EÇEV’in AB destekli sürdürülebilirlik projesinin kapanış konferansında konuşan Başkan Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli stratejik hedeflerinden birinin eğitim olduğuna değinerek, “Eşit bir yurttaşlık hedefiyle eğitime tüm toplumsal kesimlerin eşit erişimini sağlamak için çalışıyoruz” diye konuştu.
Ege Çağdaş Eğitim Vakfı (EÇEV), Avrupa Birliği’nin sivil toplum kuruluşlarına yönelik destek programı kapsamında, “Yenilikçi Yönetim ile Sürdürülebilirliğin Sağlanması” projesini tamamladı. Türkiye’de ilk kez eğitim alanında faaliyet gösteren bir vakıf, sürdürülebilirlik raporlamasında küresel en iyi uygulama olarak kabul gören GRI Standartlarını esas alarak bir sürdürülebilirlik raporu yayınlamış oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin paydaşı olduğu projenin çevirim içi düzenlenen kapanış konferansına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sürdürülebilirliğin önemine değinerek projenin diğer sivil toplum kuruluşlarına da ilham olacağını söyledi.
STK’lar karar alma süreçlerinde yer almalı
Paydaşları, gönüllüleri ve destekçilerinden aldıkları güçle başka hayatlara dokunarak birçok başarılı projeye imza atan EÇEV’in faaliyetlerine İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak ellerinden gelen desteği vereceklerini belirten Soyer, “Avrupa Birliği’nden hibe alınarak gerçekleştirilen bu proje gibi sivil toplumun, politika yapım ve karar alma süreçlerine daha aktif katılımının gerçekleştirmeye dönük tüm çalışmalarını çok önemli buluyor ve destekliyoruz. Çünkü demokratik sistemlerin gelişmişlik ölçütü, halkın karar süreçlerine katılımını sağlamaktır. EÇEV’in bu projesi daha güçlü bir sivil diyalog ve katılıma önemli katkılar sunuyor” dedi.
Çocuk ve gençler önceliğimiz
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli stratejik hedeflerinden birinin eğitim olduğuna değinen Soyer şunları söyledi: “Eşit bir yurttaşlık hedefiyle, eğitime tüm toplumsal kesimlerin eşit erişimini sağlamak için yaşama geçirdiğimiz pek çok çalışma var. Masal Evleri, Çocuk Belediyesi, Çocuk Keşif Atölyeleri, pandemi döneminde uzaktan eğitim için öğrencilere verdiğimiz destekler, kurduğumuz eğitim merkezleri ve ‘askıda’ bağış kampanyamız, bunlardan sadece birkaçı. Çocuk ve gençler başta olmak üzere şehrimizdeki insanlara yatırım yapmak konusunda eğitim alanında çalışmalar yürüten Ege Çağdaş Eğitim Vakfı gibi değerli kurumların fikirleriyle beslenmeye devam edeceğiz. Bu vesileyle projede emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Bu projenin İzmir’in eğitimdeki geleceği konusunda, ortak hedeflerimize kıymetli katkılar sunacağına yürekten inandığımı belirtmek istiyorum.”
Sivil toplum örgütleri desteklenecek
Proje Koordinatörü Eda Kayadibinlioğlu moderatörlüğündeki konferansta konuşan Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, 2014-2020 yılları arasında sivil toplum kuruluşlarını desteklemek için 200’den fazla projeye 30 – 35 milyon avroluk kaynak aktarıldığını söyledi. Önümüzdeki 7 yıllık süreçte bu alanda önemli fırsatların devam edeceğini bildiren Özcan, “AB Başkanlığı olarak AB tarafından sivil toplumun enerji, tarım, çevre gibi ana sektör olarak desteklenmesi için öneri getirdik. Bu önerimiz kabul gördü ve diğer ülkelere örnek gösterildi. İzmir bu anlamda aktif illerimizden biri. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında 3 farklı hibe programı için 90 proje seçtik. 10 milyon avroluk kaynak aktarılacak” diye konuştu. Dünyada yaşanan en büyük problemlerden biri kurulan sistemi sürdürmek olduğunu belirten Özcan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu çalışmayı başarıyla yürüten EÇEV’e teşekkür ediyorum. Çalışmaların ve projelerin sürdürülebilir olması önemli. Proje içinde geliştirdiğiniz rapor ve kaynaklar birçok sivil toplum örgütüne örnek olacaktır. Büyükşehir Belediye Başkanımıza verdiği destekten ötürü de teşekkür ediyorum.”
