Ferdi Tayfur akan kanı durduran bir sanatçıydı

1970’li yıllar Türkiye için çok zor bir dönemeçti. Hele gençlik… Fikir tartışmalarının kan gölüne dönüştüğü bir ortamda, kardeş kavgasının ülkeyi ikiye böldüğü, sokağa çıkmanın ölüm riski taşıdığı bu süreçte çıkış yolu bir türlü bulunamadı.

Hele devrimci lider Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının infazı, olayları daha da tırmandırmaya yetti.

Toplumsal kutuplaşmanın bu kadar yoğun olduğu bir dönem hatırlamıyorum.

Birilerinin ülkemizin değerlerini, Atatürk sevgisini yok etmek, Milli duyguları ele geçirmek adına ortaya koydukları oyun, gelişmekte olan Türkiye’yi geriletti.

Yaşayanlar bilir, 60’lı yılların çocukları gençliğini yaşayamadı. Belki, bu günlere oranla, hiç olmazsa “toplumsal mücadele” inancı, değer katmıştı genç beyinlere ama hayata tutunuş hep bir “keşke”lerde takılı kaldı.

Bu zor süreçte gençliğin tek kaçış yolu müzikti.

***

Üniversite gençliğinin başlattığı siyasi olaylar sürecinde, Barış Manço ve Cem Karaca, milliyetçi ve devrimci bakış açılarını yansıttığı şarkılarıyla ön plana çıktı.

Her iki sanatçı da gençliğin sesi oldu

Arap müziği ezgilerini Türk müziğiyle kaynaştıran ve adını “arabesk” koyan Orhan Gencebay da orta yolu bulmaya çalışan tarzıyla dikkat çekici bir yükseliş sağladı.

Müslüm Gürses de isyankar şarkılarıyla adını duyurdu. 

Kendi dinleyicilerini yarattılar.

Ancak asıl patlamayı Ferdi Tayfur yaptı. Adana’dan kopup gelen bu karayağız delikanlı, 1976 yılında “Çeşme” adlı şarkısıyla, bir anda müzikteki bütün tabuları yıktı, gönüllere girdi.

Ardından çıkardığı “Merak Etme Sen” ise, ölümüne fikir tartışmasına giren gençleri, sükunete davet eden sözleriyle dinginlik yarattı. Hele şarkının nakaratı:

 “Toprak olur taş olurum

Yolunda yoldaş olurum

İstersen gardaş olurum

Merak etme sen

Merak etme sen”

Ferdi Tayfur kısa sürede, dertlerin sesi olmuş, şarkıları, filmleri, aşklarıyla toplumsal bir figür haline gelmişti.

“Bana Sor” şarkısı ise bu çıkışın felsefesiydi.

***

Ferdi Tayfur’un müzik yolculuğunda yaşadığı en büyük aşk ise ünlü oyuncu Necla Nazır ile oldu. İkili, 30 yıl süren bir birliktelik yaşadı. Ancak 2007’de bu büyük aşk sona erdi. Bu ilişki, Tayfur’un hayatının dönüm noktalarından biri oldu ve o zamana kadar yaşadığı duygusal çalkantılar, tüm hayranları tarafından şarkılarına ve filmlerine yansıdı. Ferdi Tayfur, Necla Nazır ile birlikte çok sayıda filmde rol aldı ve Türk sinemasının unutulmaz çiftlerinden biri oldular. 

***

Ferdi Tayfur sanat hayatı boyunca fikirlerini hiç saklamadı, birileri gibi ikili oynamak yerine, siyasi kimliğini net ortaya koydu.

Sıkı bir Atatürkçü’ydü. Bunu hiç saklamadı, net konuştu.

Sadece müzik ve sinema değil, roman da yazdı. Paraşütteki Çocuk romanı, siyasi görüşlerinin bir yansıması oldu.

2017 yılında Hürriyet Gazetesi’ne verdiği röportajda siyasi fikirlerini ve Atatürk’ü anlattığı satırlar, onun derin siyasi kimliğini, farklı bir bakışla Milli mücadeleyi ortaya koyar nitelikte...

***

İşte o röportajdan satır başları:

- Siyaset başka bir olay. Ben hukuka inanırım, adalete, paylaşmaya, özgürlüğe, ifade özgürlüğüne inanırım. Bunlar bir ülkenin en büyük dokunulmazlarıdır. İnşallah bunlar bir katakulliye gelmez. Çünkü hukuk olmayan memleket, memleket değildir. Dağ başıdır orası. Biz bu topraklarda yaşıyoruz. Bu cumhuriyetin insanlarıyız.”

 “-Atatürk Başbakan olabilirsin, bakan olabilirsin, reisicumhur bile olabilirsin ama sanatçı olamazsın” diyor. Askerde, Ankara’da bando bölüğündeydim ben. Atatürk’ün bu lafı yazıyordu duvarda. Gider gelir o lafı okurdum. Çok sözü var ama sanatçı olarak en etkilendiğim sözü budur. Teşvik ediyor insanı. Atatürk’süz olmaz. Bunu bilen biliyor. Bu kabullenmeyenler, rengini belli etmek için kullanıyor. “Bu bizdendir” deniyor. Niye? Atatürk’e sövdüğü için. Bunlar geçici şeyler.”

“-Mecburen geçecek. Türkiye’yi kurtarmış. Darmadağın olmuş bir ülke... Giren çıkan Fransızlar, İtalyanlar, İngilizler, Yunanlılar... Parçalanıp gidiyoruz, bugünkü Irak gibi. Bir adam çıkıyor, “Arkadaşlar ya istiklal ya ölüm” diyor. Yani ya öleceğiz ya da bu ülkeyi kurtaracağız.”

“-Yani Atatürk öyle bir intiba bırakmış ki sen unutursun ama dünya unutmaz. Düşünebiliyor musun? Mao, kültür devrimini yapmış adam... "Ben Çin’in Atatürk’üyüm” diyor. Sen unutabilirsin ama dünya unutmaz, kınar hem de. “Vay be” derler, “Bir adamı sığdıramadılar...” “Bir adamın heykelini bile sığdıramadılar” derler.”

“-O bir şey istemiyor ki. İdeallerini yazmış, çizmiş, Nutuk’lar bırakmış. ”Yaparsanız böyle olur, yapmazsanız siz bilirsiniz” demiş, gitmiş adam. Allah rahmet eylesin. Kim, ne derse desin. Ben Atatürk’ün kötü bir şey yaptığına inanmıyorum. Bırakmış olduğu cumhuriyete inanıyorum.”

***

2010 yılından bu yana kendi köşesine çekilmişti Ferdi Tayfur… Yılların getirdiği sağlık sorunlarıyla boğuştu. Hatta son hastaneye yatışında, “İyiyim, merak etmeyin” demişti hayranlarına…

Kurtulamadı.

***

Bugün onu son yolculuğuna uğurluyoruz.

Bir büyük sanatçıya, bir dönem şarkılarıyla akan kanı durduran, kardeşliğe çağıran bir fikir adamına veda ediyoruz.

 Artık şarkılarıyla, bıraktığı eserlerle yüreklerde yaşayacak Ferdi Tayfur…

Bugün, yarın, daima.

***

Yattığın yer incitmesin seni Ferdi baba, huzur içinde uyu.

Bugün, o gençliği vatan aşkıyla yoğurup “sevdalı" yürekler yarattıysan eğer, senin eserindir.  

Hürol DAĞDELEN

[email protected]

03.01.2025