İzmir’de İŞKUR memurları, mobbinge maruz kaldıkları gerekçesiyle basın açıklaması yaptı. İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Kadri Kabak’ın sendika, etnik köken, mezhep ve cinsiyet ayrımcılığı yaptığı, bununla beraber bir yılda 37 kişinin aynı sebepten sendikadan ayrıldığını ifade edilen basın açıklamasında “Kadın ya da erkek insan olmaktır gerçek” sloganları yankılandı.
CEMRE YUVARLAK/ EGELİ GAZETE- İzmir’de İŞKUR memurları, mobbinge maruz kaldıkları gerekçesiyle basın açıklaması yaptı. İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Kadri Kabak’ın sendika, etnik köken, mezhep ve cinsiyet ayrımcılığı yaptığı, bununla beraber bir yılda 37 kişinin aynı sebepten sendikadan ayrıldığını ifade edilen basın açıklamasında “Kadın ya da erkek insan olmaktır gerçek” sloganları yankılandı.
Büro Memur-Sen’li memurların yaptığı açıklamada çalışma ortamında itibar düşürecek eylemler oluştuğu ve ayrımcılık yapıldığı belirtilerek şu ifadeler kullanıldı; “11 nisan 2022 tarihinde yine işkurda bu meydanda bir basın açıklamamız olmuştu. Aradan geçen sürede şifai görüşmelerimiz devam etmesine rağmen Kadri Kabak ve Makbule Dank’ın sistematik mobingleri de devam etti. Kadri Kabak tarafından Sendikamızın yönetici ve üyelerine yönelik itibar suikastları hız kesmeden devam etmekte iş yerinde çalışma barışını bozarak etnik ayrımcılığı körüklemektedir.”
İzmir İşkur Kadri Kabak’ın çiftliği değildir
“Biz susmadık susmayacağız bu yüzden üyelerimiz baskı görse de dışlansa da ayrımcılığa tabi tutulsa da doğru bildiğimizi söylemekten çekinmeyeceğiz. İzmir İşkur Kadri Kabak’ın çiftliği değildir. Mahkeme de kadıya mülk değildir. Türkiye yüzyılının aydınlık yüzüne yakışmayan davranışlar elbette unutulmayacaktır. Kadri Kabak’ın baskıları neticesinde bir yıl içinde sendikamızdan 37 kişi istifa etmek zorunda kalmıştır. Sendika üyelerimizin talepleri ret edilirken, etnik kökeni kendisine yakın olanların istekleri ise hemen yerine getirilmiştir.”
Sayın Kadri Kabak duymayacağımızı mı, görmeyeceğimizi mi, susacağımızı mı sandın
Hayır yanılıyorsun Duyacağız göreceğiz Susmayacağız, son nefesimize kadar haksızlıklara, baskılara, etnik, mezhep ve cinsiyet ayrımcılıklarına karşı bağırmaya devam edeceğiz.