Büyükşehir’e teşekkür
EÇEV Genel Sekreteri Şule Bilir eğitimde fırsat eşitliği misyonuyla çalıştıklarını ve bu yolculukta çeyrek yüzyılı geride bıraktıklarını hatırlatarak, “Çalışmalarımızı uluslararası standartlara taşımak için sürdürülebilirlik yolculuğuna adım attık. Projenin en görünür, gurur duyduğumuz çıktısı sürdürebilirlik raporu oldu. Bu yolculuğun gerçekleşmesinde katkısı olan kurumlara, başta sivil toplumun güçlenmesine destek veren ve projemizde paydaş olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyorum” dedi.
“Ben değil, biz” diyerek çalışıyoruz
“Sürdürülebilir Değer Yaratmak ve Kurumsal Sürdürülebilirlik” başlıklı bir konuşma yapan İzmir Köy-Koop Birlik Başkanı Neptün Soyer, kooperatiflerin en büyük maharetinin ‘ben değil, biz’ diyerek çalışmak olduğunu söyledi. Köy–Koop’un uluslararası tanımında da ‘biz’ vurgusunun özellikle dile getirildiğine dikkat çeken Soyer, “Sürdürebilirliğin marifeti de ‘biz’ demekten geçiyor. ‘Biz’ dediğimiz zaman ortaya dayanışma modeli çıkıyor. ‘Sürdürülebilir olmak’ demek ‘biz’ demek” diye konuştu.
İmece kültürü unutulmamalı
Sürdürülebilir bir kooperatifçilik için yenilikçi uygulamalarla Anadolu’nun kadim kültürünün birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Soyer, “Sürdürülebilir olabilmemiz için gündemi yakalayabilmemiz gerekiyor. Bunun için eğitim ve dijitalleşmeye çok önem veriyoruz. Pandeminin de bunda etkisi çok büyük oldu. Ne kadar yenilikçi olmak için uğraşsak da Anadolu topraklarındaki imece kültürünü kaybetmemeliyiz. Biz kooperatifler olarak bunu nasıl sürdürüyoruz, nasıl dayanışıyoruz? Bizim menfaatlerimiz ortak. Bu menfaatler sadece para kazanmak değil. Gönül birliğimiz de ortak” şeklinde konuştu.
Pandemi işbirliğinin önemini artırdı
Küresel Raporlama Girişimi (GRI) Program Geliştirme Sorumlusu Christine Koblun pandemi ile birlikte sürdürülebilirliğin daha da önem kazandığına vurgu yaptı. Koblun, “Pandemi döneminde sürdürülebilirliğin ve şeffaflığın aslında geri plana atılmasından korkuyorduk. Bu süreçte kuruluşların ayakta kalmasının en önemli unsur olduğunu gördük. Kamu ve özel sektör işbirliğinin önemi arttı. Kar etmenin ötesinde ortak değerlerin paylaşılması öne çıktı. Sürdürülebilirlik raporu hazırlayan kuruluşların risklere karşı daha hazırlıklı olduğu ortaya çıktı. Gelecekte sürdürülebilirlik raporlarında risk analizi önemli rol oynayacak” dedi. Koblun, EÇEV’in programının çok başarılı olduğunu ve bu çalışmaları görünce çok mutlu olduğunu da sözlerine ekledi.
Proje çok kıymetli
Mazars Denge CEO’su ve Sürdürülebilirlik Elçisi Dr. İzel Levi Coşkun, toplumsal refahın artmasında sivil toplumların çok önemli bir rol oynadığına değinerek, “Ben değil, biz demeyi başaramazsak gelecek kuşaklara karşı sorumluluklarımızı yerine getiremeyiz. Sürdürülebilirliği aslında aramızdaki görünmez bağları görebilmenin farkındalığı olarak tanımlıyorum. Bu bağların içinde toplum, çevre, demokrasi, ifade özgürlüğü, girişimcilik var. Çok kapsamlı bir kavram. Sivil toplum kuruluşları sürdürülebilirlik raporu yazarak kritik bir rol üstleniyorlar. Bu raporlar bize risklerin neler olduğunu, gelecek kuşaklara karşı ne gibi adımlar atmamız gerektiğini gösteriyor. Bu noktada EÇEV’in bu projesini çok kıymetli buluyorum” dedi.
