Geçmiş dönem Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, “Ön seçim örgütümüzün, halkın talebi. Bornova’mızda 500 bine yakın nüfusumuza var ancak siyasete yapan sayısı 2 bini geçmez. Bunu sayısı 100 bin olmalı. Vatandaşa sadece seçimden seçime siyasete katılmamalı” dedi. İlçe kongresinde de talebini yenilediğini söyleyen Atila, “aday gösterilsem de ön seçim istiyorum’ dedim. Siyaset bir iddia işidir. Çalışsak dahi vatandaşımıza güvenmek gerek. Ben vatandaşınızın seçici olması gerektiğini belirttim” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nden 2009-2014 yılları arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği görevini yapan ve geçmiş dönem Bornova Belediye Başkanlığı görevini yürüten Olgun Atila, Sonsöz TV’nin konuğu oldu. Gündeme daire sorularını yanıtlayan Atila, siyasi geleceği ile ilgili de bilgiler verdi
Atila programda “Görevimiz bittiği andan itibaren biz alandan sokaktan hiçbir zaman kopmadık. Pandemide bir ara verilmiş olabilir ancak onu dışında her zaman alandaydık. Her zaman böyle olmaya devam edeceğiz. Siyaset koltukla yapılmaz, insanlarla yapılır. Bizde bu şekilde yapmaya çalışıyoruz” dedi.
VATANDAŞLARDA HAYAL KIRIKLIĞI OLUŞTU
Kendisinin aday gösterilmemesini olgunlukla karşıladığını belirten Atila, “Bornova’ya hizmet etme şansı bulduk. 32 yaşında Bornova ve İzmir’de belediye meclis üyesi oldum. 2019’da aday olmadığımda da üzülmedim. Ancak vatandaşlarımız da büyük bir hayal kırıklığı ortaya koydu. Biz görev sürecimiz boyunca anketlerde en çok çalışan ve hizmet üreten belediye olarak gösteriliyorduk. Borçsuz bir belediye bıraktık. Biz olgun karşılamamıza rağmen aday gösterilmemezi, kamuoyunda olgunlukla karşılanmadı. Milletvekilliği seçimlerinde de aday olmamama rağmen ilk sıra adaylarından fazla çalıştım.Çünkü bu vatan görevi ve bende bunu yapmaya çalıştım” ifadelerini kullandı.
HİZMET ETMEK İSTERİM
Bir dönem daha belediye başkanlığı yapmayı isteyip istemediğinin sorulmasına yanıt veren Atila, “Bu iş devamlılık isteyen süre Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız ilk gittiğimizde 3-4 dönem olunca projelerde devamlılık oluyor dedi.Bizim yarım kalan projelerimiz vardı. Önümüzde bir yerel seçim var. Partimiz, örgütümüz, ilçe örgütümüz, parti büyüklerimiz, genel merkezin takdiri ve en önemlisi vatandaşın talebi nasıl onu ölçeceğiz. Bize de görev düşerse, vatandaşımızdan emir gelirse bunu memnuniyet ile karşılayıp tekrar kentimize hizmet etmek isteriz” diye konuştu.
BORNOVA’DAN AYRILMAYI DÜŞÜNMEM
Başka bir ilçeden belediye başkanlığının teklif edilmesi halinde kabul etmek istemediğini dile getiren Atila, “Benim için Bornova çok özel bir yer. Ben beni hemşehrilerimiz kovalamadıkça hayatım boyunca Bornova’dan ayrılmayı düşünmem” dedi.
YENİ BİR SİSTEM OLMALI
Önseçimi geçmişten bu yana savunduklarını belirten Atila,“Bundan 5 sene önce bu ekranlarda katıldığım son programda önseçim sorulmuştu ve ben ön seçimin bizi güçlendireceğini söylemiştim. Örgütümüz halkın talebi. Bornova’mızda 500 bine yakın nüfusumuza var ancak siyasete yapan sayısı 2 bini geçmez. Bunu sayısı 100 bin olmalı. Vatandaşa sadece seçimden seçime siyasete katılmamalı. Bundan kaynaklı önseçim mutlaka olmalı. Bu da yetmez, siyasi partiler seçim sistemi değişip, tercihli seçim sistemi tarzı gelmeli. Vatandaşın da listelerde test edebildiği bir sistemin olması gerekir” ifadelerini kullandı.
