dış ticaret açığının büyümesiyle alan azalması aynı eğriyi gösteriyor. Bu veriler Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri. Böylesine vahim bir durumdayız.”
***
Türkiye’nin en verimli tarım alanlarının bulunduğu İzmir’de de kayıp korkunç boyutta.
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinin araştırmasına göre son 16 yılda Foça’nın toplam alanında daha büyük bir bölgeyi kapsayan 28 bin 500 hektar tarım alanının başka sektörlere açılması nedeniyle kaybedildi.
Bu araştırmaya göre, gündemde olan Çeşme-Urla projesi ile 780 hektar, İnciraltı planlaması ile de 700 hektarlık alanların eklenmek istenmesi düşünüldüğünde sadece İzmir’de tarımsal arazi varlığımızın son 16 yılda yüzde 10’dan fazla olacak.
***
Gıda arzı güvenliğinin tarım alanlarını korumanın dışında yolu yok.
Tarım, mera ve orman alanlarını bu şekilde feda etmeye devam edersek günlerce de kuyruk beklesek gıda bulamamak tehlikesi olacağı ortada.
Bu artık en öncelikli beka meselesidir.