EÇEV fark yarattı
Mikado Sürdürülebilir Kalkınma Danışmanlık Kurucusu ve Yöneticisi Serra Titiz ise sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarının çok değerli olduğunu, bu kuruluşların hem özel sektör hem de kamuda önemli paydaşlar olarak görülmesi gerektiğini vurguladı. Titiz, “EÇEV’in sürdürülebilirlik raporu hazırlayarak bu konuda öncülük etmesi, sivil toplum çalışmalarında fark yaratması çok değerli” açıklamasını yaptı.
Yeni proje destekleri geliyor
Avrupa Birliği Başkanlığı Proje Uygulama Daire Başkanı Ahmet Hakan Atik ise önümüzdeki dönemlerde sivil toplum kuruluşlarının yararlanabileceği projeler hakkında bilgi verdi. Kamu, özel sektör ve kooperatifleri bu sürece dahil etmeye özel önem verdiklerini belirten Atik, “Yere yönetimler- sivil toplum kuruluşları işbirliği ile sosyal girişimlerin desteklenmesi yönünde uluslararası bir projemiz olacak. Sivil toplum kuruluşları projelerine yönelik mali desteklerimizi bir mekanizma altında dizayn ederken öncelik alanlarımızdan biri kamu ile özel sektör arasındaki işbirliğini güçlendirmek. Bu işbirliğinin sürdürebilir boyutta devamını arzu ediyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının yanında olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz” şeklinde konuştu.
Ulusal güç olacak
Yaşar Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve projenin Sürdürülebilirlik Uzmanı Doç. Dr. Yasin Özarslan “Yenilikçi Yönetim ile Sürdürülebilirliğin Sağlanması Projesi’ne ilişkin sunum yaptı. Projenin hazırlanma sürecine ilişkin bilgiler veren Özarslan, EÇEV’in sivil toplum kuruluşları içerisinde böyle bir işe cesaret edip sürdürülebilirlik raporu hazırlamasının önemine değindi. Bunun diğer sivil toplum kuruluşlarına örnek olacağını düşündüğünü belirten Özarslan, “Sürdürülebilirlik raporları yakın gelecekte stratejik planlar gibi standart hale gelecek. EÇEV böylelikle profesyonel bir yönetim anlayışı ile yeni bir yapılanmaya gitmiş oldu. Şuana kadar yaptıklarını profesyonel bir kurguya taşımış oldu. Eğitimde fırsat eşitliği yaratmak için çalışan bu kurum, yaptığı kurumsal çalışmalarla kendini yerel bir güç olmaktan ulusal güç olmaya taşıyacak eylemleri hayata geçirmiş oldu. 25 yıllık geçmişinde büyük başarıları bulunan EÇEV başarılarını uluslararası düzeye taşınması gerekiyordu. Bu tür projeler bu anlamda önemli. Rapor sonucunda kurumun dijitalleşme, sosyal imaja yatırım, sürdürülebilir finansmanın devamlılığı gibi konulara önem vermesi gibi konular öne çıktı. Önümüzdeki süreçte EÇEV bu konulara ağırlık vererek çalışmalarını sürdürecek” dedi.
Neler yapıldı?
Proje Koordinatörü Eda Kayadibinlioğlu ayrıca EÇEV bünyesinde sürdürebilirlik ve raporlama sistemini kurmak için yaptıkları çalışmaları aktararak, sürdürülebilirlik raporu hakkında bilgi verdi. EÇEV’in öncelikle etik kurulunu revize ettiklerini söyleyen Kayadibinlioğlu, “Gönüllü rehberliği oluşturduk. Komiteler kurarak görev dağılımı yapıldı. Hedefimiz vakfın ulusal ve uluslararası düzeyde politika yapmasını, karar alma süreçlerine daha aktif ve demokratik katılım için sivil diyalog oluşturmasını ve kurumsal kapasitesini güçlendirmesini sağlamak oldu” dedi.
Küresel en iyi uygulama
EÇEV’in projesi, T.C. Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı tarafından Avrupa Birliği IPA II-Sivil Toplum Sektörü altında yürütülen Sivil Toplum Destek Programı İkinci Dönem Hibe Programı kapsamında Ege Bölgesi’nde hibe almaya hak kazanan iki projeden birisi oldu. 13 Mayıs 2019 tarihinde başlayan proje sonunda EÇEV’de Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative – GRI) Sürdürülebilirlik Çerçevesi’ne dayalı kurumsal sürdürülebilirlik yönetim ve raporlama sistemi kuruldu. Proje ile eğitim alanındaki projelerin etkisinin ölçülmesi için stratejik ve operasyonel gereklilikleri belirlerken, gerekli altyapının kurulmasını, veri bazlı yönetim anlayışının hayata geçirilmesini ve raporlanmasını sağlıyor.