SEÇİMLERİ ÇOK BAŞARILI GEÇİRDİLER
İl Başkanlığı için aday olmadığını belirten Atila, geçmişte ‘ortak aday’ şartıyla olabileceğini dile getirdiğini ifade ederken “Süreç 1 yıl önceki Deniz Yücel’in istifası sonra gündeme geldi. Son kongre sürecinde böyle bir sürecim olmadı. Benim için 14 Mayıs 2023 seçimleri çok önemli seçimlerdi. O seçimlerde her şeyimizi ortaya koymalıydık.Bende çıktığım programlarda ‘benim düşüncem yok ancak partideki herkesin, parti büyüklerinin, il başkanlarımızın, belediye başkanlarımızın, parti örgütünün benim üzerimde uzlaştığı notka olursa görevden kaçmam’ demiştim. Şenol Başkanımız atandığı günden itibaren zaten cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini çok başarılı şekilde geçirdi. Benim gördüğüm son zamanlarda en yüksek oyla seçilen il başkanı. Benim talebim de geri çekilmem de olmadı” diye konuştu.
ÜMİTSİZ DEĞİLİM
Vatandaşların genel seçimler sonrası kırgınlığının olduğunun altını çizen Atila, “Türkiye’de 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra muhalif seçmende kırılma ve moralsizlik ortaya çıktı. Bundan kaynaklı vatandaşlarımızın seçimlere katılmama gibi bir duruşu var. Biz CHP olarak ortaya koyacağımız adayda ittifak ve güçlü adaylarla gidilirse ben ümitsiz değilim, 30’da 30 kazanılabileceğini düşünüyorum. İyi bir kadro ve adaylarla vatandaşlarımızdaki bu kırgınlığı kısa sürede kaldırabileceğimizi inanıyorum. Bunu sürdürdüğümüz sürece gelecek genel seçimlerde de iktidarı alabileceğimizi düşünüyorum” dedi.
İTTİFAK KORUNMALI
Adaylarının ittifak ile belirlenmesi gerektiğini belirten Atila, “İttifakın korunması gerektiğini düşünüyorum. İzmir’de ve yaşadığımız kentlerde avantajlı olabilir. Ancak İstanbul, Adana, Mersin, Antalya, Kırşehir var birde bizden umut bekleyen Manisa ve Denizli gibi kentler var. Ben ittifak yapılması gerektiğini ancak adayları birlikte belirlememiz gerektiğini düşünüyorum. A partiye verdiğimiz bir ilin ya da ilçeyi ‘ben karışmıyorum sen ne yaparsan yap’ demek doğru değil. Biz en iyiyi, en doğruyu, en güçlü adayı, toplumun her kesiminden oy alabilecek aday ve meclis üyelerini bulabilirsek ben çok ümitliyim” ifadelerini kullandı.
İKİ PARTİDE SANDIKLAR KURULSUN
İYİ Parti’nin İzmir’de aday çıkarmasının kayba yol açmayacağını söyleyen “İzmir’de önemli bir kayıp olacağını düşünmüyorum. Siyasette tabii ki kırgınlıklar olabilir. Herkesin kendi örgütü için çalışmalar yapması normaldir. Ancak adayı birlikte belirlemek gerekir. Ben yaptım oldu mantığı ile olmaz, toplum neyi istiyor ona bakmak lazım. CHP ve İYİ Parti aday adayları başvurdu, onların adayları iki partinin üyelerinin yoklama eğilimine girsin. Hangi aday çıkarsa o aday gösterilsin” diye konuştu.
HALKA SORULMASI LAZIM
CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat ile Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ arasında kongrede yaşanan tartışılan ‘el kaldırma’ konusunda da açıklık getiren Atila, “Mahir Bey’in sözleri değilmiş, Mustafa İduğ’un atandıktan sonra yaptığı konuşmadan alınmış. Ben siyasette toplumun tüm kesimlerinin birbirimizi beğenmesek de çalışanların hakkının olması gerektiğini düşünüyorum.Esas karar vericinin vatandaş olması gerektiğini düşünüyorum. Bu konu soğudu, tekrar ısıtma niyetinde değilim. Orada söylediğim konu önseçim istiyorum, aday gösterilsem de ön seçim istiyorum’ dedim. Siyaset bir iddia işidir. Çalışsak dahi vatandaşımıza güvenmektir. Orada da hodri meydan demiştim. Ben vatandaşınızın seçici olması gerektiğini belirttim. Genel Başkan yardımcılarımız zaman zaman hata yapılabilir. Genel başkan yardımcımız bir ilçeye meclis üyeleri gönderiliyor, onlar ilçenin kaybedilmesine neden oluyor.Bu nedenle halka sorulması gerekiyor” dedi.
