İzmir Ticaret Odası, askeri kışlanın sanayi sitesi olacağını duyurmasının ardınan TMMOB bu karara tepki gösterdi ve basın açıklaması yayınladı.
İzmir Ticaret Odasının iki gün önce askeri kışlaların sanayi sitesi olacağını, İZTO Yönetim kuruluna kışla arazisinin devrinin yapılacağının duyurmasının ardından bu duyuruya tepki gösteren TMMOB basın açıklaması yayınladı.
İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener tarafından konuya ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı:
“Kıymet takdiri; Milli Savunma Bakanlığımız tarafından 11 Kasım 2022 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu Lisanslı Karat Taşınmaz Değerleme Anonim Şirketi`ne yaptırıldı. Milli Savunma Bakanlığı tarafından iletilen 30 Aralık 2022 tarihli yazıyla, ek bir bedel ödenmeksizin Bakanlığın talep ettiği tesislerin yapılması şartıyla bu araziye ait parsellerin yaptırılan kıymet takdiri sonucu belirlenen 2.732.500.000 Türk Lirası bedel karşılığında Odamıza devrinin yapılabileceği…“
Hali hazırda planlarda yer alan bu alanları kullanmak yerine kamu arazilerine göz dikilmesinin rant dışında bir gerekçesi olabilir mi
Bunun üzerine TMMOB bu haberin bir müjde olarak verildiği oysa ki bu durumun bir çok kentsel soruna yol açacağı, bununla birlikte gündelik sorunlara ve afetlere de yol açabileceğni belirterek şu ifadeleri dile getirdi; “Askeri alanın, sanayi ve ticaret kullanımlarına dönüştürülmesine yönelik girişimin iş dünyasına arsa bulmak amacıyla yapıldığı iddia edilmektedir. Ancak İzmir kentinde yürürlükte bulunan üst ölçekli plan kararları dikkate alındığında ‘‘Merkezi İş Alanları‘‘, ‘‘Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanları‘‘, ‘‘Organize Sanayi Alanları‘‘, ‘‘Küçük Sanayi Alanları‘‘ gibi istihdam ile doğrudan ilişkili kullanım kararlarının bulunduğu, üst ölçekli planlarda ayrılmış fakat günümüzde yetersizliklerini ortaya koyan somut analizler olmadan bahsi geçen iddianın da temelsiz olduğu açıkça görülmektedir. Hali hazırda planlarda yer alan bu alanları kullanmak yerine kamu arazilerine göz dikilmesinin rant dışında bir gerekçesi olabilir mi?”
Askeri Alanlar”ın kent içerisinde sahip oldukları konum nedeniyle bu alanların “askeri alan” niteliğinden çıkarılması halinde yurttaşın aktif olarak kullanacağı kamusal mekânlara dönüştürülmelidir.
“Yıllardır İzmir gündeminde olan İzmir İli, Bornova İlçesi, Hacılar Kırı olarak bilinen bölgede yer alan “Askeri Alan” ticari fonksiyonların getirilmesi amacıyla yapı yoğunluğunun arttırılması suretiyle, Şubemiz ile diğer meslek odalarının yoğun hukuk mücadelesine rağmen, büyük oranda yok edilmiştir. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kentsel yerleşmeler içerisinde yer alan “Askeri Alan”ların kent dışına çıkarılması tartışması sermayenin bu alanlara dönük ilgisinin artmasına neden olmuştur. Askeri Alanlar”ın kent içerisinde sahip oldukları konum nedeniyle bu alanların “askeri alan” niteliğinden çıkarılması halinde yurttaşın aktif olarak kullanacağı kamusal mekânlara dönüştürülmelidir.”
Yıllardır kamu kullanımının tasarrufu altında kalmış bu alanın kamu niteliğinden çıkarılarak özel mülkiyete dönüştürülmesi kamu yararına açıkça aykırıdır.
“Yürürlükte bulunan 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planında ‘‘Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanı‘‘ kullanım kararında yer almaktadır. Ancak 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Plan Notlarının 7.6.2. maddesinde Askeri Alanlar ve Askeri Yasak Bölgelerin Askeri Alandan çıkarılması halinde “Kentsel Yerleşmeler içerisinde yer alan Askeri Alanların, Milli Savunma Bakanlığı`nın programı dahilinde Askeri Alandan çıkarılması halinde, bu alanlar sosyal donatı alanı olarak değerlendirilebilir.” şeklindeki hüküm ile askeri alanların dönüştürülmesi durumunda kamusal kullanımlara ayrılacağı, bu nedenle de bu alanın mülkiyetinin kamuya ait olması hükme bağlanmıştır. Bu nedenle, askeri alanların mevcut kullanım ve söz konusu plan notundan ötürü planlarda kamusal kullanım dışında bir kullanıma ayrılması bırakın imar mevzuatını açıkça Anayasaya aykırıdır.”
Son yaşanan depremlerden ders çıkarmayı reddeden, planlamayı sermayenin daha fazla rant elde etmek için araçsallaştıran anlayışı reddediyoruz
“30 Ekim 2020 Ege Denizi ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrası dirençli kent tartışmaları yapılıyorken kamu mülklerinin sermayeye adeta altın tepside sunulmasının bilime ve akla yatkın hiçbir açıklaması bulunmamaktadır. Son yaşanan depremlerden ders çıkarmayı reddeden, planlamayı sermayenin daha fazla rant elde etmek için araçsallaştıran anlayışı reddediyoruz. Sonuç olarak halkımızın ortak yararı için kullanılması gereken bir alanın yok pahasına satılmasına ve plan kararlarının değiştirilmesine karşı Anayasa, kanun ve yönetmeliklerin tanımladığı yetki ve sorumluluk doğrultusunda mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Yaşanması muhtemel bu akıl dışı girişime karşı başta İzmirlileri olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları itirazlarını yüksek sesle ifade etmeye davet ediyoruz.”