İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Vali Köşger’in bir ay içinde müdahale etmemesi durumunda kentin katı atık konusunda büyük mağduriyet yaşayacağını açıkladı.
Harmandalı Atık Tesislerinin mahkeme kararıyla kapatılmasının gündeme gelmesinden sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’e acil çağrı geldi. TELE Televizyonu’nun yayınına katılan Soyer, “Sayın Valimize bir mektup yazıp durumu arz ettim. Lütfen müdahale edin. Bu duruma el koyun. İzmir bundan çok büyük mağduriyet yaşayacak. Harmandalı’nı kapatacağız ama nerede bertaraf edeceğiz. Yer göstermemiz lazım. Bunların her biri uzun yıllar alıyor. ÇED süreçleri en az 3 yıl sürüyor. Menderes için önümüzde 1 ay kalmış bir ÇED izni süreci var. Sayın Valimize bir kez daha sesleniyorum. Menderes’te İl Tarım Müdürlüğü ilk görüşüne dönsün. İzin versinler ve biz derhal orada çöp bertaraf tesisi yapımına başlayalım” dedi.
İZMİR 3 YIL DAHA KAYBEDECEK
Mahkemenin Harmandalı Çöp Depolama Tesislerinin kapatılmasına karar verdiğini hatırlatan Soyer şu bilgileri verdi: “Biz zaten planımızı yaptık. 2025 yılında kapatacağız. Heyelan var. Orada çok ağır maliyetlerle çöp bertaraf etmeye çalışıyoruz. 2007 yılından beri yeni atık tesisleri yapmak için gayretimiz var. En son 3 sene önce Menderes’te bir tesis yapılabilmesi için fizibilite raporları alındı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile mutabık kalındı. Bütün ÇED süreci tamamlandı. 13 ayrı kurumdan onay alındı. İl Tarım Müdürlüğü onay verdi. Sonra ne hikmetse görüş değiştirdi ‘buraya yapılamaz’ dedi. Sebep de 1.4 kilometre ötede bir zeytinlik olması. O kadar irrasyonel bir gerekçe ki. İl Tarım Müdürlüğü’nün verdiği ilk görüş çerçevesinde biz şu ana kadar o tesisi çoktan başlatmıştık. Harmandalı’nı kapatmıştık ve Menderes’te atık bertarafına devam ediyorduk. Üç yıl sonunda o ÇED raporu heba oluyor. Üçüncü senenin dolmasına bir ay kaldı. Süreci yeniden başlatmamız gerekiyor. İzmir’in 3 yıl kaybetmesine yazık günah değil mi? Bir yandan Harmandalı’nı kapatmamız isteniyor. Bir yandan başka yerde tesis kurmamıza izin verilmiyor. Peki biz ne yapacağız bu çöpü? Bahçemizde mi bertaraf edeceğiz? Bütün başvurularımız reddediliyor. Bergama’daki tesisin kapasitesini artırmak için başvuru yapıyoruz. Ona da onay verilmiyor. 2018 yılında 5 ayrı noktada bertaraf tesisi yapılması konusunda İzmir Büyükşehir Belediyesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığının mutabakatı var.”
BORCUMUZ EURO BAZINDA AZALDI TL BAZINDA ARTTI
Ekonomik krizin etkilerine değinen Soyer şöyle konuştu: “Sadece mazota bu iki ayın içinde gelen zam yüzde 80’nin üzerinde. Herkesin mutfağında yangın var. Büyükşehri Belediyesinin de mutfağında yangın var. Hakikaten hizmet üretmekte çok zorlanıyoruz. Mart ayında çıkan bir genelgeyle deprem bölgesindeki illerden vergi alınmamasına karar verildi. Fakat toplam vergiden nüfusları oranında pay almalarının da önü açıldı. Tüm büyükşehir belediyeleri merkezi idarenin topladığı vergilerden paylarını alırlar. Örneğin İzmir’in payı yüzde 6’dr. Fakat bu son düzenlemeden sonra örneğin Haziran ayında 1,7 milyar lira Hazine payı belediye bütçemize girmesi gerekirken bu rakam 1.1 milyar liraya düştü. Bir aydaki düşüş yaklaşım 600 milyon lira ve bu toplam gelirimizin yüzde 30’una tekabül ediyor. Bir yandan böyle büyük bir düşüş var. Bir yandan da iktidarın özel olarak İzmir’le ve diğer CHP’li belediyeleri köşeye sıkıştırma politikası var. Bu ikisi bir arada yürüyor ve o yangını da büyütüyor. Hizmet kalite ve kabiliyetini etkiliyor. İzmir şu anda Türkiye’deki 30 büyükşehir arasında en düşük ulaşım hizmeti veren ilk üç belediye arasında. Elektriğe yüzde 437, mazota yüzde 438 zam gelmiş 2019’dan bu yana. Ama biz öğrenci biletine yüzde 60 oranında artış yaptık. Bunu Büyükşehir Belediyesi bütçesinden sübvanse ediyoruz. 2019’da yaptığımız sübvansiyon 500 milyon lira civarında. 2022’de yaptığımız sübvansiyon 4 milyar lira. Bu İzmir Büyükşehir Belediyesi bütçesinin yüzde 28’ine tekabül ediyor. Ama bu sürdürülebilir bir şey değil. Maliyeti üzerinden toplu ulaşımı yaparsanız 42 liraya taşımanız lazım bir kişiyi. Biz şu anda 8.78 liraya taşıyoruz. Bugün otobüste gördüğünüz insanların her birine Büyükşehir Belediyesi 32 lira koyuyor demek. Biz fiyat belirlemek istiyoruz. Ama UKOME diye bir kurum var. O kurumun yapısını değiştirdiler. Biz orada azınlıktayız. Çoğunluktakilerin kararıyla fiyat belirleniyor. Ama TCDD fiyat düzenlemesini kendi yapıyor. Ama bizim Büyükşehir Belediyesi olarak kendi yaptığımız toplu ulaşımın fiyatını belirleme yetkimiz yok. Bu tablo borç miktarımızı da arttırdı. 2019’da göreve geldiğimiz zaman İzmir Büyükşehir Belediyesinin toplam borcu 649 milyon Euro’ydu. Bugüne geldiğimizde 550 milyon Euro’ya indi. Ama bizim borcumuz TL cinsinden 4 katı artmış. Hükümet’in 1 metre metro tüneli yok İzmir’de. Türkiye’deki tek şehir biziz olmayan. Bütün bu yatırımları biz yapıyoruz. O nedenle de dışarıdan borçlanma yoluna gidiyoruz.”
BU KOŞULLARDA ADİL BİR SEÇİM OLMAZ
“İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li bir belediye başkanı olduğu için İzmir’i cezalandırmaktan vazgeçsinler” diyen Soyer, “ 12 Haziran’da Sayın Cumhurbaşkanımıza bir mektup yazdım ve ekinde engellenen projeleri anlattım. Narlıdere Metrosu yüzde 95 tamamlandı. Deneme seferlerini yaptık. İstasyonların imalatı devam ediyor. Sadece son bir dilim kredi var. Avrupa İmar Yatırım Bankası’ndan aldığımız kredinin 30 milyon Euro’luk son dilimi. Herhangi bir Hazine garantisi ya da kefalet istemiyor. O para geldi. Sadece izin verilip imza atılması lazım bize gelmesi için. Mart’tan beri o 30 milyon Euro gelmiyor.Bu koşullarda adil bir seçim olmaz. İzmir’in hakları elinden alınarak İzmir bir seçime gidemez. Buna hakları yok” ifadelerini kullandı.