Mahir Polat’a övgülerde bulunan Atila, “Mahir Polat vekilimiz İzmir’in ve bölgemizin en çalışkan milletvekilimiz. Bornova’da siyaset yapan vekilimiz ile aynı dönemde görevlerde yaptık. İzmir’de 2’nci bölgede örgütte karşılığı olan vekiliz. Bütün vekillerimiz ile zaman zaman değerlendirmeler ve görüşmeler yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
CHP’li belediye başkanlarının ellerinden gelen tüm çalışmaları yaptığını vurgulayan Atila, “Başkanlarımız kendilerinde ellerinden gelen tüm çabayı gösteriyorlar. Bizim görevimiz elimizden geldiğince onlara katkı koymak. Ben CHP’li tüm belediye başkanlarımızın samimiyet ile ortaya koyduğu projeleri görüyoruz. Kendisine de başarılar diliyoruz” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU BİR DÖNEM DAHA DEVAM ETMELİ
Değişim tartışmalarını yorumlayan Atila, İstanbul kongresi ile ilgili de konuşurken “İstanbul il kongresini izledik. İki tane örgüte emek vermiş aday arkadaşımızı yarıştı. Kafa kafaya giden bir seçim oldu. Cemal Canpolat başkanımızda 2 dönem il başkanlığı yaptı. Seçilen il başkanımız genç üretken bir il başkanımız. Bir gün önce AK Parti’nin büyük kurultayı yapıldı ancak bu kadar basında yer almadı. Ancak partimizin il kongresi tüm kanallarda canlı verildi. Bu bizim partimizde dinamizmin ne kadar aktif olduğunun göstergesi. Tabii ki kurultaylarımız kavgalı olmalı. Ancak günün sonunda el ele kol kola çıkmasını biliyoruz. Bende kurultay delegesinden biriyim. Biz buralara mahalle seçimlerinden geldik. Biz İzmir olarak Genel Başkanımız yönünden bir irade ortaya koyduk ve bu örgütümüzde karşılık gördü. Türkiye’de ne olur bilemeyiz. Biz genel başkanımızın 1 dönem daha devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Her iki taraf da bizim. Bizim güçlü PM üyeleri seçerek o taraf bu taraf demeden örgüt en iyi şekilde PM ve MYK’sını içinden geldiği insanlarla ulaştırmalı. Bizim birinci önceliğimiz yerel seçimler. Ben birlik ve beraberlik içinde geçeceğini inanıyorum. Değişim grubunun İstanbul’da kazanmasının sürecin daha sakin geçmesi sağlayacaktır” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun hiçbir zaman aday olmadığını belirten Atila, “Genel Başkanımızın iradesi konusunda yorum yapamam. Genel Başkanımız hiçbir zaman ben adayım demedi.Kendisinin talebi olacağını düşünmüyorum. Bu örgütün talebi olarak gelebilir” ifadelerini kullandı.
MÜMKÜN OLAN EN ERKEN TARİH OLMALI
Belediye başkanlarının adaylıklarının açıklanmasının yılbaşından sonraya kalabileceğini belirten Atila, “Belediyesi bizde olan kentlerde en son İzmir değerlendiriliyor. 5 Kasım’da kurultay bitiyor, MYK ve PM dağılımı var tüzük var… Ben mümkün olduğunca erken olması gerektiğini düşünüyorum. Benim siyaset yapma tarzım da Bornova’da 25 sokak vardır ben hep sokaklardayım, alanlardaydı, dernek başkanlarımızlaydım. Böyle olması gerekiyor sürecin. Bunu da seçici kurulun adaletli bir tercih yaparak en güzel tabloyu sunacağını düşünüyorum. Ancak ben yine adayların açıklanma sürecinin yılbaşını geçeceğini düşünüyorum” diye konuştu.
30’DA 30 YAPILABİLİR
İYİ Parti’nin İzmir’de ‘15 ilçe alırız’ iddiasını değerlendiren Atila, “Onlar da iddialarını ortaya koyuyorlar. İYİ Parti bir iddia ortaya koymuş ancak onları da kırma niyetinde değilim” dedi.
DEVLET ADAMI SORUMLULUĞUNDAN KAÇMAKTIR
İzmir’de kangrene dönen çöp sorunu ile ilgili net bir iradenin ortaya konması gerektiğini belirten Atila, “Bunu partililerimizi, yaşadığımız ilçeyi bir kenara koyup bunun sorun olduğunu belirleyip bölgelerin belirlemeden karar vericilerin yurt dışındaki örneklerini gezip çalışma yapılması gerekiyor. Sonrasında siyasilerin görevi vatandaşı ikna etmektir. Buradan enerji üretiyorsak, çevre sorununu çözüyorsak ben buna girimiyim, hayır diyeyim demek devlet adamı sorumluluğundan kaçmaktır. Yeri geldiğinde devlet adamı kendi ilçesine de isteyebilmeli” diye konuştu.