Müzikte bir topuklu efe, Kirmasti ve Müzeyyen Senar’ın kostümü
Çocukluğumdan bu yana Türk Sanat Müziği’ni yaşarım, hiç aralıksız... Hemen her besteciyi tanır, şarkılarını söyler, müziğinden keyif alırım…
Aslında bizim kuşağın genel yapısı da böyledir, çünkü radyolarla büyüdük ve o mucize cihazlarda en çok Türk Sanat Müziği şarkıları çalınırdı…
Benim bu müziğe hayranlığım, üç aşamada oldu.
İlki, İstanbul’da Çemberlitaş’ta oturan büyük halamın evinde… O üç katlı devasa evde 10 gün geçirdim ailemle…
Yaşım 8 ya da 9…
Hemen her gece film izlerdik, tabii bugünkü koşullardan farklı olarak… O zaman ne televizyon var ne de video…..
Amcamın çok büyük bir sinema makinesi vardı, çarşıya çıkıp film disklerini alır, gösterime özenle hazırlardı…
Her akşam bir film… Türk ya da yabancı… Büyüklere çaylar art art gelir, biz de gazoz içerdik.
Bir filmi hiç unutamıyorum, Senede Bir Gün…
Siyan-beyaz, kare kare aklımda…
Başrollerde Hülya Koçyiğit ve Kartal Tibet… Bir de sahnelerde yeni yeni parlayan Adnan Şenses…
Onun söylediği “Senede Bir Gün” şarkısı, benim bu yaşıma kadar, aklımdan hiç çıkarmadığım, söylemekten zevk aldığım bir şarkı oldu.
Türk Sanat Müziği’ne aşinalığım böyle başladı.
***
İkincisi annem.. Çok güzel bir sesi vardı… Mutfakta yemek yaparken söylediği şarkılar, bir bir beynime kazındı.
Annem ne albüm yaptı, ne de sahneye çıktı. Hayatı boyunca o geniş repertuvardaki bütün şarkıları bizim için söyledi.
Sanırım, benim yaşımda birçok çocuk da, bu müziğe sevgisini anne nağmeleriyle pekiştirmiştir..
Üçüncüsü üniversite yıllarımdaki koro çalışmaları… Üniversite yönetimi, Türk Sanat Müziği korosu kurulacağını bildirince, hemen kayıt yaptırdım ve seçildim.
İlk dönemde müzik hocamız Yusuf bey yönetti koromuzu… Sonra deha olarak adlandırdığım rahmetli Cinüçen Tanrıkorur’du hocamız…
Onun sayesinde Türk Sanat Müziği’nin tüm inceliklerini öğrendim. Ses eğitimi, müziğe uyumu, şarkılara özeni…
Bu arada eşimi de bu koroda buldum……
***
Peki yazıma neden böyle bir giriş yaptım, mevzu nedir diye sorarsınız, yaşadığım tüm bu aşamaları tek bir konserde, bire bir tekrar hatırlamam ve Türk Sanat Müziği’nin doruklarında bir gece yaşamam…
***
Yer Bursa… Sahne Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Merinos Orhan Gazi Salonu,,, Burası geçmişte Atatürk’ün 1937 yılında açılışını yaptığı Merinos kumaş fabrikası aynı zamanda…
Daha üç ay önce kurulan Kirmasti Türk Müziği Topluluğu Korosu’nun ilk konser gecesine tanıklık ettik.
Şef Gülsüm Aydoğdu Anafarta…
İnanılmaz bir insandır Gülsüm hoca… Aslen Egelidir, Akhisarlı ama yıllardır Bursa’da yaşıyor. Baba tarafı Mustafakemalpaşalı…
Gerçekten de Ege’nin ‘Topuklu Efe’sidir kendisi…
İş disiplini, tavizsiz kimliği ve inandığı doğruları hayata geçiren Atatürkçü karakteriyle, görev yaptığı her alanda iz bırakmıştır.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın kurucusu ve yıllarca yöneticiliğini yapmış bir isim o…Bir dönemde konser verdiği salonun yöneticiliğini yaptı.
Türk Sanat Müziği’ni de yüreğinde yaşar, benim gibi…
Hem müzik bilgisi hem de bu muazzam kültüre sahip çıkışı bir başkadır Gülsüm hocanın…
***
O gece 30 kişilik korosu ve yıllar önce kuruluşuna öncülük ettiği, yöneticiliğini yaptığı Çalgıcı Mektebi Roman orkestrası da ilk konserine çok iyi hazırlanmıştı.
