İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde görevden alınan İzmir Şehir Tiyatroları Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten’e ünlü tarihçi İlber Ortaylı’dan destek geldi. Ortaylı köşesinde, “Yeni İzmir Büyükşehir Belediyesi hiçbir şekilde anlamadığım bir tasarrufla, üstelik sanat yönetmenleriyle alışılagelmiş nezaket ve protokolü koruyamadan, Yücel Erten’i saf dışı etti. Bunun da iyi bir not olmadığını belirtmeliyim. Bazı şeyleri gördüğümüz gibi unutmuyoruz. Ben şahsen kimsenin de unutmaması için gayret edeceğim” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın İzmir Şehir Tiyatroları Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten ile çalışmayacağını bildirmesine ünlü tarihçi İlber Ortaylı’dan destek geldi. Ortaylı köşesinde, “Yeni İzmir Büyükşehir Belediyesi hiçbir şekilde anlamadığım bir tasarrufla, üstelik sanat yönetmenleriyle alışılagelmiş nezaket ve protokolü koruyamadan, Yücel Erten’i saf dışı etti. Bunun da iyi bir not olmadığını belirtmeliyim. Bazı şeyleri gördüğümüz gibi unutmuyoruz. Ben şahsen kimsenin de unutmaması için gayret edeceğim” dedi.
Ortaylı’nın köşe yazısında Yücel Erten ile ilgili bölüm şöyle:
KIDEMLİ BİR TİYATRO ADAMI: YÜCEL ERTEN
O bir devirdi; 1960’lı yıllar. Ankara Halkevi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yanında şimdi yıkılan bir muhdes binadaydı. Halkevleri’nin genel merkezi de orasıydı. Halkevini yeniden diriltenler eski CHP’liler ve 27 Mayısçı idarecilerdi. Doğrusu, kurumun eski havası var ama kültürel faaliyet ruhuna da dikkat edildi. Hoş bir binanın dikkatlice kullanıldığını gördüm.
Ankara’daki yönetim kurulunu Prof. Dr. Hıfzırrahman Raşit Öymen Hoca yönetiyordu. Kıymetli üyeler vardı. Onlara yardım eden birkaç gençten biri de bendim. Bir iki seminer yapıldı, bunlar zayıftı. Bir “düşün ve konuş” kursu vardı, tanıdığım birçok sima sonradan Mülkiye’de arkadaş olacağım Hasan Celal Güzel bile orada kurs alıyordu, faydalıydı. Edibane bir kurstu ama asıl önemlisi tiyatro koluydu.
DÖNEMLERİNİN PARLAK SANATÇILARI OLDULAR
1960’ların sonunda Türk sahnelerinde gördüğümüz genç ve önemli isimler o zaman oralardaydı. Ebediyete intikal eden İstemi Betil, sonra Nurşim Demir, Çetin Tekindor, Alpay İzbırak, Rüştü Asyalı, Ayten Uncuoğlu başta Yücel Erten ve Cihan Ünal onlardan tanıdığımdı. Kursu ve sahneye konan oyunları ciddiye alıyorlardı. Can Gürzap İstanbul’a gelmişti. Nitekim bu işi ciddi yürütenlerin içinde DTCF öğrencisi Nurhan tanıdıklarımdandı. Şimdi galiba Devlet Konservatuvarı’nda ve Bilkent’te hocalık yapan sevgili arkadaşım Sevgi Doster de o dönemde tiyatro kursuna uğrayanlardandı. Birkaç başarılı oyun dışında asıl o gençlerin diksiyon, ses kullanımı ve telaffuz, artikülasyon gibi sorunları daha konservatuara gitmeden orada hazırlık olarak çözümlediklerini gördüm. 1965 yılının Devlet Konservatuarı imtihanları sırasında kabul edilen öğrencilerin içinde bu grubun hatırı sayılır yeri vardı ve bunlar dönemlerinin parlak sanatçıları oldular.
Yücel Erten onlardan galiba bir sene evvel girmişti. Mezun olduktan sonra Devlet Tiyatrosu sahnelerinde göründü mü hatırlamıyorum ama burslu olarak Almanya’ya gitti ve orada birkaç senede tiyatro sanatını olağanüstü başarıyla geliştirdi. Oradan döndüğünde sahneye çıkacak kadar nefis bir Almancası vardı. İyi bir rejisörlük tekniği öğrendiği anlaşılıyordu ve tiyatro literatürüne hâkim bir genç tiyatro adamıydı. Özellikle Ergin Orbey’in Devlet Tiyatroları’ndaki yönetimi sırasında temayüz ettiğini gördük. Sahneye koyduğu oyunlarla ödül üstüne ödül alıyordu. Dönemin tiyatrocuları özellikle bu nesil kendinden evvelki kuşakla iyi bir ustalık ilişkisi içindeydi. Handan Uran, Kerim Avşar, Tijen Par, usta tiyatro adamı Nihat Akcan, Semih Sergen gibi aktörlerle sorunlu, küçümseyen veya itişmeli bir ilişki içinde olduklarını görmedim, duymadım. Ankara Sanat Tiyatrosu tiyatroda zıt bir kuruluş olarak ortaya çıkmıştı ama Devlet Tiyatrosu’nun bu kuşağının içindekiler gerekli ve başarılı sanatçılarla kaynaşmayı bilmiştir.
DAHA ÖĞRETECEK ÇOK ŞEYİ VAR
Sözün kısası, genç Yücel Erten’i prensip olarak uyumlu ve geçimli “efendi” takımından bir insan olarak hatırlıyorum. Hep öyle kaldı. 1960’lı, 1970’l yılların İstanbul, Ankara Devlet Tiyatrosu ve özel tiyatrolarının rekabetli ortamında bile uyumlu olmayı, geçinmeye, meslek grubuyla her zaman bir olmayı bilen sanat adamlarındandır. Bu kıdemli tiyatro adamının bugün bile öğretecek çok şeyi olduğuna bu sıralardaki sahneye koyduğu eserlerden ve yorumlardan anlıyoruz.
Yeni İzmir Büyükşehir Belediyesi hiçbir şekilde anlamadığım bir tasarrufla, üstelik sanat yönetmenleriyle alışılagelmiş nezaket ve protokolü koruyamadan, Yücel Erten’i saf dışı etti. Bunun da iyi bir not olmadığını belirtmeliyim. Bazı şeyleri gördüğümüz gibi unutmuyoruz. Ben şahsen kimsenin de unutmaması için gayret edeceğim.