İmamoğlu'nun iktidar yürüyüşü ve İzmir
İzmir, hep tek başına mücadele etti… Devlet kadrolarıyla, İktidarla…
Ekonomik alanda, devlete en çok vergi veren, üreten bir kent olan İzmir, bunun karşılığını alamadı.
Hep sorunları geçiştirildi.
İzmir milletvekilleri, gündeme her İzmir’i getirişlerinde hep şöyle bir yanıt aldı:
“Sen de biliyorsun ki İzmir en gelişmiş illerimizden biri… Ona vereceğimiz kaynağı falanca şehre aktaracağız. Oranın da gelişmesi lazım…”
Daha birçok neden, birçok bahane…
İzmir bu yüzden hep arka planda kaldı.
İşte bu yüzden İzmirli hep şu yakıştırmayı duydu birilerinden:
“İstanbul’dan bakınca İzmir köy gibi.”
Bu bahaneler üretildiğinde, İzmir’in devlete ödediği vergilerle kalkınan şehirler, iktidar partilerinin de desteğiyle ‘Ege’nin incisi’ni solladı, geçti.
İzmir’e bir teşekkür bile yok.
Aksine toplum yaşamıyla eşitliği desteklediği, kişisel özgürlüğü benimsediği, Ata’sına sahip çıktığı, Cumhuriyet değerlerini koruduğu için çoğu kez linçe bile uğradı.
Bunca baskıya rağmen, değerlerinden milim sapmadı.
***
2025’e kadar, aldığı ufak tefek devlet destekleriyle ayakta kalmaya çalışan, belediye başkanlarının çabalarıyla modern kentleşme yolunda etkili adımlar atmaya çabalayan İzmir, ilk kez bir lidere iktidar yürüyüşünde ilham kaynağı oldu.
“Sevgili İzmir, cesur şehir, bunca yıldır haksızlığa uğradın, biliyorum ama söz, ben bunu gidereceğim. Seni ve Ege bölgesini ayağa kaldıracağım. Türkiye’nin yeniden yıldızı yapacağım” diyen Ekrem İmamoğlu’na, Cumhurbaşkanlığı yolunda ilk çıkış noktası oldu.
***
Şöyle bir düşününce…
Kurtuluş savaşını başlatan ve bitiren bir şehir olan İzmir, son 23 yıldır da CHP’nin kalesi olmayı başardı.Ancak bunca zaman katıksız CHP’yi destekleyen İzmir’in bunun karşılığını tam olarak aldığını söyleyemem.
Dahası, oylarıyla milletvekilli yaptığı CHP eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, birçok politikacı, elinde onca imkan varken İzmir’e lider kimliğini hissettiremedi.
İzmir, İstanbul ve Ankara’nın ardında, hatta Antalya’nın, Adana’nın gerisinde kaldı.
Nedeni, çantada keklikti İzmir CHP için… Bir mücadele vermek gerekmiyordu nasıl olsa…
Oysa süreç sürekli İzmir’in aleyhine işledi.
Şöyle çıkın çarşıya, Konak Meydanı’na, Çankaya’da, vatandaşlarımıza sorun, size aynı yanıtı vereceklerdir:
“İzmir’in hakkı yeniyor…”
***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, deneyimli bir politikacı… İktidara, sandıkta hesap sorabilecek bir kimliğe ve özgüvene sahip…
Şöyle dedi çalışma arkadaşlarına:
“Cumhurbaşkanlığı seçimi çalışmalarına İzmir’den başlayacağım. Çünkü bu şehrin gücüne, insanlarının vefasına inanıyorum.”
İzmir bir Atatürk şehri, Cumhuriyet aydınlarının yurdu… Hiç ödün vermemiş, geri kalsa bile iktidardan yana adım atmamış bir büyük şehir…
İmamoğlu bunun farkında...
Bir CHP’li lider için bundan daha zekice bir başlangıç olamazdı. Hele daha önce yerel seçimlerde dört kez iktidarı yenilgiye uğratmış bir politikacı olarak…
***
Ekrem İmamoğlu, iktidar yolculuğuna İzmir’den, Karşıyaka Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen “demokrasi devrimi”yle başladı.
İlk sözleri İzmir içindi:
"İzmir özel bir şehir. Cesur başlangıçların şehridir. İlk kurşunun son kurşunun şehridir. Bugün bir yola çıkıyoruz. Hep birlikte başaracağız.”
Sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdi veriştirdi:
“Elinizde ne varsa dökün ortaya. Ama öyle uydurma belgelerle, gizli tanık beyanlarıyla değil.”
“Mertsen meydan okumama karşılık verirsin. Hodri meydan.”
“Yoksa yine Saray’ın odalarına saklanarak mı konuşacaksın?”
“Kusura bakma Erdoğan atı alan Üsküdar’ı geçti.”
Ekrem İmamoğlu iddialı bir siyasetçi… Yaklaşık bir saat kaldığı kürsüde etkili mesajlar verdi. Doğaçlama ve net.
Önünde bir promter felan yoktu, sözlerini salondaki kalabalığın ve ekran başındakilerin gözlerinin içine baka baka, etkili bir şekilde söyledi.
Sözleri, vücut dili ve samimi tavırlarıyla “özlenen bir lider”i izletti bizlere…
Sözün özü, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a güçlü bir rakip geliyor. Bunu da İzmir’den haber ediyor.
***
İmamoğlu’nun İzmir ziyaretinden dev bir işbirliği de çıktı. İzmir Büyükşehir ile İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin ortak bir çalışma içinde olma kararı…
Bir ölçüde Ekrem İmamoğlu ile Cemil Tugay’ın vizyon projesi… Anlaşma için her şey tamam… İmzalar da…
Hemen akla şu geliyor:
Yıllarca birbirlerini kıskanan bu iki büyük şehir nasıl oluyor da ortak bir proje üretebiliyor?
Demek ki bir şeyler aşılmış…
Şimdi önemli olan, iki lider kentin birbirlerini desteklemesi, geleceğe odaklanması…
Kulislerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın kurmaylarıyla bu konuda etkili bir mesai harcadığı, iki büyük kentin dayanışarak gelişmesi için çaba gösterdiği konuşuluyor.
Bu doğruysa, kentsel gelişimde bugüne değin kendi yağıyla kavrulan İzmir’e ilk kez güçlü bir ortak geliyor.
Hele bir de CHP iktidar olursa İzmir, “geleneksel yalnızlığından, ülke yönetiminde söz sahibi olacak güce kavuşacak” demektir.
Bu süreç beni hiç rahatsız etmiyor, aksine umut veriyor..
Çünkü İzmir kültürünün İstanbul’a da iyi geleceğini biliyorum.
---------
Hürol DAĞDELEN
09.03.2025