Hz. Ömer olsaydı İzmir’deki o kaçak tarikat binası çoktan yıkılmıştı

Birinci derece deprem kuşağında bulunan İzmir’deki bu bina acaba mühendislik gördü mü? Temeli sağlam mı? Statik hesapları yapıldı mı? Kolonları güvenli mi? Elektrik projesi onaylı mı? Bu işte bir adalet yok. 1400 yıl önce Hz. Ömer’in Şam’da sağladığı adalet 21’inci yüzyılda İzmir’de sağlanamadı. Hem de onun yolundan gittiğini söyleyenler yüzünden.

İlk İslam Devleti’nin ikinci Halifesi Hz. Ömer’in dönemiydi. Suriye’nin Şam kentine atadığı Vali bir cami yaptırmaya karar verdi. Yaptırdı da.

Ama bir sorun vardı. Camiyi yaptırdığı arsanın sahibi bir Yahudiydi ve ondan inşaat için  izin istemek akla gelmemişti. Üstelik de arsa sahibinin inşaat için rızası yoktu.

Vali arsanın parasını fazlasıyla ödedi ama yine de sahibini ikna edemedi.

Konu Halife Ömer’e kadar ulaştı. Valiyi çağıran Hz. Ömer tarihe geçen o emrini verdi: Camiyi yık adaleti yıkma!

***

Aradan 14 yüzyıl geçti. Bugün bir tarikat mensuplarının yaptığı kaçak yapı yüzünden İzmir’de kriz çıktı.

İmar planlarında çocuk oyun alanı, park, yol, dere ve ağaçlandırılacak alan olarak gözüken Karabağlar Uzundere’deki alanda herhangi bir yapının ruhsatlı olarak yapılması mümkün değil.

Zaten binayı yapanlar ruhsat falan da tanımıyor. Belediyeye ya da herhangi bir kuruma “Biz buraya koca bina yapıyoruz” diye tek bir dosya kağıdı belge bile vermemişler.

İzmir’in tam ortasında koskoca bina tek bir denetimden bile geçmeden tamamlanmış.

***

Karabağlar Belediyesi yasanın kendine emrettiği görevi yaparak binanın yıkılması yönünde karar verdi.

Elbette bir hukuk devletinde belediye de olsanız tamamen kaçak bir binayı bile öyle hemen yıkamazsanız.

Çünkü hukuk devletinin bazı kuralları var. Tamamen kaçak olan binanın sahibi tarikat üyeleri mahkemeye başvurup yürütmeyi yani yıkımı durdurdu.

Ama Mahkeme de elbette tek sayfa belgesi bulunmayan bu bina “Yıkılsın” dedi.

Yani adalet de kararını verdi.

Karabağlar Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesinden teknik destek istedi. Büyükşehir Belediyesi de istenen tüm desteği sağladı.

Kaçak binanın önüne gittiklerinde yıkım ekipleri can güvenliklerinin olmadığını gördü. Çünkü kendileri için gerekli emniyet desteği verilmedi.

Bu da yetmedi, haber yapmaya giden Halk TV ekibi de saldırıya uğradı.

***

Bu kaçak binanın Kuran Kursu olacağı iddiaları var. Öyleyse eğer burada yüzlerce çocuk aynı anda bulunacak demektir.

Bu kadar çocuğun bulunacağı birinci derece deprem kuşağında bulunan İzmir’deki bu bina acaba mühendislik gördü mü? Temeli sağlam mı? Statik hesapları yapıldı mı? Kolonları güvenli mi? Elektrik projesi onaylı mı?

Bu soruların cevabını bilen yok. Asla da olmayacak. Çünkü binaya tek bir resmi yetkili bile 100 metreden fazla yaklaştırılmıyor.

Bu durumda o binada çocuklar ya da yetişkinler zarar görürse hesabını kim verecek?

Belediye yetkililerine görevlerini yapma emniyetini sağlamayanlar mı?

Bu işte bir adalet yok.

1400 yıl önce Hz. Ömer’in Şam’da sağladığı adalet 21’inci yüzyılda İzmir’de sağlanamadı.

Hem de onun yolundan gittiğini söyleyenler yüzünden.