Sahneye kadın eli değmişti adeta…
Koristlerin şık giyimi, müzisyenlerin mutevazi tavrı, sahnenin ışığıydı.
Saz sanatçılarının kullandığı sehpalar, beyaz ve ince tüllerle süslenmişti. Nefis bir görüntü…
Tabii baş köşede Atatürk’ün portresi…
Konser öncesi, koronun çalışmalarından elde edilen görüntülerin ekrana yansıması da izleyiciyi bir müzik ziyafetine hazırlar nitelikteydi…
***
Gülsüm Aydoğdu Anafarta, sahneye müziğimizin divası Müzeyyen Senar’ın bir konserinde giydiği elbiseyle geldi.
Muhteşem bir andı.
Konser, ölümsüz sanatçı Müzeyyen Senar’ın ölüm yıldönümüne rastlayınca, Senar’ın Bursa’da yaşayan kızı Sebile Türksoy Göktürk, bu elbiseyi giymesini rica etmiş Anafarta’dan…
1990’lı yıllarda Müzeyyen Senar’ın Gönlü Ferah Otel’deki konserde giydiği elbisedir bu…
Gülsüm Aydoğdu Anafarta, sahneye müziğimizin divası Müzeyyen Senar’ın bir konserinde giydiği elbiseyle geldi.
Çok yakışmıştı Gülsüm Aydoğdu Anafarta’ya…
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin himayesinde gerçekleştirilen konserde, çevre ilçelerin belediye başkanları, sivil toplum örgütleri, müzik toplulukları, Rumeli ve Balkan derneklerinin başkanlık düzeyinde katılım vardı konsere…
Salon tıkım tıklımdı.
Konser sonrasında, Müzeyyen Senar’ın Bursa’da yaşayan kızı Sebile Türksoy Göktürk, koro şefi Gülsüm Aydoğdu Anafarta ve bir koro üyesiyle bu anı fotoğrafını çektirdik.
Gece muhteşem başladı. Koro ve orkestra üyeleri arasındaki uyum mükemmeldi. Bana, İzmir’deki fuar geceleri anımsattı. Bir Zeki Müren konserini hatırlıyorum. Onu sahneye beklerken bir fasıl grubu çıkar seyirciyi ısıtırdı.
Gümbür gümbür başlarlardı konserlerine…
Burada da öyle oldu. İki bölüm halinde 20 Türk Sanat Müziği eserini hatasız yorumladı koro…
Koro, içlerinde doktor, eczacı, milletvekili, öğretmen gibi yıllarını mesleğine vermiş isimlerden kurulmuştu.
Gülsüm Aydoğdu Anafarta, yönetimiyle tüm sahneye hakimdi. Hataya izin vermedi.
Düşünün üç ay önce kurulmuş bir koronun bu başarısı, her türlü takdiri hak ediyor.
Anafarta’nın salondaki konuklarla iletişimi ve uyumu mükemmel düzeydeydi. Şarkılara dinleyicilerin de eşlik etmesi, konseri keyifli bir hale getirdi. Herkes tek yürek olmuştu.
Bunda, konserin sunuculuğunu üstlenen Kültür ve Turism Bakanlığı Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Korosu sanatçısı ve Gülsüm hocanın öğrencisi olan Arzu Temel'in de sempatik sunumunun etkisi vardı kanımca.....
Konserin bir bölümünde, Atamızın gözlerinden oluşan görüntüler eşliğinde Anafarta’nın kendisinin yazıp okuduğu şiir salonda coşkuyla karşılandı.
Sözün özü, koro muhteşem, koro şefi Gülsüm Aydoğdu Anafarta, giyimi ve sahne duruşuyla üretken, becerikli, yetenekli yönetici bir kadının somut bir örneğiydi.
***
Şimdi bana “Kirmasti adı nereden geliyor” dediğinizi duyar gibiyim.
Anlatayım.
Kirmasti bir kadın adı... Bursa’nın ilçesi Mustafakemalpaşa’nın Bizans dönemindeki ilk yöneticisi, bir kadın komutan, adı Kirmastorya… Mustafakemalpaşa’nın kurucusu…
Kirmasti kadınların güzellik ve bereketin simgesi olmasının ötesinde gücü ve yönetici kimliğini de simgeliyor. Kadın gücünü ve dayanışmayı ön plana çıkarmak için koroya bu isim verilmiş…
Bence tam isabet…
Koronun başarısını ve yöneticisi Gülsüm Aydoğdu Anafarta’yı yaşayınca, müziğin sınırsız gücünü hissettiriyor size…
Başarılarının devamını diliyorum.
----------------
Hürol DAĞDELEN
10.02.2025