DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı açıklamasında AK Parti hükümetlerini hedef alarak “Bir hafta boyunca alanlara çıkıyoruz. 70 bin oyu getirmek için söz veriyoruz” dedi
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 28 Mayıs günü gerçekleştirilecek ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Ege Bölge Temsilciliği Toplantı Salonu’nda basın açıklaması düzenledi.
DİSK’e bağlı sendikaların şube yöneticileri, iş yeri temsilcilerinin katıldığı açıklamada konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ilk tur sonuçları ile ilgili yaptığı değerlendirmede “Ülkemizin karanlık güçleri çeşitli hilelerle çalışmalar yaptı. Ne yaparsa yapsın adam kazanamadı” dedi.
TÜRKİYE EKONOMİSİ BİR ARPA BOYU YOL ALAMADI
İzmir’den 70 bin oyu sandığa getireceklerini kaydeden Sarı, “21 yıldır uygulanan politikalar ve başkanlık rejimi ile Türkiye Ekonomisi az gitti uz gitti, bir arpa boyu yol alamadı, üstelik masallar ve ninnilerle uyutulmaya çalışılan yoksul halkın, artık açlık sınırının çok altındaki alım gücüyle uyumaya bile mecali kalmadı. “Muhteşem yüzyıl”ımızı özetlemeye yeten tek şey, halkımızın kuru soğana bile muhtaç olmasıdır” şeklinde konuştu.
AK Parti hükümetini hedef alan Sarı, “Her seçim dönemi siyasi partiler, tüm topluma, özellikle de nüfusun dörtte üçünü oluşturan, biz emeği ile yaşayanlara vaatlerde bulunurlar. İşçiler de bu vaatlere göre kararlar verirler. Emek açısından AK Parti döneminin ve özellikle de başkanlık rejiminin yarattığı tahribat ortadadır. İnsanca çalışmamız ve insanca yaşamamız bir yana, hayatta kalmamızı bile sağlamaktan çok uzak bir düzenle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
İŞÇİLERİN EKMEĞİ DEMOKRASİDİR
İşçilerin ekmeğinin demokrasi olduğunu ifade eden Sarı, 28 Mayıs’ta vatandaşları oy vermeye davet ederek “AK Partili yıllar boyunca işçilerin haklarını, hukuklarını koruyabileceği, savunabileceği tüm mekanizmaların adım adım ortadan kaldırılmış olmasıdır. Sendikalaşma büyük baslı altına alınmış, grev yasaklamak övünç vesilesi haline getirilmiş, en basit toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı bile oldukça daraltılmış, adalet saraylarında işçi hakkı aranamaz olmuştur. Kısacası işçi sınıfı hakkını hukukunu korumak için kullanabileceği tüm demokratik mekanizmalar ağır tahribata uğramıştır. Sermayenin lehine, işçilerin aleyhine gelişmelerin tamamı, demokrasinin tahrip edilmesiyle sağlanmıştır. Ve görülmüştür ki, “işçilerin ekmeği demokrasidir”. Bu nedenle 28 Mayıs seçimlerinde vereceğimiz karar, ülkemizi hangi cumhurbaşkanının yöneteceğinden ibaret değildir. Bu sandık, bizim için esas olarak, adaleti ve demokrasiyi ağır biçimde tahrip eden, ülkeyi şirket gibi yöneterek milyonları enkaz altında bırakan, otoriter başkanlık sistemini değiştirmek için, bölünmeden, parçalanmadan birlik olacağımız sandıktır.28 Mayıs’ta işte tam da bu köhnemiş düzene karşı bizler buradayız, bir aradayız. İnsan hakları, barış ve sosyal adalet, örgütlenme özgürlüğü, sendikal haklar ve insan onuruna yaraşır koşullarda yaşayabilmek için azim ve kararlılıkla kavgamızı sürdüreceğiz. Bizi içine hapsetmeye çalıştıkları karanlığı yırtacağız. Şimdi, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, bilimsel bir ülke yönetimine hiç olmadığı kadar ihtiyacımız ve bunun gerçekleşmesi için bir seçeneğimiz var: o da tek adamı göndermektir. Emeğin hakları, işçilerin sosyal ve ekonomik koşulları ve bunların ön şartı olarak eşitlik demokrasi ve adalet için mücadelemizi inatla, ısrarla ve kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Gelecek, işçi sınıfının ve tüm emekçilerin ellerinde yükselecektir. Bizler sadece işçilerin değil tüm emekçilerin, kadınların, çocukların ve ötekileştirilen tüm kesimlerin, doğanın ve tüm canlıların haklarını sonuna kadar savunacağız. Bizler, 28 Mayıs’ ta; sevgi ile nefreti, adalet ile zulmü, demokrasi ile saltanatı, özgürlük ile esareti, barış ile savaşı, geleceği, gençliği, çocukları, eğitimi, bilimi, laikliği, tek adam rejimini, domuzbağını, çocuk istismarını, kadın cinayetlerini oylayacağız. Yani köprüden önceki son çıkıştayız ve karanlığa teslim olmamak için, oy vermek, oy vermeye ikna etmek ve oylarımıza sahip çıkmak zorundayız. Memleketimizin üzerine karabulut gibi çökmüş bu kötülüğü göndermek için, öncelikle oy vermeye gitmeli, sonrasında, oyumuza ve sandıklara sahip çıkmalıyız.28 Mayıs’a kadar işyeri işyeri, meydan meydan, sokak sokak anlatacağımız hakikat ve yapacağımız çağrı nettir: Başkanlık düzeni işçiye zararlıdır, halka zararlıdır, memlekete zararlıdır ve bu nedenle başta işçi sınıfı olmak üzere halkımızın iradesiyle değiştirilmek zorundadır ve değiştirilecektir. Bir hafta boyunca sahada çalışıp 70 bin oyu sandığa getirmenin sözünü veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Sarı açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Emeğin sömürülmediği,
Grev hakkının ve sendikal örgütlenmenin yasaklanmadığı,
Herkesin güvenceli, kadrolu çalıştığı bir işinin ve insanca yaşamaya yetecek bir ücretinin olduğu,
Ekonomik krizlerin, salgınların, depremlerin, afetlerin faturasının halka kesilmediği,
Çocukların bilimsel bir eğitim aldığı ve çalışmak zorunda kalmadığı,
İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanarak kadın cinayetlerinin son bulduğu, çocuk tecavüzlerine göz yumulmadığı,
Doğanın talanına dur denildiği,
Halkların kardeşçe yaşadığı ,
Yoksulluğun, yolsuzluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun ve haksızlığın olmadığı,
Eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke için mücadele etmeye devam edeceğiz.