Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği Başkanı Tozbey: Kadının yaşam hakkı devlet eliyle tehdit ediliyor
- | Son Güncelleme:
- | İzmir'de Son Dakika
Türkiye'de artan kadın cinayetleri ve kadın şiddeti ağırlaşıyor. Kadınlar, sokakta yürümeye bile korkar hale gelirken, "Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği" Başkanı Müjde Tozbey, çözümün erkek egemen toplumdan uzaklaşma olduğunu vurguladı. Tozbey, "Kadının yaşam hakkı devlet eliyle tehdit ediliyor" diye konuştu.
CEMRE YUVARLAK/EGELİ GAZETE- Türkiye'de son zamanlarda artan kadın cinayetleri ve kadına şiddet olaylarında kadınlar oldukça endişeli... Sokakta yürümeye bile korkan kadın toplumu oluşurken, bazı kadınlar kendini savunmak için çantalarında delici kesici aletler, biber gazı taşıyor. Kimisi ise uzak doğu ve savunma sporları eğitimlerine başladı. Kendi kendilerine çözüm arayan ve güvenliğini sağlamak zorunda kaldıklarını ifade eden kadınlar, "Sokakta arkamıza bakmadan yürüyemiyoruz" diyerek durumun vahimliğini ortaya koyuyor.
Son zamanlarda biber gazı fiyatlarındaki dikkat çekici artış da "fırsatçılık" olarak yorumlanıyor. Şiddet olmasa bile en az bir kere sözlü tacize maruz kaldıklarını ifade eden kadınlar, sürekli protesto yaparak, birbirini korumaya çalışıyor. Kadınlar meydanlarda "Korkuyla yaşamak istemiyoruz", "Kadına kalkan eller kırılsın", "Kadın cinayetleri politiktir" sloganları atıyor. Konuyla ilgili değerlendirme yapan "Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği" Başkanı Müjde Tozbey, kadınların kendini korumak için aldıkları aletlerin ya da savunma sporlarına başvurmasının bir çözüm olmadığını ifade ederek, çözümün erkek egemen toplumun ortadan kaldırılması olduğunu, ve faillerin gereken cezaları alması gerektiğini vurguladı.
"ERKEK EGEMEN SİSTEMİN ORTADAN KALKMASI LAZIM"
Tozbey, "Uzak doğu sporları ya da kendini savunma teknikleri, kadınlara bir güvenlik hissi verebilir ancak bu, sorunun köküne inen bir çözüm değildir. Kadınlar kendini savunmak zorunda hissetmeleri başlı başına bir sorun değil mi zaten? Asıl sorun, failleri durdurmayan, kadınları yalnız bırakan devlettir. Bu tür bireysel önlemler, şiddetin sonlanmasına yetmez. Şiddetle gerçek mücadele, toplumsal bilinçle, örgütlü kadın hareketiyle ve erkek egemen sistemin ortadan kaldırılmasıyla mümkündür.
"KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ÖNLEMEYEN HATTA DESTEKELEYEN BİR İKTİDAR VAR"
Konuyla ilgili değerlendirme yapan "Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği" Başkanı Müjde Tozbey, kadın cinayetlerinin artışının gerici politikalar olduğunu ifade ederek, "Kadınlar, her gün sokaklarda can güvenliği olmadan yaşıyor ve bu, bir toplumun çöküşünün en büyük işaretidir. Kadına yönelik şiddeti önlemeyen, hatta dolaylı yoldan destekleyen bir iktidar var karşımızda. Devletin cezasızlık politikaları, failleri cesaretlendiriyor. Kadınların bu korku içinde yaşamak zorunda bırakılması, sistematik bir baskının sonucudur. Ancak biz kadınlar, korkmayacağız; örgütlü mücadelemizle sokaklarda da, evlerde de eşit ve özgür bir yaşam kuracağız" ifadelerini kullandı.
"KADINLARIN YAŞAM HAKKI DEVLET ELİYLE TEHDİT EDİLİYOR"
Kadın cinayetlerinin artışının nedeni olarak devletin erkek egemen yapıyı besleyen politikaları olduğunu söyleyen Tozbey, " İktidarın dinci-gerici uygulamaları ve kadını hedef alan söylemleri, şiddet faillerine cesaret veriyor. Özellikle kadın cinayetlerinin önlenmesinde yetersiz kalan yasalar, cezasızlık kültürünü daha da yaygınlaştırıyor. Kadınların yaşam hakları, devlet eliyle tehdit ediliyor. Bizce bu artışın sorumlusu, toplumu kontrol etmek isteyen baskıcı ve ataerkil politikalarla kadını toplumsal yaşamdan uzaklaştırma çabalarıdır" dedi.
"KADINLARIN BİREYSEL SİLAHLARA BAŞVURMASI DEVLETİN GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEDİĞİNİN GÖSTERGESİDİR"
Tozbey, "Kadınlar biber gazı gibi geçici çözümlerle yaşamlarını korumaya çalışırken, şiddetle mücadelede asıl sorun kökünden çözülmüyor. Kadınların bireysel olarak silahlanmaya veya kendilerini savunmak için araçlara başvurması, devletin görevini yerine getirmediğinin bir göstergesidir. Bu durum, failleri cezalandırmayan ve kadınları yalnız bırakan bir sistemin iflasının göstergesidir aynı zamanda. Kadınlar kendilerini korumanın ötesinde, toplumsal bir dönüşüm için mücadele etmek zorundadır. Örgütlü bir dayanışma içinde, şiddete karşı mücadeleyi büyütmek en etkili yoldur. Ne yazık ki geçici çözümler hiçbir şeye yaramıyor" diye konuştu.
"TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN SAĞLANMASI GEREKİYOR"
Çözümün kadınların örgütlü mücadelesi ve erkek egemen, gerici ve piyasacı bu sisteme karşı topyekün bir mücadeleyle mümkün olacağını ifade eden Başkan Tozbey, " Kadınlar, sokaklarda da, iş yerlerinde de, evlerinde de eşit ve özgür bir yaşam sürmelidir. Bunun yolu, kadını hedef alan gerici politikaların son bulmasından, faillerin ağır cezalarla karşılaşmasından ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasından geçiyor. Devlet, kadınları koruyacak politikalar üretmeli ve şiddeti destekleyen cezasızlık kültürüne son vermelidir. Ancak en önemlisi, kadınlar yalnız değildir. Dayanışma içinde, hep birlikte mücadele ettikçe bu karanlıktan çıkacağız. Birlikte güçlü, mücadele ettikçe güvendeyiz" dedi.
YORUMLAR
Yorum Yap